esasında iyi bir kaleci. ama ani,anlık,beklenmeyen,vb... pozisyonlarda apışıp kalan da bir kaleci. heralde her maçta gol yemesi kaderinde var. tamam çoğu kalecinin kurtaramayacağı topları çıkartıyorsun iyi bir kalecisin ama bu kadar basit pozisyonlarda da biraz dikkat be kardeşim.
Mükemmel kurtarışlar yapan ve maç kurtaran kalecidir.fakat defansın hataları yüzünden yediği gollerle bazı kesimler tarafından kötü kaleci olarak ilan edilmiştir.
24 haftada 29 gol yediyse ''yiyene değil yedirene bak'' derler. takımda defans kalmadı ki?
meira yok, olduğu zamanı da biliyoruz zaten. emre güngör piyasada yok. emre aşık bir var, bir yok. mehmet topal zaten hep sakat.
kurtardıkları yediklerini katlar atar yani, hikaye bunlar. bir kayseri maçında salak bir gol yedi, onun da nasıl gol olduğu belli.
deli kaleci sınıfından bir kaleci. konsantrasyonu tam olduğu maçlarda geçit vermez bir koparsa 5 yersiniz.
mondragon'la karşılaştırılamayacak kaleci. mondi her şekilde bin basar.
kaleci duruşu yok. sanki sağ açık, sağ bek veya başka bir mevkide oynuyormuş gibi bir duruyor. her an dengesiz bir hareket yapıp takımını geriye düşerebilecek hataya imza atabiliyor. bazen ise sanki bu hataları yapmıyormuşcasına akılalmaz kurtarışlar yapıyor. tam bir dengesiz.
son kocaelispor ve bordeaux maçlarından sonra iyice gözümden düşmüş italyan kaleci. bir galatasaray kalecisi 3 gün arayla oynanan iki maçta üst üste 8 gol yememeli. yiyorsa da güle güle denmeli. tamam, takımın savunması da berbat ama böyle durumlarda kaleci girer devreye. ama bizimkisi kova gibi alıyor tüm topları içeri.
kocaelispor yenilgisinde savunmanın kurbanı olmuş kaleci.
edit: kırk yıllık kocaelispor kocalispor olmuş bir kişi de uyarmadı. hadi ben dalgınım siz de mi öylesiniz? *
ekranda boyunun neden bu kadar kısa gözüktüğünü benim de anlamadığım oyuncu. boyu 1.90. yani servet'ten sadece 1 santim kısa. takımın en uzun boylusu maalesef servet değil, meira. 1.92. ayrıca takımın en ağır oyuncusu üzgünüm ama servet değil. volkan yaman. tam 87 kilo. servet 84 kilo. morgan de santics ise 86 kilo, yani servet'ten daha agır.
sözleşmesi bu sezon sonu bittiği için galatasaray'a imza atabilecek oyuncu. ancak şu anki klübü sevilla ve eski klübü udinese arasındaki para sorunu biraz problem yaratıyormuş.
her halükarda sorun çözülecek ve büyük ihtimalle galatasaray'ın kadrosuna katılacaktır.
yakısıklı ve karizmatik bir kaleci. kaleye yakısıyor. işte bu yüzden süper bir kaleci zannediliyor ancak topa cıkıslarında ciddi zaaflar var. şimdi birtakım galataraylı sözlük yazarları reflekslerinden falan bahsedebilirler. Fakat kaleciliğin ne olduğunu bilen insanlar refleks olgusunun default kaleci özelliği olduğunu bilirler. Yani her kalecinin refleksleri cok iyi olmalıdır. bir kaleciyi iyi kaleci yapan özellikler, yert tutma, zamanlama, sezgi ve buna benzer çeşitli özellikleridir. De sanctis in iyi bir kaleci olarak adlandırılmasında dayanılan tüm kaynaklar, çok önemli olmayan, coğu kalecide bulunan unsurlardır. Eskişehirspor macında youla kardesimiz kendisini bakkala gönderdi biliyorsunuz. Son beşiktaş macında da öyle hatalı bir çıkıs yaptı ki, holosko nun biraz dermanı kalmıs olsaydı, kendisini rezil rüsva ederdi. Bu bağlamda iyi bir kaleci demek imkansızdır. vasatüstü/sıradan kaleci denebilir. iyi bir kaleci için (bkz: mondragon)
12 aralik 2008 genclerbirligi galatasaray maci'nın ikinci yarısındaki bir pozisyonda, rakip oyuncunun yaptığı vuruş sonrası, söz konusu oyuncunun "gol" olduğuna yönelik hakeme itiraz etmesine fazlasıyla sinirlenerek, kafasına okkalı bir şamar atarak şahsımı dakikalarca güldüren; takımın en gerideki oyuncu olmasının verdiği avantajla oyunu iyi okuyan, italyan kaleci.
taffarel'den sonra bu kaleye geçen en başarılı kaleci. evet mondragon'da vardı lakin bugün de sanctis'in kurtardığı bir çok pozisyonu o kurtaramazdı bu da gerçek.
edit: şu entry niye kötü oylanır ki taffarel den kötü dedim diye mi mondragon'dan iyi dedim diye mi?
3 aralik 2008 hertha berlin galatasaray maçında ağır çekimde bile zor görülen bir topu çıkartarak gözlerindeki mercek sayısını merak ettiren kalecimizdir. sezon sonu mutlaka takımda kalması gerekendir.
kendisine anan var midur adlı parçayı armağan etmek istediğim kaleci .
vallahi tam uyuyor parça, bakın şöyle ;
sen bu yaylaları yaylayamassın gülüm (bu sahalarda oynayamazsın manasında)
yaylayamassın, yaylayamassın yavrum yaylayamazsın
derindir gölleri boylayamassun ( kornerden gelen toplarda diyo boy verme)
Oy ellerin kınalıdır oynayamazsın ( erkek adam kına yakar mı lan)
Anan var midur baban var midur (öhhüm burayı geçelim piç değil yavrucak var anası babası)
Seni bana methettiler aslı var mıdır ( yalan tabi)
Rina rina nay rina rina nay
Rina rina nay nay da rina rina nay
Açıldım açıldım açılamadım (açılmaya çalışırken ayağı kayıp düştü ya o bakımdan)
Gülüm açılamadım
Gülüm açılamadım
Açılamadım yavrum açılamadım
Terazi ufak idi tartılamadım
O domuzun kızına sarılamadım (toptan bahsediyor)
Soğuk su başında kuzu kebabı (şahin k abimizin soğuk suyu olmalı bu)
Gülüm kuzu kebabı
Kuzu kebabı yavrum kuzu kebabı
iner düz ovaya çeker şarabı ( sarhoş sarhoş çıkma sahaya)
O domuz uşağın yoktur imanı (metalistli gavur o golü atan)
her maçtan önce söylediğimiz lafları ağzımıza tıkan güzide kaleci. standartı tutturamıyor bi türlü. ya pozisyonlarda gözle görülür bi şekilde uzuyor, yada diğer anlamda pozisyondan uzuyor. arkadaşım biz ne çok iyiye ne de çok kötüye razıyız. pardon iyiye razıyız ama sen şımarıyorsun diye vazgeçiyoruz. bi ortasını bul be, gözünü seveyim.
