kullananlar bilir, ani kalkış yapınca arka tarafın yaptığı torkla ön amortisör bir 5-6 cm yükseğe kalkar normal durumundan, atın şahlanışı gibi. bu saniyede altında sultan süleyman'ın atı varmış gibi hissetmeyen adam binmesin bu alete.
hele "ayy motosiklet çok tehlikeli ama" diyen, hayat gibi birşeyden koparabileceği her garantiyi isteyen düz kafalı pezevenkler hiç binmesin, zaten yakışmıyor.
hayvan gibi kullanın demiyorum, yaşayın ulan şu aleti. evde baktığınız kedi köpek gibi nefesini, yemeğini, tepkilerini özümseyin azcık şu aletin. burda motosiklet delisi adamı sinirlendiriyosunuz.
eski türklerdeki "at üstünde" ruhiyatıyla kesinlikle bir ilgisi var bu aracın. ya da binlerce yıl önceden kalan ufak bir kırıntı ruhumuzda. yoksa 200 kiloluk bir demir yığını insana kendini nasıl bu kadar harika ve hakim hissettirir?
bu mikrobu kanımıza bulaştıran duyguyu çözdüm gibi ben. 2 an var motosiklette aşırı zevk alınan, en azından kendi adıma;
1.kalkış esnasında, sağ ayağı yerden hafifçe keserek, debriyajı narin narin salarak birkaç ufak sallantıdan sonra yolda dimdik ilerlemeye başladığımız an.
2.ortalama 40-45 km hızla bir yan yoldan e-5 veya tem'e katılırken, hızın birkaç saniye içinde 100-110'a çıktığı o telaşlı ivmelenme anı.
bilemiyorum, passat ve audi a6 gibi birçok orta-üst sınıf aracı da kullanmış genç bir adam olarak söylüyorum, a6'nın tamponuyla satın alabileceğiniz bir scooterda, a6'dan daha fazla zevk alıyorum.
bir mikroptur motosiklet, genelde 16-17 yaşlarında kana karışıp, emeklilikte alınacak motosikleti bile hayal ettiren.
bünyede çok farklı heyecanlar yaratabılen bir cihazdır kaza yapmıssınızdır agır sonuclar öedemişsinizdir ve hala binersiniz ilginç tarifi olmayan tutkudur ve bır o kadarda şeytan işidir.
Hakkında uzunca yazmaya gerek yok. Tadını alanlar bidaha ayrılamaz( aile ve sevgili baskılarına bile karşı durur).Çocuğum benden 10 yaş daha erken tanışcak bu arkadaşla.. (dikkat sorununuz varsa kesinlikle denemeyin)
bu ülkedeki araba kullanan geri zekalı insanların halen onunda bir araç olduğunu ve yolun ortasında gitmesinin her araç gibi onunda hakkı olduğunu anlayamaması üzerine kuzenime bir arabanın arkadan çarpması sonucu kaval kemiğinin 2 yerinden kırılmasına neden olan araç.
Yol aldığınız coğrafyadan bağınızı en az şekilde kopartarak ilerlemenizi, yol boyunca burnunuza gelecek yüzlerce kokuyu hissetmenizi, asfaltı, toprağı ve yükseklik duygusunu tatmanızı en iyi şekilde sağlayan araçtır. Ayrıca arabalardan ayrı olarak sahibiyle arasında duygusal bir bağ oluşturan yegane 2 tekerdir. Severseniz çok, sevmezseniz hiç sevmezsiniz, ortası yoktur.
dışarıdan bakınca korkunç gözükse de oldukça rahat olan, şehiriçinde kolay ulaşımı sağlayan (10dakikada sıkışık trafikte kozyatağı-kavacık) hatta 2 saatte ankara'ya gitmeyi mümkün hale getiren araç. gün itibariyle bir tane edinmek için çalışmalarına başladığım taşıttır ayrıca.
motosiklet, sadece kafanız bozukken görüştüğünüz içki masası arkadaşınız gibidir. bütün sızlanmalarınızı, şikayetlerinizi dinler. ama bunlar için yapabilecek birşeyi yoktur..olsun.
Önce hayaldir. sonra bir parcasına sahip olursun. ucuzdur, çok paralı aletlerın yanında sırıtır. Ama heyecandır tutkudur, her kontağı çevirişinde heyecan verir. Daha iyisini alacağın günü beklerken, daha hiç alamayanları düşünür sabrını demlersin. Motosiklet bir tutkudur.
sekiz yıl kadar kullandığım, sayesinde iki kaburga kemiğimi, sol kolumu, sol bacağımı kırdığım hastalığım. gerçi artık sahibi olamasam da, arkadaşlar sayesinde hasret gideriyoruz. kask kullanılması, kaza anında kesinlikle hayat kurtaran alet.
test etmek için gidip kaza yapmayın. 3 yıl evvel yapılmışı var.
(bkz: test edildi onaylandı)