28 eylul 2008 galatasaray konyaspor maci'nda da diğer maçlarda olduğu gibi yüzde yüzlük bir gol çıkarmıştır *. kalede güven veren bir kaleciye kavuştuk sonunda. sağı solu belli olmayan 1 maç iyi oynayıp 3 maç sıçan aykut'tan sonra... umarım beni yanıltmaz da bu entry'i bana yedirmez, hep böyle devam eder.
28 eylul 2008 galatasaray konyaspor macina bayram tıraşını olup çıkmış kaleci. bir de saçlarına jole sürmüş, geriye doğru attırmış falan. komik olmuş baya velhasıl. maçtan sonra komşunun elini öpüp para istiyecek bayram çocuklarına benzemiş.
13 eylül 2008 galatasaray antalyaspor maçında ne kadar kaliteli olduğunu birkez daha kanıtlamış kaleci. en önemlisi takıma ve seyircilere güven veriyor. galatasarayımızın kalecilerden yana şansı devam ediyor.
bir kaleciden çok bir libero gibi oynayan futbolcu. ayrıca yorum yapmak için erken filan değildir bilakis geç kalınmıştır. zira bu adam milli takımda yıllardır buffon gibi bir eldivenin arkasında yedektir ayrıca udinese'de harikalar yaratmıştır ve kale öyle bir mevkidir ki değil bir maç tek bir antreman da bile hatta tek bir hareketle bile kaleci hakkında yorum yapılabilir.
karşı karşıya pozisyonlara yan yatarak değil süpermen gibi uçarak dalan korkusuz kaleci. ceza sahasının reisi.* her yan topa müdahele etmek için yemin etmiş gibi bi izlenim yarattı bende. refleksler süper, lincoln'den iyi oyun kuruyor. sempatik hareketleri de gözden kaçmıyor. bir iki sene daha kalırsa yeni mondragon'umuz olacaktır.
maçta hiç uyumayan ve ve ceza sahası içinde devamlı gezen bir kaleci olması bile aykut'u yedek bırakması için yeterli bu adamın. en başından beri söylüyoruz aykut çizgiden açılmaya korkuyor. o yüzden karşı karşıya pozisyonlarda açı daraltamadığı gibi yan toplarda da etkisiz kalıyor. ama morgan de sanctis yeri geldiğinde bir libero gibi açılıp topla buluşuyor ve en müsait arkadaşına topu veriyor. aghahowa'nın yaptığı preste inanılmaz sakin bir şekilde topu linderoth'a vermesi bunun göstergesi. ayrıca oyun kurma konusunda çok başarılı. oyunu özellikle eliyle çok hızlı bir şekilde başlatıyor.
tek sorunu geri paslarda kimi zaman ayak hakimiyetini sağlayamaması. ama bu da halledilir.
kısacası dünkü hayvani kurtarışı ve kaladeki duruşuyla artık kale kendisinindir. dünkü maçtan sonra da steau maçının aykut - skibbe ikilisine ihale edilmesi de çok doğaldır.
kayserispor macinda yaptiklariyla galatasaray taraftarlarinin sevgisini kazanan, ayrica da rahatlatan kalecidir. ciddi pozisyon yok falan demeyin, agahowa'nin sutunu oradan cikarabilecek kaleci fazla degildir. pozisyonu dikkatli incelerseniz de sanctis'in ellerini buyuk bir cabayla yukari dogru kaldirdigini gorursunuz. cogu kaleci orda koseyi kapatayim diye elini dumduz uzatirdi, ya yukardan ya eline carparak, bir sekilde girerdi o top. gercekten cok iyiydi. bunun disinda mehmet topuz'un sert bir sutu vardi. o topu iceri almayacak adam azdir. sekebilirdi, sert geliyordu; bacak arasindan kacirilirdi. o da dikkatli izlendiginde de sanctis'in hicbir telas emaresi dahi gostermedigi, gayet guzel bir sekilde topu alip ekran basindakilere "sakin olun lan yok bisey" mesaji verdigi anlasilacak, gorulecektir.
hava toplarinda da iyidir ayrica, boyunu iyi kullaniyor ve iyi yukseliyor. zamanlamasi da harika; hava topuyla gelebilecek net bir gol pozisyonunu onledigini de unutmamak gerek.
cok sevimli birisi ayrica, italyan oldugu her halinden belli. kiskandim, cok yakisikli.
kalitesi zaten belli olan ama garip bir biçimde geldiğinden beri yedek bekleyerek aykut efendinin bizlere mide ağrıları çektirmesine sebep olmuş kalecidir. anlaşılan o ki kayserispor maçından sonra aykut'u bir daha çimlere basarken görme imkanımız da kalmamıştır. *
bu adam antreman yapmadan, elini topa sürmeden maça çıksa şimdi şampiyonlar ligindeydik bu kadar...
geldiği andan beri neden inatla oynatılmadığını anlamadığım adam. gayet iyi ve kaliteli bir kaleci. topu oyuna nasıl soktuğundan tutun da, yan toplardaki başarısı ve mükemmel zamnlamasıyla bile ne kadar sağlam bi kaleci olduğu anlaşılmaya yeter. sanırım bundan kelli galatasaray kalesi ona emanettir.
31 agustos 2008 kayserispor galatasaray maci'nda kalitesini farkettirmiş italyan kaleci.
ilk maçı olmasına rağmen akıllarda kalan bir kaç özelliğine değinelim:
1) refleksleri çok iyi, ters tarafta yakalansa bile hamle yapabiliyor. çabuk olduğu için yerinde yatıp kalmıyor, hemen kalkabiliyor
2) takıma güven veriyor, maç boyunca çok fazla geri pas aldı.
3) topu oyuna çok çabuk sokuyor, italyanlarda genetik sanırım bu özellik...
4) yan toplara korkmadan çıkıyor.
aykut ve orkun'dan sonra takıma daha farklı bir hava kattığı söylenebilir. bir maçla galatasaray iyi kaleci kazandı diyebilmek için erken fakat kalecileriyle ünlü italya'nın yedek kalecisi olması daha iddialı cümleler kurmamıza neden oluyor.
dün akşam (bkz: 13 agustos 2008 galatasaray steaua bukres maci)gözlerin aradığı adamdır. udinese'deki performansını sergilerse, cimbomun kalede uzun süre sıkıntı çekmeyeceği çok nettir.
bayan taraftarların stada gitmeleri ya da tv başına geçmeleri için büyük sebeptir. artık işler tersine döneceğe benziyor. erkekler kız arkadaşlarını maçlardan uzak tutmaya çalışacaklar. baksanıza adam resmen hollywood aktörü.
