halifeliği saltanata çeviren yezid değil, muaviye'dir. kendisinden sonra yerine oğlu yezid'in geçmesi için müslümanlardan biat istemiştir. uymayanların bazılarını parayla satın almış, bazılarına ise zulmetmiştir.
meşhur hasan-ı basri hakkında der ki:
"Muaviye dört şey yaptı ki, bunların her biri onun katli için yeterliydi:
1- Sahabe arasında liyakatli, yetenekli ve dürüst insanlar varken sefih ve düşüncesiz insanları Müslüman halkın başına musallat etti.
2- Sürekli sarhoş olan, ipek elbiseler giyip def ve tanbur çalan oğlu Yezid'i halifelik makamına oturttu.
3- Ziyad'ı kendi kardeşi olarak ilan etti. Oysaki Muaviye'nin babası Ziyad'ın annesiyle zinada bulunmuştu ve Hz. Resulullah'ın (s.a.v) sarih buyruğu gereğince, "zina yoluyla akrabalık bağının oluşmayacağı" bilinmekteydi.
4- Müslümanlar arasında takva ve inkılâbiliğiyle tanınan Hucr bin Adiyy (r.a) ile arkadaşlarını öldürttü."
özellikle hucr bin adiyy ve altı arkadaşı meselesine dikkat çekmek isterim. hucr bin adiyy ve arkadaşları önde gelen sahabelerdendir. muaviye her namazda ali'ye lanet ettirirdi. keza ali de sağken ona lanet ederdi. muaviye ali'ye lanet ettirme uygulamasını ali'nin ölümünden sonra da sürdürdü. hucr bin adiyy ve arkadaşlarını önce tevkif etmesinin, sonra öldürmesinin nedeni ali'ye lanet etmeye yanaşmamaları idi.
hucr bin adiyy'in kim olduğu ve neden öldürüldüğü ile ilgili bilgi:
hz. ali'ye karşı savaşmış, hz. hasan'a karşı savaşmış, hz. hasan'ı zehirleterek şehit ettirmiş, oğlu yezid'i -ki adı günümüzde hakaret olarak kullanılır- kendisine vasi tayin etmiştir. düpedüz ehli beyt düşmanıdır. zaten babadan oğla nesil bunlar;
saltanata dönüştüren kendisi değil yezidtir. ayrıca saltanat islamda yok diye bir şey de yoktur. mesela davut as'dan sonra yerine oğlu süleyman as geçmiştir. ne yani peygamberler bilmiyor mu bu işi, bre dinsiz!
ayrıca "muaviye" değil, "hz muaviye" olacak yavrum.
muhammed bin abdullah ve harun reşit'ten sonra arap tarihinin en büyük lideridir. aynı zamanda islamın da en büyük liderlerinden biridir. günümüzde müslümanların çoğunluğunca nefretle anılması komik. çünkü muaviye olmasaydı, iç savaşı ali yanlıları kazansaydı islam bir arap dini hatta arap dini bile değil kureyş kabilesinin dini olarak kalacak, unutulup gidecekti. aynı güruh diyor ki muaviye arapları diğerlerinden ayırıyordu. iyi de sizin adamlarınız kureyş kabilesini diğerlerinden ayırıyordu. bugün eğer milyarlar islam dininde ise bunda en önemli pay sahiplerinden biri de işte bu entelektüel fatih muaviye'nin eseridir. konstantinopolis'i kuşatan ilk müslüman da kendisi olmaktadır. düşünceleri, fikirleri, entelektüel birikimi kendinden nefret edenlerin liderlerinden kat kat fazladır.
hz ünvanını alır mı yoksa almaz mı tartışılması gereken şahıstır. emevi soyundan gelen bir halifedir.
halifeliği hz hasan dan alması keskin zekasının ve hinliğinin göstergesidir.
hala aleviler sunnilere kız vermiyor ya da tam tersi durum yaşanıyorsa, bunların başlamasında emeği geçen şahıstır... hadi bizzat suçu yok desek bile, yezid gibi birinin babası olup ona iyi eğitim verememiş şahıstır. bir şekilde dolaylı olarakta suçlu..
arapların nazarında en az mitolojik arap kahramanı Antarah ibn Shaddad kadar değerli olan biri.
muaviye karmaşık değil gayet net bir adam. ümeyye oğullarının cahiliye dönemindeki gücünü, islam sonrasında iki katına çıkarmış, hatta ve hatta araplara yüzyıllarca kök söktüren bizans ve pers gibi iki büyük deve islam'ın sahte ideolojik dinamizmi sayesinde kök söktürmüştür. muaviye'nin islam ile bir derdi yoktu, çünkü islam onun emellerine hizmet eden tetikleyici bir güçtü. orta çağ aklı tetikleyici bir güç gerektirmiştir her zaman, bu da dindir. aydınlanma çağından sonra bunun yerini seküler ideolojiler aldı malumdur.
muaviye'nin parladığı ilk olay yermük savaşı olmuştur, hatta abisi yezid yermük savaşında ciddi şekilde etkili olmuş ve o savaşta ölmüştür. şu kaçınılmaz bir gerçek ki muaviye yetenekli bir askerdi. bu sebepten hz.ömer kendisini şam valiliğine atamıştır. şam deyince aklınıza bugün ki şam yani Dimeşk gelmesin, şam esasen bugün güneydoğu anadolu'da malatya önlerinden başlayıp, ürdün'ü lübnan'ı içine alan geniş bir coğrafyadır ve bizans pers çekişmesinin kilit noktasıdır. yani gereğinden fazlaca değerli bir bölgedir o dönemde, şimdi de olduğu gibi.
tabi muaviye'nin şam valiliğine atanması onun elini güçlendirmiştir, çünkü sasanilerin vilayetlerinden gelen ganimetlerin belki 10 katı şam beldesinden geliyordu. şam stratejik olarak diyar-ı fars'tan daha mühimdi. nitekim muaviye şam valiliği sırasında kıbrıs, rodos likya gibi bölgeleri kontrol altına almış hatta bizans donanmasını akdeniz'de ağır bir yenilgiye uğratmıştır. sonrasında anadolu içlerine kadar gelmiş, hatta istanbul'a kadar eli uzanmıştır, istanbul karaköyde'ki arap camii oğlu yezid döneminde eski bir kiliseden mescide çevirilmişti. çünkü muaviye özellikle istanbul konusunda hassas davranıyordu. bana kalırsa ömrü yetseydi istanbul'u da kuşatacaktı. buna rağmen istanbul'da ciddi bir askeri güç barındırdığı da tarihsel olarak sabittir.
bu bakımdan muaviye arapların gözünde milli bir kahramandır; yüzyıllarca fars ve bizans'ın kölesi olan bir halk, bir anda onlara hükümran oluyor ve onları aşağılıyor, hatta onlara isimde takıyor; ''mevali''. muaviye araplardaki kabileci ve nesepçi ruhu (islam bununla savaşmıştır aslında) diriltmiş, arap halklarına kendi içinde islam'la çelişik enaniyeti doyuran zaferler yaşatmıştır.
mesela yezid bin muaviye tugayı gibi şeyleri duyduğumda şaşırmıyorum. bazıları ise kızıyor, bu o kadar mantıksız bir şey ki; uç ve alakasız bir örnek ama algılarınıza hitap etmek açısından şunu yazayım; bir ingilizin bizi atatürk'ü seviyor, onunla gurur duyuyor olmamıza kızması gibi bir şey bu. milliyet esaslı bir hayranlık muaviye'ye karşı duyulan sempati. arap şovenizmi yani.
ayrıca araplar arasında muaviye ile ali arasındaki görüşe bakıldığında bizlerdeki ''şah ismail de bizim yavuz da'' yaygarasına benzer bir durum var. tabi bu arap şiiler için geçerli olmasa da, muaviye'yi onlara sorduğunuzda diğer halklara karşı olan zaferlerini içten pazarlıklı bir övünme ile anlatırlar. yani muaviye her durumda onların gözünde mühim biridir.
muaviye'nin siyasi realitesi budur, kendisinin siyasi, askeri bir deha olduğu tartışmasız bir gerçektir. Dühat- ı Arab yani arabın dört dahisi derler ya, boşuna denmediği tarih ile sabittir.
ali ile olan münakaşalarına gelince bu konuda sonuna kadar haricilerin yanındayım, çünkü onlar muaviye ile ali'ye tek bir soru sordular;
--spoiler--
neden habeşli zenci müslümanlar da halife olma hakkına sahip olamıyor, neden sadece kureyş?
--spoiler--
bu soruya ne ali ne de muaviye cevap veremedi, sonrasındaki acı olaylar, bunun paralelindeki siyasi-fıkhi yalanlar, cinayetler, entrikalar ve daha neler neler...
bu mevzunun islami olan eleştirisini sonraya saklıyorum, bu olayın dünyevi, siyasi bir analizidir. bir de şöyle bir gerçek var ki islam tarihinde hep atlanır, ne her sahabe gökteki yıldızlar gibidir ne de ali ilmin kapısı.
çünkü bu tür dini kılıfa sokulmuş yalanlarla halkları yüzyıllarca kandırdılar, yüzyıllarca insanlar dinin afyon yüzü ile uyutuldu. kutsallar dikildi önümüze, putlaştırılan islami figürleri eleştirme hakkına her nedense birileri şerh düştü. bence bu putları yıkıp açık bir dille konuşmak gerek.
peygamberin ölümünden sonraki ilk 50 yılı peygamber'e ihanet olarak algılıyorum, çünkü çok ciddi oranda cahiliye aklına dönüş vardır bu dönemde, hem de her kesimde.
muaviye arapçılığı kendi varlığının amacı olarak gördü, islam'ı da bu yolda bir ideoloji. dedim ya bu yüzden muaviye'nin islam ile bir kavgası yoktu. ama muaviye bir şeyin de müsebbibi oldu ki, kendisindeki arapçılık ruhu diğer toplumlardaki şuubi damarı canlandırdı ve bugüne değin mezhebi ayrılıkların temelini bizzat muaviye atmış; abbasiler ise filizlendirmiştir.
muaviye'den nefret etmek iran için haktır, şam'ın için haktır, lübnan için filistin için haktır; orta asya için haktır çünkü çok can yaktı, çok ocaklar söndürdü; nice yenilmezlerin soyluların çocukları firdevsi'nin dediği gibi ''deve sütü içip çekirge yiyen'' arabın ayakları altında ezildi, horlandı can verdi.
muaviye arabın dahisi; acemin ise canisi olmaktan hiçbir zaman kurtulamayacaktır.
not: acem denince akla iranlılar gelir ya da onlar olduğu sanılır, ancak doğru değildir, acem arap olmayan tüm halklara denir.
edit: ayrıca kendisinin sünnilerle hiçbir bağı yoktur, bu bir kısım ve cahil olarak nitelediğim alevilerin, şiilerin iftirasıdır. bu edebiyatı bıraksalar iyi olur. bunu dillendirene kadar kerbela'da huseyn'in başını kesen Şemr b. Zülcevşen'in sıffin'de hz.ali'nin yanında muaviye'ye karşı savaşıyorken, nasıl oldu da kerbela'da huseyn'in başını kesecek noktaya geldiğini, kufe ehlini ve sıffin savaşında muaviye'nin yanında ali'ye karşı savaşan ali'nin abisi akil'i açıklasınlar. açıklayabilirler mi? hiç sanmıyorum.
muhammedin sülalesini, koskoca peygamberin ailesini iktidardan indirirken islamı da aynı şekilde devam ettirerek yapması bu işleri bu şekilde nitelemenin en büyük sebebi.
'' Ey Kayser-i Rum ! Eğer Şam üzerine azimetin tahakkuk ederse ( askeri harekatın gerçekleşirse diyor) sahibimle ( yani dostum hz.ali ile ) derhal musalaha ederim ve ona mukaddimetül ceyş olarak senin üzerine varırım. Ve billahil kerim, payitahtın olan sisli, dumanlı konstantiniyye şehrini yıkıp yakıp kapkara kömür haline getiririm ve yerden havuç çekilip koparıldığı gibi seni mülkünden çekip çıkarırım ve seni dağlarda domuz çobanı yaparım. '' şeklindeki mektubuyla bizans'ı korkutan büyük komutan ve devlet adamı. şii propagandaları sonucu sahabe olmasına rağmen hatta hakkında hadisi şerifler olmasına rağmen, peygamber efendimizin kendisine hadislerde duaları olmasına rağmen bazı odaklarca kötü biri gibi gösterilir. tarih ortada...
islama kapitalizmi sokan kişidir. bu adamı tanımak isteyen gitsin ülkenin başbakanın yaptığı siyasete baksın. bir farkı yok bu hükumet muaviye siyaseti yapıyor.
islam'daki hazretler, masumlar, efendiler kervanında yerini alan, bir de cennetlik on kişi hikayesine sokulan adamlardan biridir.
yahu akıl var mantık var, cennetle müjdelenme hikayesine aklı başında adam nasıl inanır.
bu hazretler masumlar üzerinden getirilen kavgalar yüzünden bu haldeyiz.
islam'da daha doğrusu peygamber döneminde böyle ''azizler'' inşa etme yoktur.
objektif olacaksınız, her sahabi cennetlik olacak değildir, her vahiy katibi hazret olacak değildir. peygamberin soyundan olanları ise asla ve asla masum ilan edilemezler.
ne ali hazrettir benim için ne de muaviye. ne çektiysek bu hazretler üzerinden yapılan kavgalardan çektik zaten.
allah'ın resulunu bilirim sadece ve kur'an'ını!
ayrıca muaviye ile sünnileri özdeşleştiren safevi devşirmeleri de var. cahile söz anlatmak gayet güç. ulan ebu hanife bu adam döneminde hapislerde çürüdü daha doğrusu muaviyenin oğulları döneminde. kufe'de ali'yi hasan'ı huseyn'i satıp ölüme terk eden sözüm ona ali şiası sünnilere bok atacağına kendi boklu geçmişlerine baksınlar en evvela.
bu dini iki halka arasına sıkıştırmışız, birincisi emevilerin mevali dedikleri islam'ı özümseyememiş, ömer'in kadisiyede burnunu yere sürttüğü sasaniler ve devamındaki safevi artıkları ve diğeri ise arapçılığı islam sanıp muaviye'yi onu bunu herkesi hazret ilan eden kendine ehli sünnet diyen cahiller.
bu mu lan din? iki kesiminde ortaya koyduğu din anlayışına lanet olsun. bana kur'an yeter.
hazret-i muaviye hakkında yanlış anlatılanların bazısına istinaden yazıyorum..
hazret-i hamza'yı şehit eden zenci köle vahşi'dir.. daha sonra iman ile şereflendi.. resullullah efendimiz'e uhud günü vahşi'ye beddua edin dediklerinde "vahşi ile hamza'yı kolkola cennet'e girerken gördüm, beddua etmem" buyurdu..
hazret-i hamza'nın ciğerini ısıran hazret-i muaviye'nin annesi hind'dir.. daha sonra iman ile şereflenip, mücahide hanımlardan oldu.. hazret-i muaviye'nin babası ebu sufyan müslüman olmadan evvel azılı islam düşmanıydı.. o da daha sonra iman ile şereflendi, çok yaşlıyken yapılan bir harpte bir gözünü başka bir harpte bir gözünü kaybetti.. resulullah efendimiz; "bu dünyada iki gözünün şifa bulması için mi, ahiret nimetlerine kavuşman için mi dua edeyim" diye buyurunca ahireti tercih etti.. önce azılı bir islam düşmanı idi, iman ile şereflenince gayretli, kahraman bir mücahit oldu...
hazreti- hasan'ı hanımı zehirlemiştir.. kendisi çok hanımdan boşanmıştı.. hazret-i ali hutbede "oğluma kızlarınızı vermeyiniz, o kızlarınızı boşamaktadır" buyurdu..
hazret-i hüseyin'i şehit ederek, islamiyet'e büyük zarar veren ömer bin sad adlı velid bin muaviye'nin kumandanıdır.. velid buna hazret-i hüseyin'i şehit etmesini emretmedi.. kendisini tevkif edip alıkoymasını emretti.. hazret-i hüseyin'in şehadetinde velid'in büyük hataları vardır.. fakat hazret-i muaviye'nin bir dahli yoktur.. hazret-i muaviye oğluna ehli beyt hazretlerine iyi davranmasını, onları incitmemesini istedi.. velid babasının nasihatini dinlemedi..
edit: hazret-i muaviye'ye resulullah efendimiz "melik olduğun zaman insanlara yumuşak davran" buyurdu.. hazret-i muaviye hazret-i ali döneminde karışıklıklar çıkınca resulullah'ın haber verdiği zamanın geldiği zannederek ictihat hatası etti.. hazret-i ali "hazret-i muaviye'nin ordusuyla harp ederken "kardeşlerimiz bugün bizden ayrıldı onlar bunun için günaha girmiş değillerdir" buyurdu.. sünni inancın görüşü de budur.. ehli sünnet her iki tarafı da kötü bilmez.. imam-ı şafi "allah-ü teala o büyüklerin kanlarına ellerimizi bulaştırmadı, biz de dillerimizi bulaştırmayalım" buyururdu..
muaviye hz hamza'nın kalbini parçalayan kadının oğludur. peygamber efendimizin vahiy katipliğini yapmış olması özünü inkar ettiği anlamına gelmez. ayrıca peygamber efendimizin damadı Hz Ali'yi ve iki torununu alçakça şehit etmiştir. acımasızca birçok masum insanın kanını akıtmıştır.
yani muaviye'nin islamiyetle uzaktan yakından ilgiisi yoktur. cahiliye dönemindeki eski arap adetlerini islamiyete mal etmeye çalışmıştır. kendi düşüncelerini hadis-i şerif adı altında yaymıştır.arapların üstün olduğunu fikrini ortaya atıp ırkçılık yapmıştır. bu ırkçılığı yüzünden türkler islamiyetle geç tanışmıştır.
