içinden çıkılması çok zor olan bir döngüdür. kendi içinden geldiği gibi yaşamaya çabalarsın, ta gençlik döneminden beri, hooop itirazlar, hop ayıplar. yaş gelir 40+ ya bir bakmışsın sende aynısı oluvermişsin. bu sefer de sen kıskançlıkla hayatı diğerlerine tatsız edersin...
Muhafazakarlık dindarlık değildir. Mevcut iktidar ilişkilerinin korunmasıdır. Muhafazakarlığın dindarlık ile karıştırılması dinin egemen olmasındandır.
bir ideolojiden çok bir "tavır" ya da "duruş" olarak değerlendirdiğim..
özellikle batıcılık kisvesi altında yoğun biçimde yozlaştırılıp kimliği yok edilmeye çalışılan toplumumda/ülkemde bu duruşa sahip olmak, milli ve toplumsal değerleri tahrip ve asimile etmeyi amaçlayan onca iç ve dış mihrak karşısında muhafazakar bir tavır takınabilmek sergilenecek belki de en radikal tavırdır.
bahsi geçtiğinde neden yalnızca akla "din" olgusunun getirilip çoğu zaman bunun üzerinden tartışıldığını da anlayamadığımdır aynı zamanda. hayatında din olgusu bulundurmayanların, hatta dini yer yer bir tehlike olarak gören kitlenin veyahut insanların çoğu zaman konuyu oraya çekmelerinden dolayı sanırım. fakat dinin muhafazakar görüşte önemli bir yer tutuyor olması ona yalnızca din üzerinden saldırılabileceği anlamına gelmiyor olsa gerek değil mi?
nihayetinde islam peygamberi hz.muhammed putlara inanılan bir topluma "gerçek anlamıyla" gökten inen bir kitap tebliğ ederek, dünyada günümüz itibariyle yaklaşık 1500 yıldır inanılan bir dinden ve kitaptan haber vererek dünya ve insanlık tarihinin görüp göreceği belki de en büyük devrime imza atmamış mıdır? Başka bir deyişle bizzat kendisi ya da inananları tutucu, bağnaz, yeniliğe kapalı diye eleştirilen islam dininin peygamberi Hz.Muhammed belki de insanlık tarihindeki en büyük devrimci değil midir?
Gelgelelim sonra ne olmuştur; aynı Hz.Muhammed insanlığa haberini verdiği Allah ve din inancını koruma ve kollama adına mutlak muhafazakar bir duruş sergilemiştir.
Peki bu neyi gösterir? Demek ki "benim" diyen devrimci, en koyu renkli sol görüşlü insan(lar) dahi gün gelip arzuladıkları devrimi gerçekleştirdiklerinde, mevcut olanı korumak adına muhafazakarlaşabilirler. Başka bir bakış açısıyla; "benim" diyen muhafazakarlar da doğru olduğuna inandıkları dünya görüşü veya siyasi ideolojiyi egemen kılabilme adına günün birinde en idealist devrimciye dönüşebilirler.
Demek ki neymiş: pek çok şeyde olduğu gibi muhafazakarlık konusunda da ölçülü olmak, akla ve mantığa uygun davranmak esas olanmış. "Bütün yobazlar, bütün çakallar, bütün hortumcular onlar bunlar muhafazakarlık maskesiyle yapıyolar bunları, bakın bütün muhafazakar geçinenler aslında bikbik" demek pek inandırıcı olmuyor. Temelde doğru dahi olsa kötü olanı örnek göstermek art niyetten başka bir şey değil. Aynı düşünce paralelinde bir başkası da "bakın toplumumuzun ve özellikle gençlerimizin yıllardır beynini devrim de devrim diye yiyenlerin asıl gayesi şu, onlar aslında şöyle böyle saman altından su yürütüp gençliği masallarla oyalıyorlar" diyebilir. bunca yıllık temeli olan ideolojileri, görüşleri böyle basite indirgeyerek kötü örnekler üzerinden karalamak pek de akıllıca değil.
en nihayetinde muhafazakarlık yeniliği, güncelleşmeyi tamamıyla reddeden bir düşünce sistemi de değil zaten.
belki de zemini sağlam olmayan bir binayı plansızca inşa etmektense, öncelikle zemin etüdü yapıp sağlam bir temel atmaktır muhafazakarlık. durmaksızın yenilenmeyi ve değişimi aşılayan, globalleşip tek tipleşmeyi direten 21.yüzyılın dünyasında toplumsal, ahlaki ve milli değerlerine sahip çıkabilmektir. bu bağlamda vahşi kapitalizm karşısında dik durabilmektir aynı zamanda.
fakat burası akp'nin muhafazakar addedildiği ülke.
(bkz: türkiye) yersen.
para ve "göstermelik" dinden başka* bir şeyi muhafaza etmeyen neyin muhafazakarı allasen?
doğan görünümlü şahin hesabı takılan grubun kendilerine verdikleri isimdir. aralarında 5 vakit namaz kılan hacca giden zekatını veren ve peygamberimizin sünnetini yaşamaya çalışanların sayısı belki yüzde 10-15 kadarıdır. kalanı her türlü olayın içerisindedir ama geldiğinde hükümlerine uy(a)mayacakları şeriat gelsin isterler.
arap müslümanlığının adıdır.
tecavüze ses etmezler hatta savunurlar yandaşı ise. (bkz: ensar)
hırsıza ses etmez. oy verdiği ise tepki gösterene saldırırlar. (bkz: ayakkabı kutusu)
kendi gibi olmayana katli vaciptir diyecek kadar aşağılıktırlar. (bkz: lgbt yürüyüşü)
yeri gelir askere terörist ilan ederler. (bkz: ergenekon)
yeri gelir pkk terör örgütünü kahraman ilan ederler. (bkz: açılım)
bir ülkenin iç savaşına karışıp, insanların ölmesini zevkle izlerler. (bkz: suriye)
midem bulandı daha fazla sayamayacam.
ama olsun bu adamlar alkol içmiyor, ramazanda oruç falan tutuyor ya o yeter bize.
he bi de, eşcinllere falan tepki de gösteriyorlar. fıstık gibi müslümanlık örneği işte.
tam olarak kime denildiğini kimsenin bilmediği sikimsonik tanım.
Ağzından allah kelimesi çıkana yobaz, dinci gibi etiketlerin yapıştırıldığı bu ülkede namaz kılanlar falan aşırı dinci ilan edilir. Azıcık gözünü haramdan kaçıran, alkol olan ortama girmem diyene cemaatci tarikatci deniyor amk. Muhafazakar kim oluyor?
Neyi muhafaza ediyor?
Bazen kişi kendisine muhafazakar derken bazen de başkası hakaret olarak söylüyor.
Çok gereksiz bir kelimedir benim gözümde.