yiğit özgür nasıl 'espri olsun da ne olursa olsun' diyerekten yapabildiği tek şey olan diyalog esprilerine sığınıyorsa, umut bey de 80'li yılların mahallelisi tespitlerinden başka neredeyse hiçbir kaynağa dayanmayan mizahının baymaya başladığını fark etmeli ve zekasına saygı duyduğum ama bir çizer olarak sıfatlandıramayacağım kadar kötü bu nev-i şahsına münhasır olmaktan çıkalı epeyce zamanı geçmiş bu genç mizah emekçimizin karşımıza adının hakkını veren yeni umutlarla dolu, farklı, yaratıcı ve alışkanlıktan değil, şaşırtarak güldüren karikatürlerle çıkmasını dilemek kaygısıyla ucunu çoktan kaçırdığım bu entrymi nihayete erdiriyor ve tıkanmış nefesimle hızlı hızlı nefes alıp veriyorum. ugh !
(yağacak - oyların sayısını merakla bekliyorum. nedense bu sözlükte, umut sarıkaya, ersin karabulut ve yiğit özgür'ün acayip fanatik bir hayran kitlesi var. bakalım.)
ayrıca madem "montla sıç" o halde (bkz: jackass)
vallahi süper zekice tespit. montunuzla sıçınız, o an montunuzun su ve kıçınızla yaşayacağı istenmeyen temasın kaygısı size aşkınızın acısını unutturacaktır. ulan bu şekilde acısını unutacağım aşkın içine sıçıyım ben. neymiş !
(bkz: gözyaşlarımız kafiye olsun diye değil)
Yapıldığı an itibariyle başınıza gelebilecek en kötü olaydır. Hele bir de mont veya parke götünüze değiyorsa hayatın anlamını çözmeniz işten bile değil..
donanımhaber forumlarında açılan konulara sürekli cevap olarak yazılmaya başlanınca forum yönetimi tarafından yasaklanan ve bu cevabı yazan üyelerin forumdan uzaklaştırılmasına neden olan espri.
fotoselli bir lambaya sahip tuvalette sıçmaktan daha kötü olmayan durum. ama en kötüsü fotoselli bir lambaya sahip alaturka bir tuvalette montla sıçmaktır. *