YOK'un 9 muhalif uyesi tarafindan YOK Baskani Yusuf Ziya Ozcan'in anayasa degisikligi sonrasi yayinladigi, "Turbanli ogrencilerin universitelere girisine engel olmayin" konulu genelgeye karsi yayinlanan bildiri. Metni asagidaki gibidir:
''Bu değişikliğin uygulamaya etkisi ile ilgili olarak YÖK Başkanlığıca üniversitelere ve kamuoyuna yapılan açıklamada; yasama organınca yeni bir düzenleme yapılmadan da, Anayasa'nın 174. maddesiyle korunan inkılap Kanunlarındaki kısıtlamalar gibi, 'kimliği teşhis edilemeyecek bir durumda bulunan kişilerin Yükseköğretim Kurumlarının bina, eklenti ve yerleşke alanlarına alınmaması yönünde tedbirler alınabilir' denilerek, yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafetle ilgili Türk Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarıyla oluşturulan hukuki durum ortadan kaldırılmak istenmektedir.
YÖK Başkanlığının yaptığı bu yorum ve değerlendirme, öncelikle bu değişiklikle Anayasa'nın 42. maddesine eklenen, 'Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanılmasının sınırları kanunla belirlenir' amir hükmüne açıkça aykırı düşmektedir. Çünkü, bu hükümle kılık kıyafet dahil, yüksek öğrenim hakkını sınırlayan sebepleri belirleme yetkisi 'münhasıran kanun koyucuya' tanınmıştır. Dolayısıyla, bu düzenlemenin de 'mutlaka kanun' ile yapılması Anayasal bir zorunluluktur. 2596 sayılı 'Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun'un din adamları gibi bazı özel statüler için olduğu, bunun Anayasa'nın 42. maddesinin öngördüğü yasama organınca çıkarılması gereken yasa olmadığı açıktır. Yasama organı söz konusu yasayı çıkarmadan ne Yükseköğretim Kurulunun ne de üniversitelerin bu konuda düzenleme yapma yetkisi yoktur. 'Hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisini kullanamayacağı' Anayasa'nın 6. maddesinin amir hükmü gereğidir. Bu nedenle, Anayasa'nın söz konusu hükümleri uyarınca YÖK Başkanlığınca yapılan bu açıklama yetki saptırılması niteliğinde olup hukuken yok hükmündedir.
Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan bu değişiklikler, Türk Anayasa Mahkemesi'nin içtihadıyla oluşan ve AiHM'in de sözleşmeye uygun bulduğu mevcut hukuki durumu ortadan kaldırdığı şeklinde yorumlanamaz. Aksine yorum ve değerlendirmeler Anayasa'nın teklif dahi edilmeyen hukuk devleti ve laiklik ilkesine açıkça aykırı düşecektir. Bu nedenle, Anayasa değişikliğinden sonra da yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafetle ilgili olarak uyulması ve uygulanması gereken hukuki statü, mahkeme kararlarına dayanarak oluşturulan mevcut hukuki durumdur. Mahkeme kararlarına uymak Anayasal ve yasal bir zorunluluk olup, 'Konusu suç teşkil eden emri hiçbir surette yerine getirmemek' de Anayasa'nın 137. maddesinin amir hükmü gereğidir."