ilköğretim ingilizce kitabının kadrolaşmış karı koca tiplemesidir.
mr brown is 40 years old and his wife, mrs brown is 35 years old. one day, when they were going to... diye başlayan cümlelerin sabit ebeveyniydiler. *
sanırım orta direk yaşantı profilini iyi yansıtan ütopik ingiliz aile.. ama bir yeğen yapamadılar bize de gidip bi çeyrek takıp "agucucu napıon lan sitivın" diyelim.. öölee kafalarına göre takılır bu amcayla teyze... şimdi napıyorlardır kim bilir..
deniz kenarında takılma manyağı ingilizceye gönül vermiş çifttir. bu çiftimiz yıllardır gün aşırı deniz kenarına bazen geniş zamanda bazen de geçmiş zamanda bir yolunu bulup gitmektedirler. mr. brown karısının dolduruşuna gelmekte onu kırmamak için işinden gücünden olmaktadır.
aralarında nasıl ingilizce konuştuklarını vallahi merak ettiğim çift.. ama sanki böyle muhtemel bir mrs brown üstünlüğüyle ilerleyen bir çiftmiş gibi geliyolar bana.. ne bileyim mr brown biraz kılıbık bişey gibi hep sanki.. böyle sanki görücü usülüyle de evlenmişler gibi.. işte böyle pskopat ihtimaller var bunlar için kafamda.. lan büyük yer ettiler ama be şaka maka..
mr brown : hayatım ben geldim! give me a kiss...
mrs brown : iyi ettin. patlıcanları aldın mı? Your parents coming to dinner!...
mr : aa unutmuşum hayatım. I am going to shopping center.
mrs : zaten bi dediğimi de unutma. boyun posun devrilsin mr brown. I am cooking zıkkımın kökü for you.
mr : bi gün de dırdır etme be kadın. I am going to seaside to drink dibine kadar with amcaoğlu.
mrs : ne halt yersen ye!! gözüm görmesin seni dont come back home!!
bunlar marmarise yerleşip uzun yıllar burda kalırlar ve türkleşmeye başlarlar tabi zamanla... olaylar gelişir..
mrs brown: ya bey baksana okul kitaplarında neden sürekli bizden bahsediyolar
mr brown: lan ben ne bileyim mına koım manyağın sorduğu soruya bi bak(mr brown işten gelmiş, birahaneye uğramış, alkollü ve beşiktaş kaybetmiş)
mrs brown: tamam bey ne bağırıyorsun ki..
mr brown: lan bağırıcam tabi.. git terliklerimi getir.. allaallaa..
mrs brown: ya bey sen türkiye ye yerleştik yerleşeli bi kabalaştın böyle.. biz eskiden böylemiydik ya bütün herkes bizi örnek alırdı.. cık cık.. ayıp sana yani..
mr brown: bak hala konuşuyo yaa... çaaaatt..
geçenlerde bursa'da reklam panolarını süsleyen çift. bir ingiliz dil kursu kocaman allah rahmet eylesin diye afiş yapmış, ingilizce idollerini sonunda gebertmiş.
'kahverengi ne renktir' sorusuna verebileceğiniz en iyi cevaptır herhalde. hem de duble. tabii birazcık daha ingilizce bilseydiniz bana kahve diye ikram etmeye çalıştığınız şeyin bayatlamış bir espri olduğunu çoktan anlardınız. neyse nerde kalmayı becerememiştik.