hayret edilesidir diyerek hızlı bir giriş yapma niyetindeyim konuya zira altı kelime içeren bu başlık altında anlatmak istediğim hepimizin zaman zaman gözlediği, anlam veremediği, çaktırmadan laf sokmaya çalışan, sen karşılık verdiğinde ise alenen zeytinyağı gibi üste çıkmayı beceren insanlar ve pek tabii tavırlarındaki rahatlık.
bahsi geçen kişi arkadaşın olabilir mesela. böyle arkadaş olur mu demeyin olmaz olsun tabi ama hayatımızın bir döneminde öyle ya da böyle bir şeyler paylaştığımız insanlar arasından çıkabilir bu türde insanlar.
şöyle ki; sen mutlu olup heveslendikçe bir şeylere o içten içe kinlenir. tahammül edemez belki dinlediklerine ve her zaman olumsuz yerinden bakar olaylara. belli de etmek istemez içinden geçirdiklerini ama dile dökerken düşüncelerini hiç düşünmez karşısındakini. bakmayın bende bakarım hep olumsuz yanından olaylara ki sonra güzel bir şey olursa daha çok sevineyim diye ama bu sadece sonrasında daha mutlu olabilmek adına yapılmış ufak hesaplardan olur. bahsettiklerim başka.
misal dersin arkadaşına, ona buna, her kimse işte karşındaki:
- saçlarımı kestirdim farkettin mi?
+ evet ya sen söyleyince farkettim
- nasıl olmuş? ( elleriyle saçlarını dağıtıyor, pek beğenmiş kendini belli, yüzü gülüyor)
+ boşver ya takma uzar nasılsa
- nasıl anlamadım
+ kökü sende diyorum. bir aya kalmaz uzar, üzülme.
- ...
bunun gibi yani. ha bir de heves kıranlar var, senin umursamadığın bir olay karşısında dahi pişkin pişkin olayı abartanlar hani... düşünmesen de kafana sokanlar bir fikri.
- ahmet'le bugün buluşamayağız, işi varmış
+ sahiden işi mi var acaba (bak sen kurnaza)
- tabii canım ne olacak başka, bende kendi işlerimi hallederim iyi oldu aslında
+ e öyle diyorsan öyle olsun ama enteresan yani bir saat göremez miydi seni
- ya aslında görürdü de araya sıkıştırmak istemedi belki
+ hiç sanmam bahane etmiş sanki
- ya kuzum ne demeye çalışıyosun sen
+ aman canım hemende bozulurmuş, sana da yaranılmıyor hiç.( iyi bir şey yaptı ya yaranamadı sanki)
daha nice örnekler verilebilir, daha yaratıcı olunabilir tabi. dedim ya çoğumuzun rastladığı tipler bunlar. senin moral kaçar da rahatsız olursan ayrı, ama izle bak onları moral bozarken nasıl rahat oturuyorlar oldukları yerde, ulaşırlarsa istediklerine, vedalaşırken senle nasıl gülüyorlar gevrek gevrek?
-kaça aldın lan o şeyi?
+10 milyon
-kazıklanmışsın. ben 7 milyona aldım.
+tı allah belanı versin senin, sözlükte de mi buldun beni?
-benim olayım bu birader. kaç iyi oy verdiler o entryne?
+dokuz
-kazıklanmışsın. bence moderasyonun sana gıcığı var.
gel lan gel kaçma, okuyacaksın.
yıllardır ne alsam burnumdan getirdin, soğuttun beni. hevesle giyemedim bişiyi de. salak gibi hissettim hep.
s.ktir git hayatımdan..
-ayşe hanımın kızı 190 puan almış.
(bu puanlama benim zamanımın. ne zaman mı? karıştırmayın orasını)
+ama giremiyo hiçbi yere, çünkü sayısala göre düşük o.
-ama 190 puan almış, senin 175 miydi?
+evet ama yabancı dilde en yüksek zaten 185, 190 yok ki...
-tamam canım bi şey mi dedik.senin puanına laf söyleyen mi oldu? ben ayşaanımın kızı 190 almış dedim.
neymiş, bi şey mi demişmişmiş. böyle bide sizi aptala yerine koyarlar ya. nasıl da yayılmış sandalyeye, tabi sen kendini yiyosun, içinden tekrarlıyosun 175 iyi bi puan, bi sürü yere girebiliyorum. ayşaanımın kızı seneye tekrar gircek sınava.
ama nafile, istedigin kadar savun kendini, ayşaanımın kızı almış işte 190 puanı. efsane olmuş o, kazansın ya da kazanamasın.
ayşaanım...
kızı...
190 pua...
-geçenlerde senin şu borç verdiğin çocuk var ya onu gördüm.
+eee?
-bi şişe şarabı devirdi valla, artık bi şişe şarap kaç para sen düşün...senin verdiğin parayla.
+yok yok, o şarabı arkadaşı ısmarladı, iddiada kazanmış.
-bilmem artık...(ama kaş göz oynuyo, kollar kavuşturulmuş)
+hatta beni de çağırdı...
-tamam canım, madem öyle diyosun.
+ya cidden öyle, haftaya ödeyecek borcunu zaten.
-öder öder, boş şarap şişelerini getirir artık para niyetine.
ölür müsün, öldürür müsün?
ben öldürürüm.
hayatta moral bozmaktan başka emeli olmayan bu insanlar için çok doğaldır. kendilerini moral bozma dünyasına adamış oldukları için rahattırlar. fazla temas kurmamak ve dediklerini takmamak gerek.
düzgün işleyen bir süreci bozmak yapılabilecek en kolay iş oldugundan, hali hazırda kaybedecek bir şeyleri olmayan moral bozucu tiplerde görülen rahatlıktır. acınasıdır... genelde tamamına yakını kıskançlıktan kaynaklanır.
-kilo mu aldın kız sen? G.tün semirmiş sanki dön bakayım.
-Yok yaa ne kilosu (ağlamaklı)
-Anammm valla almışın. Hemi de az buz değil ha basen bölgesinden en az bi 3- 3,5 kilo anlarım ben. (gözünde de hassas kantar olur bunların. Yüce rabbim şahinlerin gözüne optik kamera sistemi gibi sistem koyar bunlara da dijital tartı aq. gramı gramına söyler)
- akşama kuzenimin düğün var heyecandan mütevellit gazdır o. Muayyen günümdeyim hem. Su içsem yarıyo. Kemiklerim iri zaten benim biliyosun Balıketliydim ki ben hep zaten.
-Ne adeti kızım bal gibi yavru fil olmuşun sen. Fifa forevır topu gibisin valla nihahahha. Fifa futbolla ilgili bişi ya anladın mı espriyi, fifa-top falan. Neyse ya az ye de zayıfla. akşama düğün var şu saçlarını yaptır da gidelim.
-Ene yaptırdım ya... yapılı ki saçım. böhüüüüüüü ne biçim insansın lan sen...
Aha işte hayatı bi başkasına zindan etmeyi görev olarak üstlenmiş bi yazar olan patavatsız potkıranoğlu'nun çıkardığı yeni kitabından alıntı bu. Kitabın ismi; "moral bozmaya calisan tipin rahatlığı ve devirdiği çamlar"
Okuduk biz bu kitabı. Teyy teyy. Hala da okuyoruz be hacı her gün her alanda.
Hayatımızın her anında her an ortaya çıkıp lafını sokup hiç bi bok olmamış gibi hayatına devam eden, Doğru-açık sözlü olmakla patavatsızlık arasındaki ince çizgiyi karıştıran, kafasında o ince çizgiyi tükenmez silgisiyle silen, çok bilmişliğin, denyoluğun, efendime söyliyim ne dedi lan buculuğun, oha küfür etseydinciliğin kitabını kendi elleriyle kocaman puntolarla yazan, altını da siz bunalıma girerken rahatlığıyla çizen zat bu. Her gün o nun için sınırlarınızı genişlettiğiniz, sizin o geniş sınırlarınızda istediği gibi at koştururken yüzündeki ifadeye edilesi can.
-kızım sen niye düşük bel giyosun ki senin bacakların kısa bi kere. senin yüksel bel giymen lazım.
-aaaaaaa sen, moral bozmaya calisan rahat tip.
-Doğru o benim. Ehehe. Doğrucuyum ama en azından dikkat et.
-alla alla dersin bana ikoncan ya!
-Ne bakıyosun kızım alık alık doğru ki bunlar.
-Kimbilir belki de sıkılmışımdır, "Hep öküz mü trene bakacak biraz da tren öküze baksın"
Eeee kapak buna denir. 24 ayar... Hakettin ama.
Kitabı yok satıyo iyi mi!
Bi başka yazar tarafından kitabın arka kapak yazısı;
haspam Devire devire yürüyor çamları...
Kitabının satır aralarına çam diktik git topla kozalakları.
A kişisi: Bak yeni ayakkabı aldım...
B kişisi:Çok toz tutar onlar...
A:Anlamadım???
B:Almışsın o kadar para vermişsin ama 2 günde pert bu ayakkabılar bak ben sana söyliyim...
A:nasıl yani ya???
B:Ya boş ver moralini bozmiyim hiç...
A:Ay sağol ama bozuldu zaten...
+Oğlum Var ya sen o kızı seviyon ama ....
-Tamam lan sus biliyoz. Ne oldu yani mutlu oldun mu şimdi
-hem bu rahatlık ne böyle hanginiz veriyosunuz anlamadım ki..
insanın moralini bozmak için her türlü yolu denerler. bunu yaparkende çok rahat olmaya özen gösterirler. bana göre en çok durulması gereken insanların başında bunlar gelir. içlerinden gizli gizli birilerinin moralini bozmaya yönelik sinsi sinsi planlar yapanları da mevcuttur. rahat edilmek isteniyorsa, kesinlikle ve kesinlikle bu tip insanlardan uzak durulmalıdır.
kendilerine böyle oldukları anlatıldığında ve kendileri bu durumu kabullendiğinde artık bunu "dalga geçmek için" yaparlar. yüzsüzlük, arsızlık, amcıklık, götlükte son noktaya varmışlardır. artık "takılıyorum"a girerler ama halâ bunu yaparlar. sanki takılıyor imajı yaratınca bizde kalkıp "ha ne güzel takılıyor işte" diyeceğiz. amk ruh hastası pezevenkleri!
açıcığı buldukları an sıralarlar her şeyi. hiç düşünmezler gün olur devran döner diye. birde bunları sayarken 'canım' derler. ağızlarının üstüne iki tane çakıcaksın görcek 'canım' demeyi.
sonra ben şöyle dedim o da o kadar iyi ki şöyle karşılık verdi.
- yok be iyiliğinden değil o senin gözüne girme çabaları
yok valla öyle değil.
-aman erkek işte yaranmaya çalışıyor.
evet rahattırlar; çünkü onlara göre ak(karayı geçtim) asla beyaz olamazdır, ak aktır.