tarihe damgasını vuran, hırsı ve entrikalarıyla anılan bir sultanın hayatını konu edinen, tarihi bilgilere dayandığı noktalar olmakla birlikte kurguya dayalı, demet altınyeleklioğlu kitabı.
"sen cihana hükmedeceksin, ben ise sana" diyerek, osmanoğlu'nun tacına ve tahtına ortak olmaya gelen hürrem sultan'ın öyküsü.
dünyanın kimseye kalmadığını (sultan süleyman da dahil) ıspatlayan, kesinlikle okunması gereken bir eser.hem çok güzel hem de çok kötü bir kitap aynı zamanda. güzel çünkü; yazar * çok akıcı bir roman yazmış. 800'ü geçen sayfasına rağmen bir solukta okuduğumu söyleyebilirim. kötü çünkü;osmanlının içinde kaynayan kazan insanın ruhunu daraltıyor. ne babanın oğluna ne oğulun babaya, ne kardeşin kardeşe ne de kimsenin kimseye güvenmediği bir ülkede insan padişah olsa ne yazar.
Seks bölümleri en ince ayrıntısına kadar anlatılmış. Bunun dışında güzel kitap. Kalınlığı sizi korkutmasın çünkü akıcı bir dili var. Yalnız kitabın kapağına keşke hürremme benzeyen kadının resmini koymasalarmış. Okuyucunun hayal gücüne bıraksalarmış.
bir gün içinde dört yüz küsür sayfayı bir solukta devirebileceğiniz okunaklı, zevkli sürükleyici kitap. yazarın dili o kadar yumuşak ki kendinizi kitabın içinde buluveriyorsunuz, kah sümbül ağanın ruslanayı sıkıştırdığı merdiven altında, kah valide sultanın etek dibinde kahramanlara bakarken buluyorsunuz kendinizi. kesinlikle okunması gereken sürükleyici bir tarihi roman.
alnı secdeden kalkmayan bir evliya olan osmanlı padişahının zevcesi hiç moskof olur mu?
o hürrem ki soyu peygamber efendimize dayanan kureyşli bir dilberdi.
yani öyle olması lazım.
padişahların zaten annelerinin hepsi müslümandı, evliya kızlarıydı.
bu dış mihraklar yazıyor hep bu cariye hikayelerini, esir pazarlarından kız satın almaları falan.
bizim tarihimizde öyle birşey yok.
ayrıca padişahlar şarap değil şerbet içiyorlardı.
evet.
görmek istenilen tam olarak da bu.
yoksa hürrem'in, safiye'nin, kösem'in ne olduğunu tüm dünya çok iyi biliyor.
varın siz kendi yarattığınız masallara inanın.
gerçekler tokat gibi acıtır aklınızı başınıza getirir diye beklemek saçmalık ne de olsa...
dört çocuk doğurduktan sonra cihan sultanına nikah kıydırabilen bir kadın.
bunu nasıl yaptığına gelince; padişahın haberi olmadan müslüman olup (o zaman kadar hristiyan hala), müslüman bir kadın olarak nikahı olmaksızın padişah da olsa bir erkekle beraber olamayacağını belirtmiş, ya öldürmek, ya nikahlamak ya da unutmak seçeneği olan hükümdar nikahı seçmiştir.
hürrem çok ilginç ve güçlü bir kadın figürüdür, bu kesin. hatta düşünüldüğünden bile ilginç. ama kesinlikle ne istediğini bilen ve bunu yapabilecek yolları bulabilen, zeki bir kadın.
yaşadığı dönemde bir çeşit büyücü olduğu bile rivayet edilmiş, tüm istanbul halkı ve saray erkanının büyük bir kısmı ondan nefret etmiş, ama kanuni onu çok sevmiştir.
hürrem'in gözünden olaylara bakmamızı, iç dünyasını anlamamızı isteyen, çoğu insanın tarihi bir kitap diye uzak durabileceği ancak kurgusu güzel olan ve olaylar akıcı bir şekilde işelenen, insanı baştan sona sıkmayan, kanuni sultan süleyman'ın oğlunu öldürtürken olan bölümün de insanı ağlatma olasılığı çok yüksek olan güzel bir kitap.