şimdi michael jackson şarkıcısını ele alalım. bu elemanın söylediği şarkı, sürekli komplike bir sinyal olarak ağızdan çıkıp, kayıt cihazına gelmekte ve orada zaman sabiti yaklaşık 1/44500 olacak aralıklarla işlenmektedir. aslında gerçek gelen sesle uzaktan yakından alakası yoktur ama insan kulağının o derece düşük periyotta (1/44500 saniye) farklılığı anlayamamasından dolayı bize çok çok orjinal gelir. orjinal değildir ama orjinal gibidir. çin malı gibi.
bugün yapımcı şirketler tarafından eleştirilen, sektörü baltaladığından dem vurulan müzik formatı.
evet, kimse kaset ya da cd almıyor artık, herkes empiüç dediği şeyden indiriyor. eskiden kartonet diye bir şey vardı, şimdi hiç bir değeri kalmadı. onca emek, onca çabayla hazırlanan albümler beş dakikada download ediliveriyor.
peki, be hey yapımcı sormazlar mı insana teknoloji ne noktaya geldi diye?
eskiden de kutsal kitaplar vardı mesela, çoğaltılması yasaktı. matbaa bulununca bir çok insan matbaayı şeytan icadı atfetti, kutsal kitaplar çoğaltılamadı yıllarca. ama sonra ne oldu, değişime direnebildi mi bağnazlık?
bu format olmasa idi hangimizin müzik zevki bu denli şekillenebilirdi ki? kilometrelerce ötede ihtiyacım olan müziği yapan adamı nasıl keşfedebilirdim ki başka türlü? o adamın albümü gelsin diye aylarca bekledim mi mp3 çıktıktan sonra? sen o albümü satmaz diye türkiye'ye getirmeyip, benim adıma karar verirken, ben albüm çıkar çıkmaz indirmedim mi? aslında sen baltalamadın mı kendi sektörünü, şeytan icadı demedin mi mp3lere?
sonra hala çıkıp yapmayın yanlıştır deme, kendi yanlışını da bi' gör artık. değişime direnme sırf ceplerin dolsun diye. zaten albümü yapana da vermiyorsun hak ettiği parayı, boşuna direnme.
sıkıştırmayı insanın duyamadığı* ses frekans aralıklarını keserek yapan. aslında tam anlamda bir sıkıştırma değil jiletleme yapan format. o gümbür gümbür his gider.
Gerçekten Güzel Bir icaattır Telefonuna Mp3 'ünü Atarsın Kulaklığını Takarsın işe Giderken Dinleyeceğin Müzikleri Atar Dinlersin Hayata Bakış Açın Değişir.
