Gerçi geçtiğimiz senelerde başbakanımızın kızı tiyatroya gitmişti. Ama yok sahnedekiler bana sırıttı yok kaşıma güldüler derken oyunun içine etmişti. Eksik kalsalar daha iyi anlaşılan.
bundan islamı yanlış yorumlaması büyük bir pay oynar eskiden hatta hala bazı kesimlerde resim , mimari gibi sanatlar günah olarak algılanıyor. müslüman toplumlarda mimarinin gelişmemesinin en büyük nedeni budur.
yine biat kültürü ile yetiştirilen gençlik hiç bir şeyi araştırmadığı için , neden sonuç ilişkisini kurmadığından yüzeysel kumaş pantolon giyen, çekik elmacık kemikli ,badem bıyıklı organizmalar ortaya çıkıyor.
kimse muhafazakar, kaldı ki artık türkiyede bu tanıma uyan kesim eski muhafazakar olmayanlar, kesimin kendileri ile aynı zevkte olmasını bekleyemez. ayrıca ülkemizde gündemde olmak için ya solcu olmak lazım yada solcu olmakla bağlantılı olarak ahlaksız olmak lazım. e dolayısı ile islami kesimin sanatçıları, müzisyenler gölgede kalmaktadır. tabii ki birilerinin bilmemesi o insanların yok olması anlamına gelmez. gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar.
aydınların sürekli dile getirdiği; toplumdaki bütün yaşam tarzlarına saygı gösterilmeli söylemi ile çelişen, ifade biçimidir.
kimse çağdaşlaşma adına başka insanların yaşam tarzlarına müdahele etmemeli. toplumun bütün katmanlarının gerçekten bilinçli şekilde birbirine saygı duyabilmeyi başardığı gün mesele çözülmüş olacaktır.
"ben sinema ve tiyatro'ya giderim, konserlere, kültürel etkinliklere katılırım. inançsızım ve muhafazakarlar benim gibi yaşamalı" diye bir mantık muhafazakarlar açısından faşizm, entellektüeller açısından çağdaşlık olarak algılanır. bu ne kadar sağlıklı bir bakış açısı tartışılır.
özgürlüklerin önünü açın, herkez istediği gibi yaşasın ama kimse kimseyi kendi gibi değil diye yargılamasın. işte o zaman mufazakarlar sanat severleri, sanat severler de muhafazakarları anlayacaktır.
