olum nasıl bir film bu ya? anlatsan kelimelerle anlatılmaz, ne desen havada kalır. iyisi mi en sevdiğinizin tutun kolundan birlikte izleyin bu filmi. 12 yaşındaki iki çocuğun masumane aşkı ve macera hevesi filmdeki en küçük detay aslında. daha neler neler var; ilginç çekimler, göndermeler, kara mizah vs. ağızda farklı bir tat bırakan, izlerken sıkmayan bittiğinde de bir değişik hissetiren film. koşulsuz, şartsız en masum şekilde birbirlerine aşık bu iki ufaklığa özenmemek elde değil.
bundan wes anderson'ın da takipçisiyim, bu da böyle biline.
kapana sıkışmışlığın, çocuk güncesi tadında komedi dram tadında leziz sunumu. senaryoyu güçlü kılan nihilist lebowskivari ada sakinlerinin iki genç insanın peşinden sürüklendikleri naif macera değil, blue lagoon kokusunda aşkı bulan iki genç insanın ilişkileri, yanlızlığı ve sıkışmışlığı sorgulamasıdır. oyuncu kadrosundaki duayenler dışında tüm izci tayfasının muhteşem performansı ama en önemlisi, suzy kara hayward ve sam jared gilmanin kendine hayran bırakan oyunu bu filmi üst seviyeye çıkartıyor. yönetmen anderson un mekan seçimleri de, klostrofobik ada atmosferi ile birlikte seyri keyifli bir film ortaya koyuyor.
Wes Anderson'un 2012 tarihli filmi. Filmde, 1960'ların ingiltere'sinde bir kasabada aşık iki gencin kaçması sonrasında başta kasabanın şerifi olmak üzere tüm kasaba sakinleri gençlerin kaybolduğunu düşünüp onları aramaya başlaması anlatılıyormuş.
naçizane bir sinemasever olarak beni hiç wes anderson filmi izlemediğim için utandıran, son zamanlarda izlediğim en sevimli filmdir.
en sevimli dediğime bakmayın, sevimliliği iç gıdıklarken bi taraftan da insana "biz büyüdük ve kirlendi dünya" mesajı vererek düşündürür.*
kadrosu ve bu kadronun üstün performansı, çekim teknikleri (kapalı alanların oyuncak imgelemesinde olması, yer yer animasyon izlenimi yaratması, renkler gibi) ve yaşattığı duygularla sinemaseverlerin beğenisine sunulmuş, bence enfes bir film.