şehirlerarası yolculuklarda, durulan terminalde pencereden şöyle bir bakıyoruz. evet bizim muavin dışarda. otobüse binmeyecekmiş gibi rahat hareketler, otobüs hareket mi ediyor, ben binmeyecem ki havaları görüyoruz. işte o an, saatlerce bizim muavinimiz olan, koridordan her geçtiğinde tipini incelediğimiz kahraman muavinimizle yollarımızın ayrıldığının farkına varıyoruz.
olsun be, elinden geleni yaptı. kekleri de yedik zaten diyoruz. otobüs geri hareketini tamamladıktan sonra terminal çıkışına doğru ilerlerken, ohaaa adam içerde. ne zaman bindin bre göt herif, relax relax dolaşıyodun dışarda, elinde sigara vardı hatta? oha lan.
helal olsun. aldığın maaş sana helal olsun. demek otobüs geri geri çapraz giderken bindin ha. tebrikler usta. şoför de gaza basıyor, arada sağa sola dönüyor işte. ama senin yeteneklerinin yanında bir hiç...
kahramanımız mola yerlerinde de ortaya çıkar. orada herkes ile samimidir. yine otobüs hareket ederken, çayını ve sigarasını içmeye devam eder, binmedi galiba derken, bakmışsın otobüs içi anonsu yapıyor.
asıl ilginci ise yarım saatlik dilimler halinde günde toplam dört saat uyuyan birinin bu kadar çevik ve enerjik olabilmesi.
bak şimdi fikrim geldi :
şehirler arası otobüslere de tip box koysunlar ki bize servis yapan muavine, arabayı efendice kullanan kaptan pilotlara teşekkür mahiyetinde bir sigara parası bırakabilelim.