çok defa başıma gelmiştir. eğer içerik olarak yanlış kişiye giden ileti müstehcen değilse ve kişiye özel değilse, lehe çevrilebilir. tabii ki bunun için kabiliyet lazım. yüzüne gözüne bulaştırmadan işin içinden çıkabilene aşk olsun. eğer ileti hem farklı kişiye gidiyorsa hem de müstehcense ve iletinin yanlışlıkla gittiği kişi ile müstehcenliğin evveliyatı yoksa o zaman vay halinize. bu durumu düzeltebilene ödül vermek gerek. muhtemelen o msn adresi karşılıklı olarak silinecektir. (bkz: )yanlış kişiye sms göndermek
kah bilgisayarınızdaki kasılma sorunları, kah dalgınlığınız sonucunda yanlış konuşma penceresini seçip iletiyi yanlış pencereye yazmanızdır dostlar. fenasonuçlar doğurabilir, rehin aldırabilir, öttürebilir. herşey olabilir.
benim de başıma geldi çok kez. ama bir tanesi var ki kitledi resmen. böyle de olmaz ki arkadaş.
benim bilgisayarım öyle çok yeni bir makine değil, aksine neredeyse tamamen mekanik çalışan elektronik aksamı yok denecek kadar olan eski tip bir dizüstü. ne kadar upgrade edersen et, doğan görünümlü şahin'den öteye gidemiyor. dolayısıyla yokuş çıkamayan şahin misali, benim makineye de çok yükleme yapınca tıkanıyor.
özellikle en çok tıkayan da msn messenger denilen yazılım harikası program. bir arkadaşla konuşuyorum, kendisi bağyan. bana internet alışverişi ile ilgili sorular soruyor. güvenli miymiş değil miymiş deyü. hani bilirsiniz bağyanlar çok anlamaz bunlardan ondan dedim.
ben de "bilgisayarında trojan veya virüs varsa, olduğundan şüpheleniyorsan, internetten alışveriş yapma" dedim; enter tuşuna bastım.
demez olaydım arkadaş. o esnada nuray isimli bir arkadaşımız oturum açtı ve bilgisayarın aşırı kasılması sonucu bir haller geldi ve ben sadece "internetten alışveriş yapma" kısmını nuray'a yolladım. şaşırdı. durup dururken neden böyle birşey yazmıştım.
"niye ki?" dedi. "yanlışlıkla sana yazdım." dedim. ama bu sefer de aşırı kasılma sonucu bu mesajı da diğer arkadaşa yolladım. durumu toparlamaya çalışırken yeniden "virüs varsa internetten alışveriş yapma" yazacakken sadece "yapma" yazısı yine nuray'a gitti. bilgisayar kitlenmiş, adeta beyni bitmişti. bu program yanıt vermiyordu ve her an hata raporu gönderebilirdim.
neyse efendim, bilgisayar toparlanınca durum toparlanır gibi oldu, ilk arkadaşa durumu anlattım; dedim "bilgisayarını iyice bir temizle" falan dedim. bir yandan da nuray'a öbür durumu anlatmaya çalışıyordum.
"nuray, az önce sana yazmadım. begüm'e internetten alışveriş yapmamasını söyledim"
"aa niye ki?"
hay anans avradas. sana mı dert amuğa goği? niyeyse niye. belki virüsü var.
"nuray belki onda virüs var diye dedim ben"
"aa ama internetten alışveriş yapmak iyidir."
"güvenli değilse iyi değildir" deyip konuyu kapatmaya çalışıyorum, kız kitledikçe kitliyor.
ulan bir yanlış kişiye yazdım, başıma gelene bak.
"begüm'e de söyle internetten alışveriş yapsın."
"tamam, söylicem nuray"
hey allah'ım. kurtar beni.
"internet alışverişi de iyi ama"
"he iyi iyi..."
dedim ve o esnada benim msn koptu. msn'in kopmasına ilk defa bu kadar sevindim belki de istem dışı.
neyse efendim günler sonra msn'i açıyorum.
bir mesaj, nuray'dan:çevrimdışıyken anlık ileti almışım.
"internetten alışveriş de iyidir ama"
haydaaa, nereye gitsem bu söz peşimde. kapatıyorum.
iki hafta sonra finallerin birinde nuray'la aynı salonda sınava giriyorum. önümde oturuyor, sınavın ortasında elime küçük bir kağıt veriyor.
"oh be, herhalde dördüncü sorunun cevabı" diye içimden geçiriyorum.