ingiliz düşünür edmund burketarafından doktrine edilen, fransız ihtilalinin kötü sonuçları üzerine devrimi değil evrimsel gelişimi daha sağlıklı bulan, birey yerine kollektif öğelere önem veren ideoloji.
(bkz: conservatizm)
biraz basite indirgersek gelenigine sahip cikan gelenegine sahip cikarken aslinda ahlak konusunda diger insanlardan hicbir farki olmadigi anlasilan ahlakli sida ahlaksizida cikabilen gelenekci insan tipi toplumda yanlis bir bicimde mufazakar demek ahlakli insan tipi demektir.belki biraz daha ahlakli dir cunku dunyaya kapali olduklari icin ne iyi ne kotu seyler gelir baslarina ayni evden hic cikmayan bir insana hicbirzaman araba carpmayacagi gibi benzer sekilde dunyaya kapali olduklari icin ne iyilik lerinden ne de kotuklerinden etkilenmezler fazla
muhafazakarlar öcü değildir,asosyalde değildir sadece hayatta neyin kötü neyin olduğunu zaten iyi bildiklerinden her deliğe girip çıkmak gibi bir ihtiyaçları yoktur...
muhafazakarlar sizin gözünüze etiket olarak yapıştırılmış pis yobazlar da değillerdir...
kuralları vardır onların sadece,yaşamlarını böyle devam ettirmeyi severler...
televizyondan şikayetçi değillerdir,kurtlar vadisinden şikayetçidirler mesela...
televizyonun şeytan icadı olduğu yobazların iddiasıdır,ama muhafazakarlar onlar gibi mankafalı değillerdir,sadece öyle sanılırlar...
savundukları muhafazakarlıkta türk olmanın alışkanlığıdır zaten,bunda bir acaiplik yoktur;çünkü türk töreli demektir...
dünyanın, zamanın ve yaşayanların geçirmekte olduğu evrimden habersiz insanlardır. sarık kaldırıldığında yerine kullanılan feslere, fes kaldırılınca yerine getirilen şapkaya karşı çıkmışlardır. inançları, tutumları, töreleri eleştirildiğinde saldırganlaşan fakat kendilerinden farklı her türlü inancı, töreyi, geleneği, yeniliği eleştiren ve hatta farklılığa zorbalık gösteren insanlardır. yobazlardan farklıdırlar şöyle ki, cuma namazı çıkışlarında şeriat bayrağı açanlar yobazlardır. üniversite şenliklerinde içki içiliyor diye uzun saçlı ve küpeli erkeklere saldıranlar ise muhafazakarlardır.
türkiye'de özellikle iki muhafazakar kesim vardır. bunların daha kemalist olanı, burjuvazi ve proletarya gibi tarihi kategorilerin yalnız batı'ya özgü olduğunu ve türkiye gerçeklerinin farklı olduğunu ileri sürer, "biz bize benzeriz" ve "sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir kitleyiz" sloganlarına bu tür bir temel kazandırmaya çalışır. ikinci kesim ise "milliyetçi-mukaddasatçı" kesimden gelir. doğu'nun anlaşılamayacağını söylerdi. bu anlamda, toplumsal bilimin evrenselliğini de reddetmiş olurlar. islam dünyasında, bu yaklaşım, özellikle yaygındır. bu da, üç aşağı beş yukarı, "biz bize benzeriz"i bir başka terminoloji içinde söyleyen bir yaklaşımdır. yalnız, "benzeme"nin çerçevesi daha dini ve kültüreldir.
var olan şeyleri koruyan, muhafaza edendir. örneğin, kurtuluş mücadelesinde padişahlığı korumak, halifeliği korumaktır. ampül bulunduğunda, gaz lambasını korumaktır. otomobil bulunduğunda, at arabasını korumaktır. televizyon bulunduğunda, "şeytan icadı" demektir.
"bana dokunmayan bin yaşasın"cılık, "hiçbir şey değişmesin, ot gibi sabit kalalım"cılıktır.
muhafazakarlıkla gericilik başka şeylerdir; devir neyi gerektirirse gerektirsin daima eski alışkanlıkları, davranışları isteyene özleyene gerici, içinde yaşadığı toplumun büyük çoğunluğunun üzerinde hemfikir olduğu değerleri sahiplenene de muhafazakar denir. dolayısıyla atatürk'e hakaret edenlere tepki göstermek de muhafazakarlıktır, kuran'ı kerim'e saygısızlık edenlere hadlerini bildirmek de. çünkü ikisi de bu milletin büyük çoğunluğunun taşıdığı değerlerdir.
lütfen şikayet dilekçelerinizi gerici adresine gönderiniz.