Japon post-rock grubu. Saatlerce dinlediğim, ne kadar dinlersem dinleyeyim bıkmadığım tarza ve bestelere sahipler.
iki gün önce istanbul'a gelmişler konser için, ben yeni öğrendim bunu tabi. Bu yüzden modum düşük, içim sıkkın.
(bkz: hymn to immortal wind) (bkz: for my parents)
sesin tek kanallı olarak tekrar üretilmesidir. Üretimi sırasında genellikle tek bir mikrofon veya hoparlör, birden fazla hoparlör veya bir kulaklık olduğu durumlarda da tek bir sinyal yolundan beslenme veya tek bir sinyalde birleştirme (miks) söz konusudur.
japonlara müzik anlamında saygı duymamı sağlayan gruptur. yavaş yavaş alıştırır sizi kendine kopamazsınız. burial at sea ve moonlight gibi aşmış eserleri vardır. dinledikçe sorularla baş başa kalırsınız. kesinlikle dinlenmeli.
çok sağlam bir post-rock grubu. ilk dinlediğimde kimdirler, nedirler bilmiyordum ama şu müziği yapan kesin yine japonlardır demiştim. nitekim bu arkadaşlar da japon çıktı. kısacası japonlar bu tarzda çok başarılı. post-rock sevenler japon gruplara gözatsın diyorum.
japon post rock grubu. öfke ve nefretle bağırarak ağlamanın müziğini yapıyorlar. aşırı olan her duygu var diyebilirim. sanırım bu adamlar bu dünyadan değiller. ''hymn to immortal'' , ''bruial at sea' şarkılarında ingilizce'leri cok kötü olmasına rağmen,o kadar harika müzik yapıyorlar ki sözlere ihtiyaçları yok anlatacakları şeyi dile getirmeleri için. buckethead ile ortak yanlarının çok olduğunu düşünüyorum şu videodanda anlaşılacağı üzre.
ikiside konserlerinde pek konuşmazlar. allah ın selamını bile vermezler. konuşmadan müziklerini icra edip giderler.
can acıtan şarkıların sahibi grup. garip bir büyüleri var insanı içine hapseden.
uçurumun dibine götürüp itti itecek, düştüm düşeceğim karmaşası içinde bir acıtan, bir kanatan, bir sakinleştiren, bir yoran, bir huzur veren gruptur. binlerce ruh halini bir şarkıda yaşatabilendir. saygı duyulandır.
sadece windows'ta çalışan .net uygulamalarını başka platformlarda* da çalıştırmak için frameworklerin baştan aşağı açık kaynak olarak tekrar yazıldığı proce imiş. http://www.mono-project.com/Main_Page
sarki surelerinin cok cok daha uzun olmasi gerektigi post rock grubu.o kadar yogun bir hissiyat var ki sarkilarinda 10 dakika o ruh haline girebilmek icin cok az geliyor.
bu adamlarin* konserleri, özellikle kücük mekanlarda olunca, gecici sagirlik yasatabiliyor. Ben ertesi günün öglenine kadar pek bir sey duymamistim mesela kulagimdaki cinlamadan baska.
taksimde yeni melek gösteri merkezinin sokağında bulunan gündüzleri ikinci el elbise satılan ve akşamları bar olan mekan.eşit sayıda erkek ve kızdan oluşan gruplar girebilir içeri. bir erkek fazla ise etrafta birilerinden rica edilip beraber içeri girilir ve kız sonra çıkar gider yoluna,tabii ki sizinle kalmasıda size kalmıştır. 80 lerden çalar genelde,müşterilerinin yaş ortalaması taksim barlarına göre oldukça yüksektir. Güzel hoş mekandır. arada ünlü bazı şahsiyetleri orada görmek mümkündür. fiyatları ucuz değildir ama pahalı da değildir. sevgiliyle taksime gidilecekse ilk tercih edilecek yerlerdendir.
japonların müzikal ataklarının en önemli ayaklarından biridir mono (bence dopingli suşi yiyor bu tipler, başka açıklama bulamıyorum)..
hele ki you are there albümleri bir başyapıttır..
sevenleri, 2008 başlarında çıkardıkları konser belgeselleri "the sky remains the same as ever"ı izlememişse utanmalıdır, sıkılmalıdır..
sahi nedir bu caponların son dönemde müzikte böylesine yetkin, alanlarında referans alınan bir dolu adamı dünyaya sunmasının sebebi hikmeti ? elimizi sallasak capon'a çarpar olduk valla..