a tree for all these problems
they can find you for the moment
then for all past efforts
there buried deep beneath
your heart and somewhere in your stomach
and hey, transform all others
when awful people they surround you
well hey, they just like monsters
they come to feed on me
giant little animals to feed
though to say we got much hope
if i am lost it's only for a little while
a tree for all these problems
they can find us for the moment
then for all past efforts
there buried deep beneath
our hearts and somewhere in our stomachs
and hey, transform all others
when awful people they surround you
well hey, they just like monsters
they come to feed on us
giant little animals for us
though to say we got much hope
if i am lost it's only for a little while
though to say we got much hope
if i am lost it's only for a little while
if i am lost it's only for a little while
if i am lost it's only for a little while
başrollerinde whitney able ve scoot mcnairy nin rol aldığı, yönetmenliğini gareth edwards ın üstlendiği film. film kabaca, meksika ile abd sınırı arasındaki bir bölgeyi istila eden uzaylı yaratıklar ile dünyalı dostlarımızın mücadelesini gayet yavaş bir dille anlatmaktadır. imdb 10 üzerinden 6,9 puan vermiş ve bana göre gayet cömert davranmış.
beğendiğim bir bilim kurgu filmi. aslında yol filmi. ismine aldanmayın! filmde canavar ya da yaratık gördüğümüz sahneler çok az. gördüğümüz yaratıklar da the mist adlı filmdeki yaratıklara (ahtapot gibi) benziyor.
filmin konusu kısaca şöyle ; uzaya gönderilen ve yaşam formu toplayan bir uzay aracı meksika'da düşer. dünya dışı yaşam örnekleri etrafa dağılır ve ortamı uzaylı yaratıklar kaplar. meksika'nın büyük bir kısmı infected zone, yani hastalıklı bölge ilan edilir. etrafının bir kısmı büyük duvarlarla kapatılır.
iki tane de kahramanımız vardır. kaulder ve sam. kaulder fotoğrafçı. sam ise kaulder'ın patronunun kızıdır. kaulder sam'i eve götürmek için patorunundan talimat alır. ve ikisi yasak bölgeden geçerek amerika'ya dönmek zorunda kalır. bizde onların yol hikayesini izleriz.
film aslında kimilerine çok sıkıcı gelebilir. ama hiçbirşey olmasa bile güzel whitney able'ı (sam) izleyebilirsiniz. hem de çok güzel doğa görüntüleri eşliğinde. oynadığı karakter zengin kızı olmanın verdiği bir vakurluk ve sevimlilikte. yani cadoloz değil pek. bu tür post apokaliptik filmlerde kadın karakterler genelde kıl olur ama kendisi tatlıydı bence. tam yemelik*
film'De yine amerika'ya laf sokmalar var. amerikan sınırında amerika'nın ördüğü duvarın dışından amerika'ya bakma (içeriye hapsolunması) muhabbeti, içeriye girildiğinde duvarın (dışarıyı vurup içeriye saklanmanın) işe yaramadığının anlaşılması, amerika'nın savaş uçaklarının uzaylıları (aslında saldırgan olmayan) sinirlendirmesi gibi şeyler amerika'ya gönderilen mesajlardı gibi geldi bana.
ayrıca "doğa'ya karşı koyamazsınız" gibi bir söz de edildi. böyle bir felaket sonrası durumdan istifade edilmesi de ayrıca çok düşündürücü ve gerçekçiydi. parası olanın feribotla yolculuk etmesi ama olmayanın riskli bölgeden gitmek zorunda kalması, kaulder'ın kendisine "bu işi yapmak zor gelmiyor mu?" (ima) sorusu üzerine sam'e "baban gülen bir çocuğun fotoğrafına hiç para vermiyor asma ailesini kaybetmiş bir çocuğun fotoğrafına 50 bin veriyor" diyerek cevap vermesi, yani felaket sonrasında çoğu kimsenin yine çıkar peşinde koşması insan doğasına ait diğer eleştirilerdi.
ben filmi beğendim ama zevkler renkler tartışılmaz. sizin hoşunuza gitmeyebilir.
edit : bu arada galiba filmin başı filmin sonu sanırım. filmin başında görülen çift bizim çifte benziyor.
üstüne yapılan eleştirileri okuduktan sonra -tamamen objektif bakmaya çalışarak- biraz evvel izlemeyi bitirdiğim film.
konu kısa bir araştırma yaparsanız anlayacağınız gibi uzaylı-insan mücadele filmi. fakat filmin asli odak noktasının uzaylıların istilası değil, istiladan sonraki insan davranışları olduğunu düşünüyorum. eğer bir bol aksiyon veya izdiham tarzı beklentiyle izlerseniz hayal kırıklığı yaşamanız muhtemel. zaten olumsuz eleştirilerin de altında bu yatmakta. yani konuyla ilintili olarak yapılmış onlarca filmden sonra bir de böyle bir tarz, pek de izleyici kitlesine kendisini kolay adapte ettiremeyebilir. ama gerek senaryo gerekse bu senaryoya bağlı dozunda aksiyon filmin limitlerini dengede tutmuşa benziyor. zaten film bir noktadan sonra uzay-insan ilişkisinden tamamen kopup; romantik-gerilime dönüyor. fakat yine gerilimden üst düzey bir beklenti içine girmemekte fayda var. oyunculuklar açısından gayet iyi bulduğumu da belirtmek isterim.
düşük bütçe vs (15000 dolar rakamı ortalıkta dolanıyor. Uluslararası forumlarda da pek net bir detay bulamadım) lafları biraz hikaye gibi geldi. ancak sağlam 10 kişilik editing-animating-modelling-compositing-matching ekibi ile de gayet yapılabiliritesi var gibi görünüyor. Ancak ülke içindeki ortamı nasıl organize edersiniz bu rakamlara o kısmını bilemem. tabi bu kısım pazarlama tekniği de olmuş olabilir. neyse asıl konumuza dönelim. oyunculuk gayet iyi. yani ne bekleniyor bilmiyorum ki. gayet doğal bir oyun sergilemiş başrolünden figürasyonuna kadar herkes.
ayrıca film uzaylı yapıları itibariyle on numara iş yapmıştır. her filmde eli kolu kafası gözü ağzı burnu olan "dünya dışı varlık"lardan gına geldi. bu da artı bir not.
filmin son karesinden sonra 2-3 saniyelik boşlukta kaldım. ama "haydaaa ne oluyor" boşluğu değildi. izleyenler ve bu tarzda yazılmış, bu tipte çekilmiş filmleri sevenler filmin sonunu mutlaka beğeneceklerdir diye umuyorum.
finlandiyalı before the down adlı grubun "Soundscape Of Silence" (2008) adlı albümünden müthiş bir parçadır.
4am I'm still awake
Before the dawn the Sandman will come with nightmares
I won't let him in
There's nothing in head
Empty walls, empty bed
I am just waiting
Restless beats of heart and breathing break the silence
I am still here
The absence of light
Narrows my eyesight
But still I see them
It's not angels that sing
And call me by my true name
They have forsaken me
Dead tired but aware
Sleep invites the demons, I am not prepared
I have to stay awake
There are monsters in my head
On my walls, under my bed
I am dying
I am jaded, I am numb, I am counting on the sun
Salvation to come
&feature=player_embedded
kişisel not: uzun zamandır özlemini çektiğim tarzda müzik, adamlar albüm üstüne albüm çıkarmış haberimiz yok mına koyum.
Düşük bütçesine rağmen çok güzel bir film. Bilim kurgu soslu yol filmi yapmış adamlar daha ne istiyorsun. Aksiyon ve devasa yaratıklar yok ama harika bir atmosferi var filmin. film bittiği zaman huzur dolu oluyor insan. Whitney Able ve Scoot McNairy güzel bir ikili olmuş. Aralarındaki cinsel çekimi izlemek keyifliydi.
Shinedown'ın 2018 yılında çıkardığı "Attention attention" albümlerinin 7.şarkısı.
içerisinde alkol, kimseye aşık olmayanlar, kimseye ihtiyacı olmayanlar, herkesi kandıran, herkesten üstün olanlara alaycı alkışlar savuran şarkımız açıkçası tam bir Shinedown eseri.
Brent Smith abimiz o kadar güzel ayar veriyor ki; hani sadece bağırıp öfke kusan onca vokalist var; ama o en güzel darbelerini nezaketle sunuyor ve diyor ki:
"Leave your weapon on the table
Wrapped in burlap, barely able
Don't get angry, don't discourage
Take a shot of liquid courage
Leave a light on if you're able
'Cause we both know you're unstable
Call a doctor, say a prayer
Choose a god you think is fair".