dağları bayırları ovalarıyla, yeşili ve kumuyla, ve ayrıca atalarımızın bıraktığı yadigarlarla dolu olan moğolistan'ın güzel bir ülke oluşudur. türklerin ata ocağıdır, ata yurdudur. tilkinin dönüp dolaşıp döneceği yer gibi tüm türklerin bir gün toplanacağı yerdir. orhun anıtlarının da orada bulunuyor olması itibariyle adeta dedelerimiz bizleri ulvi bir sesle yanlarına çağırmaktadır. bilge kağan adeta taşların arkasından bize "ey oğul! töreni ilini terk edip nerelere gittin de rum'un, kürdün, ermeni'nin, arab'ın ve de kanı bozuk gürcü'nün maskarası olmuşsun" demekte, ve geri çağırmaktadır.
sonuçta ata toprağımız olan bir ülke. bir çok eserimiz bu ülke sınırları içindedir. en önemlisi Orhun anıtları burdadır. lanet gitsin keşke mongol yerine Kazakistan gibi bir Türk devleti olsaymış o coğrafyada.
atalarımızın karadeniz'e ilk geldikleri anlar için anlattıkları geliyor aklıma. her yeri bok götürüyormuş. dağlar taşlar kıraç. ekili bir şey yok, yunanlılar mısır ekip balık tutuyormuş. sonra bizimkiler başlamışlar dağları taşları, hatta 75 derece eğimli yerleri tarla yapmışlar. öyle şehirler kurmuşlar ki batı ülkelerinden daha ileri.
sonra ne olmuş efendim, kürtler ve araplar ve gürcü ve rum dönmeleri anlaşıp, oy çokluğunu elde edip tek yasayla her şeyi elimizden alacak duruma gelmişler. ben diyorum ki ata toprağımız buradan daha güzeldir. ülkeyi güzelleştiren bizleriz, türklerdir. biz burada olduğumuz için buralar değerlidir. gelin bu ülkede ne kurmuşsak eski durumuna getirelim ve "alın götünüze sokun" deyip suriyelilere, araplara, kürtlere ve de gürcü dönmelerine bırakmak lazım.
sonrasında geçeriz moğolistan'a, kapıya da "gürcü dönmeleri giremez" diye kocaman yazarız ve ülkemize türklerden başkasının girmemesine özellikle dikkat ederiz. gördük işte "şefkat politikasının" nelere mal olduğunu. ne kadar azınlık varsa ülkemizi elimizden almak için birlik olmuşlar. zamanında atatürk bu imansızların kafalarını kesmemiş ki bu günleri yaşıyoruz.
