Tanım: Milliyet yazarı Mehmet Tezkan bugün köşesinde çok güzel bir noktaya değinmiş.
Bu yazıyı okumak gerek. Özellikle ''not'' düşülen yere dikkat bu konu üzerinde çok yorum yapılabilir. Türkiye'nin iki ucundan hangi tarafı bok'a değiyorsa Muhalefet onunla suçlanıyor. Muhalefet sadece konuşuyor ya ''hani boş konuşuyor '' sanırım , Deniz baykal'ın muhalefet'ini özleyeceğiz.
Zaman zaman kızıyorlar ya.. Aslında her zaman kızıyorlar; böyle muhalefet olur mu diyorlar..
Türkiye'nin tek ve en önemli sorunu muhalefettir diye tutturuyorlar..
Haklılar mı?
Enteresandır; muhalefete yeteri kadar muhalif olmadığı için kızılmıyor da, iktidarın dümen suyuna girmediği için bozuk atılıyor!..
Girse ne olurdu?
Misal, bugün Suriye sınırında 550 kilometre uzunluğundaki, 350 metre enindeki arazi israil'in olurdu..
Muhalefet muhalifliğini yapmasa..
Muhalefet iktidarın istediği gibi davransa..
O topraklarda bugün israilliler cirit atıyordu.. Askerleri de gelmişti ajanları da..
Mayınlı arazilerin temizlenmesi meselesini hatırlayın.. O araziler 49 yıllığına israil firmasına kiralanacaktı.. Muhalefet böyle şey olur mu diye ayağa kalkınca, Başbakan; ''Yahudi düşmanı mısınız, ırkçılık yapmayın'' diye esip gürlemişti..
*
(Not: O gün Yahudi düşmanlığıyla suçlananlar bugün israil avukatı olmakla itham ediliyor.. Bu ayrı konu hiç girmeyelim.)
*
Düşünebiliyor musunuz..
Başbakan 550 kilometre uzunluğundaki araziyi 49 yıllığına israil'e kiralasaydı neler olurdu.. Al başına belayı..
Taksim'de toplananlar, belediye otobüslerine binip Suriye sınırına doğru yola çıkardı..
Delme harekâtı gemiyle değil katırla olurdu..
Binerdik katırlara, israil defol yazılı pankartları açardık, doğru mayınlı arazinin önüne.. Kendi sınırımız içinde olmasına rağmen araziye dalamazdık..
Hem kiraya verdiğimiz için..
Hem mayınlar patlar matlar diye..
49 yıl elde pankart beklerdik..
*
O günleri hatırlıyorum.. Muhalefet sırf muhalefet olsun diye ''ikinci Gazze yaratmayın '' diye uyarmıştı.
Ya Başbakan'ı dinleseydik.. Ya arazileri verseydi.. Ya israil sınır komşumuz yapsaydık..
(O günlerde de Gazze abluka altındaydı)
iyi ki muhalefet var!..
muhalefet partilerinin varlığı demokrasinin temellerini oluşturuyor zaten. olmasaydı diye bir şey yok. olmasaydı, kim olursa olsun rahat davranır ve büyük yanlışlara düşebilirdi..
"kaleci olmasaydı gol olurdu" gibi bir önermedir.. güldürmüştür beni..
1920'lerde zar zor başkalarının elinden kopararak bağımsız olarak kurmuş olduğumuz ülkeyi satmaya çalışan bir partinin, muhalefet olmasaydı ülkenin tamamını satacağı iddiası.
Muhalafet demek hükümetin aldığı her karara karşı çıkmak değildir -elbette ki hükümetin aldığı yanlış ve keyfi kararlara bir fren mekanizması işlevi görür-ancak kürt sorunu gibi partilerüstü olması gereken ülkemizin en önemli meselelerinden birine ve kürt açılımına karşı çıkmak ve hükümeti vatan hainliğiyle suçlamak ,terör saldırıları sonrası ohal gibi saçma çözümler öne sürmek ,canları sıkıldğında erken seçim istemek (neye dayanarak),başbakanı suçlayarak kürt meselesininin çözüleceğini sanmak... Ve daha bir sürü aptalca kararların arkasında duran maalesef muhalefet olduğunu sananlardır.