m- çay kahve meşrubat ne alırdınız?
b-yeşil çay var mı?
m-var efendım ama şu ballı lımonlu çayı tavsiye ederım.
b-iç ses: bu bana bi mesaj mı vermek istedi acaba -önerinizi dikkate alıcam ama bugunluk yeşil çay olsun.
ogun bugundur ballı lımonlu liptonun çayını eksık etmem.
m: tekrar çay içmek istermisiniz?
Ben: olur içerim
m: buyrun kekte yiyin
ben: yok bi tane yedim kafi
m: olsun canım sizden kıymetlimi
iç ses: canım yaa.
bayan: bir su alabilir miyim?
m: tabi abla, buyrun.
(15 dakika sonra)
bayan: bir su alabilir miyim?
m: buyrun abla.
( 10 dakika sonra)
bayan: bir su alabilir miyim?
m: getiriyorum abla, getiriyorum.
( 10 dakika sonra)
bayan: bir su alabilir miyim?
m: hortum bağlayım abla?!
bayan: anlamadım?
m: kaç bardak etti abla nereye döküyosun suları anlamıyorum ki. deşildiniz mübarek!
bayan: terbiyesizlik yapma, senin görevin. ben isteyeceğim sen getireceksin.
m: zikerim böyle işin ızadırabını amk. ben oynamıyorum hocu, sağa çek!
taşrada bir köy minibüsü. öğretmen olarak atandığı okulun bulunduğu köye gitmek iÇin araÇta bulunan bir öğretmen ile şoför arasında geÇen dialog. minibüs okulun önüne yaklaşmıştır.
y- müsait bir yerde inebilir miyim?
ş- ne yalvarıyon bacım, dur de durim!
bizzat yaşanmış bir olaydır. Samsun'a giderken Çorum'da yanımdaki yolcu iner ve Merzifon'a kadar yanım boş yolculuk ediyordum. Sabaha karşı Merzifon'a vardık. Merzifon'da yanıma biri oturdu. Ben de çok uykuluyum, uyku sersemiyim. Şöyle bir gözlerimi perdeleyip bir baktım adama. Adam 40-45 yaşlarında felan, normal giyimli, senin benim gibi bir adam. Neyse zaten uykum kaçtı, ikram servisi de başlamak üzereydi; ben de doğruldum. Adam benim doğrulduğumu görünce. hemen bana bir soru sormak için poziyonunu aldı, ve o sözcükleri, cümleleri söylemek için tam ağzını açtı ki aman Allah'ım böyle bir koku olamaz. Resmen doğadaki bütün bok, osuruk, lağım, ceset, leş, çürümüş şeyler esansları birleştirilmiş yeni bir biyolojik silah keşfedilmiş ve insanlık üzerinden denenmesi için bu adam prototip seçilmiş. Adamın ağzı sanki doğrudan makata bağlanmış. Zaten hiçbir şey yememişim, bildiğin kusacaktım. Artık sikerim görgüsünü, ayıbını dedim. Elimle burnumu kapatarak adama cevap verdim. Adam benim verdiğim cevaptan tatmin olacak ki, hostesi çağırdı.
Adam- Samsun köy işleri üst geçit var mıdır?
Hostes- (Sanırım kokuyu hissetti ve kısa bir baygınlık geçirip kendine geldi) Hangi üst geçit?
Adam- Köy işleri
Hostes- (Adamın ağız kokusu gittikçe ağırlaşmaya başladı ki adam bir an evvel gitmenin yollarını yapmaya başladı) Nerdeki köy işleri?
Adam- Samsun
Hostes- (Ses tonunu aşırı bir şekilde yükselterek) Tamam üst geçite bırakırız seni.
Adamın üst geçit ile ilgili ne sıkıntısı olduğu ise hala bir sır perdesi, keza Allah'tan ben kafamdaki kaslara savaş açıp yaklaşık bir 2-3 saat 180 derecelik bir oturuş pozisyonu ile yolculuk edip, adamdan önce indim.
ben ve dershaneden çok yakın bir erkek arkadaşım ş. lisedeyken dershane çıkışı eve(çatalca) dönüyoruz.otobüste oturacak boş yer yoktu ve ayakta yan yana duruyoruz.
muavin : siz neden ayakta yan yana duruyorsunuz?
ben : e yer yok ne yapalım, inelim mi?(adamın daha doğrusu çocuğun şaka yaptığını düşünerek)
muavin : çok dikkat çekiyorsunuz yan yana siz, ayrılın bakalım.( sadece ayakta duruyoruz, konuşmuyoruz bile)
ş. : ...???!!
ben : nasıl yani, ciddi ciddi mi söylüyorsunuz bunu?
muavin : ciddiym evet.sen de gülme.
tabiki ayrılmadık.gidene kadar arkadaşımın surat ifadesi yüzünden gülme krizine girdim sadece.
