- hacı mesene'ye gircen mi
+ he emesen'e gircem.
- mesene işte.
+ emesen emesen
- neyse ne a.q mesene işte
+ tamam yav. ama hemen gir eve gidince emesen'e ha.
- ok girerim mesene'ye
+ hay a.ına goim.. ***
en azından türkçe konuşmak için çalışan insandır. em es en dense de me se ne dense de hepsi aynı kapıya çıkmaktadır ne de olsa. herkes ne dendiğini anlar, kimsenin algı duvarına takılmaz böyle birşey.
eğer msn(em-es-en)i biz türkler yapmış olsaydık, isminide atıyorum (Muhteşem Sohbet Neyi) olarak koysaydık kısaltmasını bütün dünya, bizde dahil me-se-ne diye okumak zorunda olacaktı. ancak bırakın biz yapmayı yanından bile geçemediğimiz programı yapan ülkenin dilinde "msn" nasıl yazılıyorsa o şekilde okunması gerekir. yani mesene değil emesen.
msn adlı şirketin ismini söyleyendir. türkçe savunucularının bir numalaralı kozlarıdır. nedense cnbc-e yi "cienbisie" diye okurlar. çözülememiş bir muammadır.
öyle bir insan yoktur lakin meğseğneeğ diyen bir insan vardir. nasil turkey yerine türkiye denmesini istiyorsak, meğseğne yerine de emesen dememiz gerekir. onlarda isteyebilir. *
en asil duyguların insanıdır. ingilizler "t.b.m.m"yi "ti bi em em" şeklinde telaffuz
ettiklerinde "eyvallah" türk "msn"e "mesene" diyerek telaffuz ettiğinde tu kaka, yok canım.