sağ partilerin şimdiye kadarki icraatlarına bakılarak farkına kolaylıla varılabilecek gerçektir. ister türkçü olsun ister islamcı olsun sağ partiler özellikle muhafazakarlar demokrasiye sadece ülkülerine giden yolda bir istasyon gözüyle bakmışlardır.
ulan demokrasi de cumhuriyetin bir parçası değil mi?
e ülkemiz cumhuriyet ile yönetilmiyor mu?
bu ülkede başbakanlık seçimlerle değil mi?
başbakanı halk seçiyor yani.
e yarrağım niye kabul etmiyorsunuz?
bizi yöneten insanları halk seçiyor halk, sizin gibi "türkiye laiktir laik kalacak" diye ota boka slogan atanlar değil.
siz ne yapıyorsunuz? halkın seçimine saygı duymuyorsunuz.
yani bir nevi cumhuriyet rejimine karşı geliyorsunuz.
o zaman sana monarşi sistemine dayalı bir ülke verelim hemde sadece chp tarafından yönetilecek ha ne dersin?
utanmadan kabul edersiniz çünkü yüz kalmamış sizde.
gerçi ne zaman oldu ki?.
muhafazakar kesmin her şeyi kur'an'da aramasından ötürüdür. bu durum akıllara bir katolik fıkrasını getirir. birkaç papaz atın kaç dişi olduğunu tartışıyorlarmış. derken oturmuşlar incil i eski ahit i falan karıştırmaya başlamışlar. bir olmuş iki olmuş ün gün olmuş derken artık aramaktan bitap düşmüşler. derken birisinin aklında bir lamba yanmış. "ulan" demiş, "oturup sayalım"
kur'an insana bir dünya görüşü sunar. ekonomi ve siyasi bir doktrin değil. kuran gibi akıl da allahın ayetlerindendir. onu kullanmayı deneyin biraz da. kuran akıl hazinesinin anahtarıdır. siz sandığı açmak yerine anahtarla yetiniyorsunuz.
bunlar iktidara gelene kadar demokrasi sevdalısı geçinirler. gücü elde ettiklerinde de tüm demokratik kazanımları kendi paranoyaları uğruna çöpe atarlar.
gerçekten yoktur. demokrasiyla ancak kendi işleri olunca haşır neşir olurlar. çoğunluk bunu istiyor diye haşırt diye adama girdi çıktı yaparlar. kime göre çoğunluk kimin çoğunluğu diye de sormak lazımdır vesselam.
