1939 yapımı frank capra klasiği. bugün bile güncelliğini koruyan siyasetteki yozlaşma üzerine sağlam bir taşlamadır. james stewart ve "tapılacak kadın" jean arthur başroldedir. claude rains de bu rolle parlayıp sonra notorious, casablanca gibi filmlerle sağlam bir karakter oyuncusu olmuştur.
sinema tarihinin en iyi politik dramları arasında yer alır...film genç ve idealist bir politikacının karşılaştığı zorlukları anlatıyor..8 dalda oscara aday gösterilmiştir en iyi öykü dalında oscar almıştır..yönetmenin bundan önceki filminde optimist anlatmından biraz vazgeçip yerini karamsarlığın aldığını görebiliriz... Bu film muhteşem bir film. Filmi izlerken uzun bir süre tüylerim diken diken oldu. James stewart ve diğerleri muhteşem oynamışlar. Senatodaki konuşmaları dinlerken adalet konuşma özgürlüğü onur haksızlık medyanın satılmışlığı konularında defalarca muhakeme ettim kafamda. Bu film düşündürüyor siyaseti ve siyasetcileri sorguluyor halkı kullananlara iğneleyici mesajlar gönderiyor..
capra ve stewart ikilisine rağmen sıkan bir filmdir. ne zamanki stewart eylemine başlar film tadından yenmez bir hal alır. tıfıl stewart tek başına alır götürür filmi.
James Stewart'ın daha toy halleri.. o zamanlar da bile tek başına götürüyor filmi. ilerleyen yıllarda Alfred Hitchcock 'un kadrolu elamanı olması boşuna değil. harika bir film, izlenmeli.
güzel bir siyasal yergi filmidir. siyasetteki yozlaşmaları ve işlerin nasıl yürüdüğünü anlamak için izlenilebilir. sadece sonu daha iyi bitirilebilirdi. ayrıca milletvekillerine milletvekilliğine başlamadan önce izletilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Politikanın ve ekonomik sömürgenin kişiler üzerinde nasıl etkili olduğunun göstergesi niteliğinde film. iyiliğin, doğruluğun siyasette asla yeri olmayacağının ışığı bana göre. Saf bir insanın temiz duygularını kullanmaya çalışan maske takmış sürüyle insan var. Ve ne olduğundan habersiz sadece başkalarının iyiliği, yaşadığı ülkenin idealleri adına hareket eden biri. Aslında filmin iletmek istediği asıl mesaj ne kadar zor da kalırsanız kalın, inandığınız fikirler uğruna sonuna kadar savaşın oluyordu. Çünkü sizi dinleyecek bir insan bile varsa, fikirlerinizde bir değer var demektir.
James Stewart ve Jean Arthur çok iyi bir ikili olmuşlar. Bir adamın menfaatçi bir kadını da kendine nasıl bağladığını gördük ya başka birşey demiyorum.. Ayrıca normalde film uzunken sona saklanan kısımlar silinmiş. Final o yüzden biraz fazla yangından mal kaçırır gibi gözükmüş, kötü olmuş. Ayrıca filmde sürekli patlayacak bir tempo bekliyoruz o gelmeyince de finaline kadar beklemek zorunda kalıyoruz. Sahneleriyle sanki bir hediyeyi gösterip de vermezmiş gibi gözüküyor film..
izlemeniz gereken bir yapım, özellikle oyuncular bazında. Ha bu arada Frank Capra'nın yaptığı hatalardan biri de gereksiz ABD propagandasını filmin başına işlemesi olmuş...
Üzerinden yıllar geçse de eskimeyecek bir klasik. özellikle yeni vekillere zorla izlettirilmesi gerekiyor. maç motivasyonu gibi dürüstlük ve mücadele motivasyonu sağlayabilir belki.
O günün distopyasına karşı çıkan saf ve masum mr. smith'in siyaseti düzeltmek ve millete yararı dokunacak işler yapmak üzere girdiği mücadeleyi anlatan film. Çok iyi bir film diyemem. Fakat kesinlikle izlenmeli. Siyaseti ve insanları anlatışı yönenden bazen budale ve ecinniler kitaplarının sentezine benzetilebilir.
1939 yapımı, Frank Capra'nın yine üstün kalitesi ve tarzını konuşturduğu, en sevdiğim aktörlerden biri olan James Stewart' ın da başrolde olduğu, daha uzun yıllar izlenebilecek bir filn.
Anlatmaya çalıştığı şey itibariyle çok iyi bir film. Düzen içindeki düzenbazlıkları, milletin vekili olarak seçilmiş politikacıların bozukluklarını anlatan ve bunca seneye rağmen Dünyada hiç bir şeyin değişmediğini gördüğünüz bir yapım.
Film çok ilgi çekici ve güzel bir şekilde başlayıp aynı şekilde ilerliyor ama gel görelim ki pat diye bitiveriyor; sanki bir kitabı yarısına kadar okumuşsunuz da yarısından sonra son sayfaya bakıp kitabı bitirmişsiniz gibi. Buna rağmen sene 1939 ve bence üst düzey bir hikaye ve film çıkmış ortaya.