Birinci sezonun ilk bölümünde bütün yaratıcılığını ve zekalarını kullanıp çok iyi bir şekilde hayran olmamı sağlayan dizi. ikinci sezon fazlasıyla çizgisinden çıkmasına neden olmuş ve hayranlarını üzmüştür. Sanki yönetmen konuyu nereye bağlayacağını bilmiyormuş gibi hareket ediyor ve karambole artık ne çıkarsa diye devam ediyor bölümler. Sanırım izlemeyi bırakacağım.
yakın zamanda başladığım ve etkisinden çıkamadığım müthiş şey. elliot beni benden alıyor. duruşu, bakışı, kendi kendine olan konuşmaları... bir oyuncu rolünü bu kadar mı iyi oynar. rami malek döktürüyor resmen. 2.sezonu da bence 1. sezonu kadar iyi.
Sıçışlarda olan dizi. Bu saate kadar son iki bölümü izlediğime pişmanım şuan. Çokta güzel uyurdum halbuki. Neyse sezon finali merak uyandırdı en azından.
Arkadaşlarla muhabbet ederken konunun bana gelmesiyle başrölüne çok benzediğimi öğrendim.
Bir merakla açtım diziyi harbi harbi benziyorum, karakter olarak da.
4-5 bölüm izleyip sıkıldığım, breaking bad'den sonra izleyeceğim dizi.
dizi.
birinci sezonu hack, dünyayı değiştirmek, psikoloji derken aldı beni götürdü. ama ikinci sezon sıçmak üzere. sıçmak üzere diyorum çünkü an itibariyle üç bölüm kaldı sezonun bitmesine (ikinci sezon 10 bölüm olacak diyorlar) ve yedinci bölüm finalinden itibaren hareketlenmeye başladı ve bir şans vereyim diyorum.
ama birinci sezondan sonra yeni karakterler ekleyip, birbirinden kopuk yedi bölümden sonra nasıl toparlayacaklar bilemiyorum.
--spoiler--
tek renk çarşaflar, günlük yaşam rutinleri (yemek, bulaşık, basketbol) ve teknolojiden uzak durmaları görünce akıl hastanesinde olduğunu düşünmüştüm; hapishane çıktı.
--spoiler--
2. sezondaki monologlarla(aslinda izleyiciyle konusuyor, ama ben monolog olarak degerlendiriyorum) efsaneler yaratmaktadir, Hayatinizda daha once hic psikolojik bir problem yasamadiysaniz, o monologlarda hicbir sey bulamazsiniz. Insanin psikolojik rahatsizligi nedeniyle hissettigi caresizligi ince ince mukemmel bir sekilde isliyor.
anlaması zor bir dizi biraz karışık ama vakit geçirtiyor bilgisayardan hoşlanan veya ilgili olan varsa kodlar tamamiyle gerçekçi olması anlam katıyor diziye.
Breaking bad'le kıyaslamak için 40 fırın ekmek yemesi gereken yapım. 1.sezon sonrası dizi zaten fiyasko, diyaloglarda çok boş, diziyi tost makinesiyle çekiyorlar heralde.
Karakterler kadraja ya sol ya sağ alt kısımdan giriyor. Sanki tam ayarlayamıyorlar, ya da amatör imajı oluşuyor. Acaba oyuncuların jest kullanımı mı kötü, onu mu örtbas etmeye çalışıyorlar diye bile düşündüm. -Yani mesela ekranın sağ altında kızın sadece kafası gözüküyor. Bedeni yok. Üst kısım tavanı gösteriyor.
Neyse, bu rahatsız edici çünkü Ekranın diğer kısımlarından biri çıkacak, bir şey olacak, adamı öldürecekler diye düşünmekten dikkatimi veremiyorum... iyice paranoyaklaştırıyor.. Kullanılan şarkıların da bunda rolü büyük tabi. Gerilmekten bir hal oldum.. Bu yönüyle breaking bad ve black mirrora benzetiyorum. Gerilim tavan.
Bir de 2.sezon sahne geçişleri çok kötü. O ne ya bıçak gibi kesiliyor. Çok alakasız yerlerde bitiyor. ilk sezon gene biraz iyiydi ama 2.sezonda bu amatörlük baya farkediliyor. Az biraz breaking badden örnek alabilirler.
2. Sezon biraz daha durağan oluyor bunun nedenleri ise ilk sezonda belli bir amaç varken şimdi elliot ın amacı ikinci kişiliğinden kurtulmak oluyor. Bundan dolayı daha fazla aksiyon yerine daha çok karakterin verdiği iç mücadeleye tanık oluyoruz. ama bunun iyi tarafı daha çok diyalog olması ve bunların bir derinliğinin olması güzel.
Dizinin bence tartışılacak kısmı ilk sezonda elliot un uyuşturucu bulunmamasından dolayı krize girmesi ve babasının grubun diğer elemanlarıyla elliot olmadan gitmem tartışması mantıken hatalı bence. E bu adam krize girmişken diğer elemanlarla tartışamaz. Dizi burada biraz senaryoda eksikliğini gösteriyor. Biraz daha düşünsek daha çok eksiklik çıkabilir tabi en çok göze batan bana bu oldu.
Dizinin ileri ki bölümlerinde bence dedektif dom önemli yer alacaktır.hatta kendisinin şuan ki durumu ve geleceği prison break teki alexander mahone a benzeyecek diye düşünüyorum. Bakan zhang(yanlış hatırlamıyorsam ismini) in saat dolu odasında ki konuşmasında saatler için dediği "faniliğimizin daimi hatırlatıcıları" lafı ne kadar güzel bir tanımdır yahu. Dediğim gibi bu karaktere dikkat edin.
Son olarakta 2x06 abi bu ne guzel bir bölüm başlangıcıdır. Olaylar aslında ne kadar trajik düşünüldüğünde ama kahkaha efekti ve elliot un o yüzünü görünce kendimi gülmekten alıkoyamadım. Sonrasında ki duygusal kısımlar da gayet güzeldi zaten 7. bölümde de bombayı patlattılar. Buradan tempoyu daha da yükseltmerini bekliyorum sezon finaline kadar.
2. sezon 7. bölümünü izleme fırsatı bulduğum dizi.
--spoiler--
ne yani şimdi e corp hapishane yönetimii, pis işlerini yaptıran şişko gardiyanmıydı. aslında dizinin başından bu yana bu yavşağın hayal dünyasını mı izliyorduk.
--spoiler--
kimse kusura bakmasın ama eleştireceğim dizidir
katılmadığınız yer varsa isterseniz madde madde yazın özelde konuşalım tartışalım ama uzun diye hiç okumadan geçmeyin diziyiyi izleyen biriyseniz
----------mobil spoiler------------
öyle körlemesine eleştirmeyeceğim ama yine de ağır konuşabilirim
ilk sezona göre çok kötü giden bir ikinci sezon yaşıyoruz,ilk sezonda da sıkıntı vardı ama en azından konu bütünlüğü ve bir hedef vardı nedir e corp denen dünya ekonomisindeki en önemli şirketi sikertme yoluyla devrim yapmak(maskeler fikir falan hep sağdan soldan arak olsa da yine de tahammül ettim)bunu başardılar sonra sürprizli bir iki olay oldu(basit ve klişeydi ama hadi ona da eyvallah) dizi abartılı bir şöhrete şişirilmiş imdb puanlarına ulaştı
ikinci sezonda temel bir amaç yok,mesela bunlar e corpu mahvettikleri için insanlar mağdur olsa da yaptıklarını geri almaya çalışsalar güzel olabilirdi,hiçbir karakterin ne bok yaptığı belli değil,kim neyi niye yapıyor mantığını oturtamadılar,tyrell babamızın oğlu değildi ama dizide görülmüyor e niye görülmüyor açıklayın,sezon finali sürprizi olacak desen mal bir sezonun finali güzel yapsanız ne olur,tyrellin karısı da çok garip bir senaryo içinde ama efsane bağlaması mümkün gözükmüyor,şuan onun sahnelerinde kadın göz kırpsa o bile tuhaf gelir bana çünkü o kadar alakasız bir karakter oldu,angelanın hikayesi biraz güzel çünkü mantıklı ve bir amacı var ama oyuncunun çok çok üst düzey olmaması sahneleri sıkıcı yapıyor,darlene ve fsociety ekibi yine aynı zaten,elliot un bunalım psikolojik bozukluk şizofreni sahneleri de çok iyi oyunculuğa rağmen klişe ve senaryo yetersizliğinden dolayı tutmuyor,ilk sezonki misyona bak en büyük şirketi bitir ve devrim yap,ikinci sezon misyonuna bak ikinci karakterinden kurtul ve rayin pislikleri yüzünden yanan başını kurtar,gelelim benim için en büyük soruna-> christian slaterin rolünün azalmış olması ve ona yazılan sahnelerin süresinin kısalığı,koyun millet bu adam 1 saatte izler ama siz elliotla ikinci benliği olan babasını 2 dk lik patron kim atışmasına sokun angelaydı darleneydi 5 dk sadece yürüsün,ikisi sırf başrol diye sürelerinin uzun olması lazım(slater yapımcı aynı zamanda)ve bu adamların savaşının mükemmel yazılması lazım mesela satrançta yenişememe mevzusunu çok iyi bulmuştum,yeni gelen fbi ci kadın ne güzel ne karakteri iyi ne oyunculuk üst düzey ne felsefi derinlik içeren sahneleri var ne de bizimkilerin başını yakar mı diye heyecan yaratıyor,e ben neden izleyeyim o zaman bunun sahnelerini
ha güzel sahne yok mu var,iki sahne var efsaneler arasında
1-elliotun kilisedeki konuşmaları(sırf ateist propaganda diye atlanılmazsa senaryo ve felsefe bakımından müthiş dakikalardı
2-6.bölümün girişindeki 15 dklik sitcom sahnesi ve bunun diziye entegre edilişi(yedirilmesi)mükemmeldi
ikinci sezon ağır yaralı ilerliyor hele ki ilk iki bölümü part 1 part 2 diye 1 saati aşkın yapmışlar ölüyordum ekran başında
sezon finaline de merak ettiğim şeyler kesinlikle elliot hapiste miymiş,tyrellin karısı neyin peşinde,dark army ve whiterose mevzuları ne olacak,fbi bizimkileri çözer mi değil price amca bizim flormar çalışanından hallice makyaj yapan angelaya kaynar mı.
