hepsinin üstüne ecevit in laneti düşmüştür. muhalefet denince akla gelen ilk parti chp ilk kişi de rahmetli bülent ecevit tir. nasıl muhalefet yapılması gerektiğini en güzel 1991-1995 yılları arasında necmettin erbakan ve refah partisi göstermiştir. erbakan hoca siyasi stratejileri ile hem sağı hem solu bölmüş düşük oyuna rağmen 1995 seçimlerini kazanmasını bilmiştir.
muharrem ince ve kemal bey'in birbirilerinden farklı şekilde yumurtlamaları açık şekilde buna örnektir. partisine önderlik edemeyen ülkeyi nasıl yönetecek ?
son günlerde medyanın servis ettiği haberler vasıtası ile vardığım kanı. şimdi bakıyoruz güçlü bir siyasi iktidar var. bu siyasi iktidarın ne musa'ya ne isa'ya yarandığını söylememiz abesle iştigal olur. tabii bu sadece teorik anlamda gelişen bir şey. hani şey gibi ; ben vermedim, o vermedi, bu vermedi, kim oy verdi de böyle oldu ?
sorulması gereken ancak cevap verirken insanı oldukça zor duruma sokan bir dönemece sokuyor bu soru insanları. çünkü iktidardan bu kadar şikayet edip de alternatif üretmeyip boşuna nefes tüketen bir kitle var. hazırcı bu kitle, yani hiç bir şey yapmadan, hiç bir siyasi yenilik üretmeden yaklaşık bir asırlık modası geçmiş değerlerin arkasına sığınıp kemalizm takiyyesi adı altında başarısız bir muhalefet tavrı içine girmektedirler. bunun dışında yine başka bir kitle de başka başka şeyleri popülizm haline getirekek, bayrak, vicdan ve kan üzerinden siyaset ve dolayısı ile çapsız ve başarısız bir muhalefete liderlik ederken iktidarı ve gücü alaşağı etmek için her yordamın denenmesinde bir beis görmeyecek kadar gözü dönmüşlerdir. sosyal paylaşım sitelerinde bir siyasi liderin sözlerinin alay konusu olması ve bunun bir iki kezle sınırlı olmaması bence muhalefet kanadının çapsızlığı hakkında yeterli doneleri vermektedir.
"40 yapar" gibi, "ülkücü vs metalci" gibi popülerleşen ve dilden dile gülme efecti şeklinde fw edilen maillerin sirkulasyonu dışında bu ülke için acaba kendileri ne üretip insanlara servis etmişlerdir merak ediyorum. son olarak çapsız bir memurun bu ülke yararına ne yapabileceği konusunda da merak içindeyim. gazeteleri ne kadar takip ediyorsunuz bilmiyorum ama 2 ekim cumartesi gününe ait hürriyet gazetesinin haberine göre memur gandi başıörtüşü kızların hududlarını belirleyici bazı söylemlerle insanların karşısına çıkmıştır. yani diyor ki ; "başörtüsü başı örtüyor ancak saçları tamamen kapatmıyor. türban ise; saçı tamamen kapatmak için kullanılıyor". yani insanların hafızalarının balık olmasından mı faydalanmak istiyor nedir çok anlamıyorum ama sanırım inançların uygulanması açısından kendisinin referans alınmasını, litaratür babında da sözünün geçmesini ve "biz böyle dediysek böyledir" cilik oynamak istiyor. sanıyorum ki komik olduğunun farkına varıyordur ertesi gün gazete bayiinden gelen gazetenin önüne konulması ile.
peki; "tayyip bey'le anlaşırım recep bey'le anlaşamam" gibi bir söylem sizce çapsız ve komik değil mi?
