tam bütün gardımı indireceğim, terliklerimi bile çıkaracağım ayağımdan, en sevdiğin renkteki ojelerimi sürüp yalın ayak geleceğim sana. öyle bir yerden vuruyorsun ki. bir şeyler hissedebildiğim son kişisin sen. neden bu kadar çocuksun?
olmasan deli gibi özlüyorum. olsan gerçekleşmeyen beklentilerim yiyip bitiriyor beni. abi ne salak insansın sen ya. hayatımda tanıdığım en aptal insansın açık ara. sen olmayınca sanki hayata karşı olan duyularımı yitiriyor ve hiçbir şey hissedemiyorum. hasta olduğunda yemek yersin ama tadını almazsın ya, öyle yaşıyorum. neden bu kadar büyük hayatımda yerin? neden bu kadar bendensin?
birlikte uyuduğumuz geceleri deli gibi özlüyorum. soluma baktığımda seni görmeyi. sabahları giyinirken senin yüzünden okula geç kalmayı... saçımdaki en ufak değişikliği fark etmene bayılıyordum. sahi nasıl fark ediyordun? hani erkekler ilgilenmez falan. ben farklı bir şekilde toplasam bile hemen fark ederdin.
canımın sıkkın olduğunu yüz ifademden anlardın. yatağın kenarına kıvrılıp bütün gece ağlasam gözünü kırpmadan, hiç soru sormadan beklerdin. üzerime gelmez, yatırıp dizlerine saçlarımı okşardın. makyajım aktığında öyle daha güzel olduğumu söylerdin. neşe ve sevgi taşan kahkahalarımız denize dik uzanan dağların ardından duyulurdu.
evin içinde giydiğim şortumla dalga geçmeni bile özlüyorum. sabaha kadar sohbet etmeyi özlüyorum. bir kez birlikte görseydik şişenin dibini, neler söylerdik kim bilir...
grinin blasında geçen bir söz varya hani tam benim için yazılmış sanki;
" birini bir kez seversin sonra hep seversin birlikte olup olmamanın önemi yoktur"
işte melisi bir kere sevdim ben, artık "asla" diye bir kelime de yok benim haznemde, bu kız beni çok değiştirdi çok... bütü öfke kırgınlık dolu duygularıma rağmen bir sarılışta her şeyi unutturabiliyor bana, o kadar uzun zaman oldu ki sarılmayalı öfkem de aşkım kadar büyüdü içimde...