Muhalif olmanin ne kadar kotu oldugunu gosteren eylemdir! Basin ozgurlugu son derece yuksek olan bi ulkede yasiyoruz inkar edilemez. Kim diyebilirki basin ozgurlugu yok diye? Bakin gazeteler istedigini yayimlayip yazarlar dilediklerini yazabiliyor tabii sonuclarina katlanmak sartiyla. Birakin ozgurlugu bu ulkede yazarlarin kalemleri kirilip atilmaya baslandi bu zamanda bu yapiliyorsa imparatorluk kurulduktan sonra (bkz: akp nin tekrar iktidara gelmesi) muhalif dilleri bir sure susturup tekrar konusmalari riskine karsi dilleri kesilecektir. Fasizm doruklara ulasacak muhalif tum dusunceler ortadan kalkacak ve iste o zaman tek ses diledigine sahip olacak. Sissst muhalif oldugumuzu duymasinlar sakin...
doğruluğu veya yanlışlığı iki cenahın aynştaynları tarafından kesin ifadelerle dile getirilen önerme .
yalnız ben yargının ak partinin elinde olduğuna götümle gülerim afedersin .ben babamın yanına chp nin anayasa mahkemesinin yanına gittiği sıklıkla gitmiyorum amına koyayım .
--spoiler--
davalı kişilere hakaretten dolayı yargılanma olayını açmak gerekiyor biraz. hakaret derken?? kimlerle işi pişirdiklerini haber yapınca hakaret mi oluyormuş bu? kaldı ki ben neredeyse bütün gazeteleri takip ediyorum, bir hürriyet te rastladığım hakaretin onda birini diğer gazetelerin toplamında bile göremedim. cumhuriyet ve milliet de dahil bak buna.
anlamamakta ısrar eden arkadaşlar var aramızda.
öncelikle davalı kişilere eden hakaretleri açıklayalım. bahsettiğimiz başkalarıyla pişirdikleri işlerin haberinin yapılması değil. bu kişilere olmadık hakaretler, iftiralar edilmesi, toplum nezdinde küçük düşürülmesi, aşşağılanmasıdır. bütün gazeteleri takip edip de yandaş basında rastladığı hakaretlerin bir hürriyet'de rastladığı kadar olmamasına gelince. kendisine türkan saylan ve leyla gencer, hatta ilhan selçuk öldüğünde yazılanları okumasını tavsiye ederim. cumhuriyet mitinglerine katılanlara keza.
--spoiler--
büşra edal'a gelince, haberin kenarında yorumu bulunmaktadırmış da, bu yüzden dava açılmışmış. allah allah?? halbüki bir gazeteci kendi haberinin kenarına yorum yapamaz değil mi? kaldi ki yorumu yaptı, ulan burası hani gazetecilerin özgür çalışması gereken bir yerdi, sanane yorumundan, basın özgürlüğü yok mu, istediği yorumu yapamaz mı, yaparsa da sanane?
bir muhabir bir haberi yaptığında içine kendi yorumlarını katmaması esastır. yani haberi olduğu gibi vermeli, okuyucuyu kendi ideolojisine göre yönlendirmemeli, yargılamamalıdır.
kaldı ki yorum yaptı diyelim. bunu davayı etkileyerek, yargıçları zan altında bırakarak, haber yaptığı kişilere olmadık iftiralar atarak mı yapmalı ? bunu gururuna yediremeyip intihar eden onurlu komutanların hakkını nasıl ödeyebileceklerini zannediyor bu insanlar ?
--spoiler--
yalçın gibi adamların* bilgisayarlarında ergenekonun nasıl itibarsızlaştırılacağının stratejisi çıksın, bu yüzden tutuklansın, sonra da densin ki "gazeteciler tutuklanii"
--spoiler--
buna sadece polisin cep telefonuna habersizce eklenen hizbullahçıların tel. nosunu, oda tvde yayınlanan bombaları şöyle yerleştireceksiniz, böyle koyacaksınız videosunu söylüyorum.
ve ek olarak sana ağzını toplamanı, yazdıklarına dikkat etmeni tavsiye ediyorum. yoksa bir daha yazı yazamayacak hale sokarım seni.
muhalif gazetecilerin teker teker ergenekon a destek vermesi ve davayı sulandırma görevini ifa etmeleri neticesinde gerçekleşen durumdur.
kıçının üstünde oturup muhalefet yapana kimse dokunmamaktadır.
(bkz: adam ol adam)
doğru olsaydı nihat genç in idam edilmesi gerekirdi. muhalif gazeteci pek fazla kalmadığı için, olanlarında yarısı garip gurup işlere karıştığı için böyle bir yanılsama oluyor.
sayki çıkardılar tüm gazetecileri, adam gibi eleştirileri olan, doğru düzgün muhalefet yapabilecek adam var mı içerde ? dışarda da yok, içerde de yok. hep aynı nokta. sizin muhalefetten anladığınız nokta. kömür, bulgur, makarna...
aslında, gazetecilerin toptan tutuklanması lazım. gazetelerine mali müfettişleri yollayarak yapılan incelemeler sonucu iflası açıklanarak başka birilerine (kim oldukları malum) yok pahasına devredilmesi lazım. parası olmayana (örn; sabah) zaten kolaylık sağlanır.
bunu espri yada eleştiri veya onaylama için söylemiyorum. olması gerekeni söylüyorum. ayağı kırılan at'ın acı çekmesini izlemek gibi bir durum hasıl olmuş durumda. hiç olmaz ise saflar-taraflar-niyetler gerçekleşir. yıllara yayılacak yargılama-mahkumiyet-beraat-tazminat tartışmaları yaşanmaz. ihtilallerde kurulan mahkemeler gibi, tek dava-tek dosya yapın.
ne milletiz ya, artık ayak oyunlarını bile yapamayacak kadar hiçleşmişiz.
başbakanların tutuklanıp asıldığı binlerce sivilin yokyere yok olmasi sorunsali varken toplumu manüple edebilen şer ocaklarinin tutuklanmasi garipsenmemesi gerekir,
ayrica tutuklanmadan önce hanginiz biliyordunuz lan Nedim Şener ve Ahmet Şık'ı ? yazı turaylami içeri alıyorlar sanıyorsunuz? savunma haklari var tabi savunulacak birşeyleri varsa, savunsunlar beraat etsinler, adamlar kendilerini savunamazken siz ne çıkıyonuz delik dondan çıkar gibi?
gazeteci değil bunlar, birilerinin ekmeğine yağ-bal süren çatallar.
öte yandan ergenekonun ne kadar köklü bir yapılanma olduğunu göz önünde bulundurursak davayi bulandirmak için suçsuz insanlarida örgütün içine çekmeye çalişiyorda olabilirler. bu hususta savcılarin oyuna gelmeyip ince eleyip sık dokumasinda fayda var.
yarın iktidar değiştiğinde, özel yetkili bir savcı, bu süreçte-soruşturma-tutuklamada yer alanlar hakkında görevi kötüye kullanma-devlet içinde çete oluşturma-siyasi-maddi menfaat elde etme-vatana ihanet diye dava açsa, bu oluşuma yol veren eski iktidar partisi hatta basın elemanlarını toplasa, dokunulmazlıklar bu suçlar ile suçlanan kişiler için kalkar diye bir gecede yasa yapılsa ki dokunulmazlık kunusu malum, sonuç ne olur?
özel yetkili savcı-hakim-mahkemeler-yasalar yapmak, teknik takip yapma, sonra bunları iktidara bağlama çabaları ilerde bumerang etkisi yaparsa ne olacak? devlet doğuda az gelişmiş hatta gelişmemiş insanlık özürlü kan davası güden aşiretler gibi mi olacak?
allah ım akıl tutulması yaşıyoruz.
üstelik bu seviyede kimse olayı tartışmıyor.
tutuklanan gazeteciler, yıllardır türkiye'de yaşanan ideoloji katliyamını sadece seyreden ve kendi kuyruklarına basıldığında inleyen gazetecilerdir. Bunun anlamı onların muhalif gazeteci oldukları için içeriye alınması gerekliliği değildir. Bu ülkede özgürlük varsa bunun en net göstergesi basın özgürlüğünün olmasıdır. Ancak öylesi bir durum var ki AKP ile kemalistler arasında tek taraflı bir savaş yaşanmakta. AKP = faşizm en doğru eşitlikse, aynı eşitlik Kemalizm = Faşizm için de geçerlidir. Olay neredeyse polis, asker savaşına indirgenmek üzeredir ve bu olursa hepimiz yanacağız. AKP faşist tutumunu her daim gözler önüne serdi ve ergenekon davası güvenilirliğini çoktan yitirdi. Bu iki grup birbirini yerken aynı zamanda bizi de yiyecekler.
türkiye'nin başka ülklere model olup olamayacağının tartışıldığı bir dönemde bizzat abd büyükelçisinin de katılımıyla yürütülen bir kampanyanın parçasıdır. bu kişiler suçlu da olabilir, suçsuz da...ama bana kalırsa birileri savcılara bir zarf atmış ve savcılar da bunu yemiştir. amaç, işte türkiye'nin bu model oluşunu tartışmaktır. abd'nin ısrarla bu olayın üstüne gitmesinin tek açıklaması da budur. yoksa dünyanın her yerinde gazeteciler tutuklanır ama abd'nin onlar için her zaman gözyaşı döktüğünü söylemek mümkün değildir.
hükümet'in işin içinde olduğunu da sanmıyorum. ama hükümet elini çabuk tutup bu, boş beleş tutuklamaların önüne geçmelidir. istediğin kişiyi istediğin zaman çağır, sorgula...fakat tutuklama ve sabahın köründeki baskınlar gereksizdir. bu iş en çok hükümete zarar verecektir. aslında ortaya saçılan ergenekon belgelerine bakınca, bu iş tam da onların istediği türden...
insanlar olayları objektif düşünemiyorlar hep aynı sözcükleri, cümleleri tekrarlıyorlar. Öncelikle akp hükümetinin tutuklamalarla ilgisi yok hepsini yargı veriyor. Sanki savcı öz erdoğandan liste alıyor ve insanları tutukluyor. Bu tutuklanmaların hepsinin bir nedeni var. Bir sürü telefon kaydı çıktı insanlar ülkeyi bölmek istiyor ve bunu yapmanın en önemli yoluda basın. Siz bu hainleri bulmak için bu gazetecilerin, yazarların arkasındaki şerefsizleri çıkarabilmek için bazı tutuklamalar yapmak gerekir fakat her tutuklamaya basın özgürlüğü diye feryat ederseniz o zaman bu düzen hiç değişmez ve statüko devam eder.
Biliyorum çok eksi alacağım ama bir düşünün dediklerimi.
