tori amos' un sesi de; ruhumu genişletiyor, tepe taklak ediyor beni.
kulağı dolduruyor sesi. sweeeeeeeet, sweeeeeet kısmı, bildiğin; uçuş. bulutların üstündesin.
hele bi de, till i get my own tv show kısmından, ashre ashre ashre ashre kısmına geçiş yok mu, çok fazla. aşşuri, aşşşuri, aşşure, aşşurey. aman diyim.
insanın suratı, şarkıyla şapşal bi hal almaz ki. alıyo işte; gözlerim kısılıyor, ağzım kulaklarıma değiyor. nescafeyi öyle bir dikiyorum ki, boğazlarımı yakarcasına. acı çekmek için değil ama, dikiyorsun işte.
maynard üstadım, bu kadar mı ruha hitap edilir be. adam akıllı 3 satır bişey okuyor düette, ama olağanüstü. teach me how to love my brothers, ile sesini de konuşturuyor yahu. zirvelere çıkarıyor duyguları.
maynard, tek başına şarkıyı söylediğinde(muhammed my friend,i'm getting very scared kısmı), tori' nin suratındaki mutluluğu da kaçırmayın. piyanonun başında müzik orgazmı yaşıyor.
tori' yi bile kendinden geçiriyor, yeminlen.
tori amos ablamızdan da bir isteğim var; piyano çalarken o kadar kışkırtma. herkes maynard kadar sakin değil. söylemedi deme. güzel bir kadınsın. ama dürtme insanı o kadar. mikrofonu yemeler falan. yerler adamı.*