milliyetçilik avrupa'da ülkelerin gelişimine yön vermiş bir kavramdır, bunu başarmalarındaki yegane etmen ise kiliseden yani dinden sıyrılmalarıdır. çünkü kilise ülkelerin içişlerine karışmakla kalmıyor, güçlü ülkelerin zayıf ülkeler üzerinde otorite kurmasında yardımcı oluyordu. yani aslında kilise menfaati uğruna avrupalı ülkeler arasında savaş çıkarabiliyor ve istikrarı öteliyordu. o yüzden avrupa sekülerizm ve pozitif milliyetçilikle beraber istikrarı sağladı.
türkiye'de zayıf olsa da benzer bir durum var. artık türkiye'de milliyetçi denebilecek insanlar daha sosyal - liberal daha seküler kişiler. çünkü insanlar ümmetçilik ya da milliyetçilik arasında tercih yapmak zorunda kaldı. muhafazakarlığın ve dinin bir ülkeye neler kaybettirebileceğinin ülkenin azınlık sayılmayacak bir kısmı farkında. bu tabi avrupadaki gibi bir etki ile türkiye'yi ileri götürecek boyutta değil. çünkü batı çıkarları doğrultusundan türkiye'nin böyle kalmasını istiyor.
ki doğru bir refleks bu. çünkü adamlar türkiye'yi hem pazar gibi hem de ortodoğu ile arasında bir duvar gibi kullanıyor. o yüzden türkiye2nin sosyolojik ve ekonomik olarak potaya girmesi batılı devletleri zor durumda bırakabilir.