monoaural teriminin kısaca şöylenen halidir ayrıca. tek ses dalgasıyla üretilen ses anlamına gelir. 20. yy'ın ortalarında ses kayıtlarında stereo kullanılmaya başlayıncaya kadar kullanılmış ses teknolojisidir. genellikle kayıt ve çalmada bir tek mikrofon veya hoparlör kullanılırdı, eğer kayıt cihazları çoğalırsa sesler iki ayrı siynal yoluyla iletilmekteydi.
günümüzde halen wakie-talkie'ler ve bazı kominikasyon ağlarında kullanılır.
courtney love'ın vaktini para sarfetmek ve uyuşturucu almakla geçiren şendul hallerinden sıkılıp, müziğe "geri dönmeye" karar verdiği zamanlar, americas sweetheart adlı fiyasko albümüyle yani, çıkış şarkısıydı işte bu. hakikaten heyecan vericiydi, dinleyince mevta grubu hole'la uzaktan yakından alakası bulunmayan, grunge'ı aşmış, safkan rock müzik yapmaya adanmış bir courtney love buluvermiştik. klibi biraz zırvacaydı, bir sürü küçük kız çocuğu, prenses giysileri giymiş 40 küsür yaşında bir hatun, üstelik yaşlanmış ve makyaj, estetik gibi bokluklarla kapatmaya çalışsa da bariz şekilde çirkinleşmiş, çökmüş yaşadıklarından filan.. acıyabilirdiniz de izlerken. courtney love'ın dibe vurmuşluğundan kurtulması için gereken son hamlesiydi belki de. ha, ne oldu beceremedi. albüm gerçekten berbattı çünkü. son derece şişirme, yapay bir albüm. konserve albüm. bir iki tane vardı işte, eli yüzü düzgün şarkı içinde ama albümü kurtarmaya yetmezdi tabii. ve courtney'yi. neyse yahu:
Hey yeah we had everything
Vinyl in mono
And we looked the other way man
We were so dumb
Is this the part in the book that you wrote
Where I gotta come and save the day
Did you miss me
Did you miss me
Well they say that rock is dead
And they're probably right
99 girls in the pit
Did it have to come to this
Oh god you owe me one more song
So i can prove to you that
I'm so much better than him
Oh god just gonna listen fast
Here comes the crash
We're gonna rise above
We're gotta smash it up
You won't abandon us again
Give us brilliant boys that we wanna fuck man
Full of ecstasy, hard drugs and bad luck
Yeah yeah yeah
Turn the lights back on
You burn so hard
But you won't burn long
Three chords in your pocket tonight
Are you, you the one
With the spark to bring my punk rock back
And i dont think so
Oh god i wanna hear you say
I wanna hear you say that you're sorry again
Oh god you owe me one more song
So I could prove to you
That I'm so much better than them
Oh god I'd give you anything
To hear you say that I was right
And you were wrong
Oh god before i leave this life
Now enable us to love
A hook is never gonna come
Just give it back to me
Blow out all of the lights tonight
Two million miles down the PCH
(and now he's gone)
I slashed his tires, i bled his brakes
(it had to be done)
Their hand job lives were just too cruel
You merciless villlan
We drowned them all in their swimming pools
Run away run away run away yeah
Oh god i wanna hear you say
I wanna hear you say that you were wrong again
Oh god i wanna hear you say i wanna hear you say
That i am so much better than you
Oh god you owe us one more song
Get out my life, see this world as it really is
Is it just a sad side show
Can make a hooker cum
And enable us to love
I need one thing that's divine
Let me hear it tonight
Let me hear it tonight
I've got to hear it tonight
You're gonna let me hear the lost cord tonight, yeah
yeni melek gösteri merkezinin hemen yanında bulunan küçük, bir parça nezih, eğlenceli mekan. içeride tuğçe kazazı bara çıkmış dans ederken, dışarıda ise nejat işleri her daim sarhoş kapıda dikiliriken bulmak mümkündür.bir parça pahalı olmasına rağmen içerideki eğlenceye değer bir ortam olduğu söylenebilir. gelen insanlara bakıp korkmamak gerekir, ciks bir ortam değildir, her tür müzik her an çalabilmektedir.
japonların müzikal ataklarının en önemli ayaklarından biridir mono (bence dopingli suşi yiyor bu tipler, başka açıklama bulamıyorum)..
hele ki you are there albümleri bir başyapıttır..
sevenleri, 2008 başlarında çıkardıkları konser belgeselleri "the sky remains the same as ever"ı izlememişse utanmalıdır, sıkılmalıdır..
sahi nedir bu caponların son dönemde müzikte böylesine yetkin, alanlarında referans alınan bir dolu adamı dünyaya sunmasının sebebi hikmeti ? elimizi sallasak capon'a çarpar olduk valla..
taksimde yeni melek gösteri merkezinin sokağında bulunan gündüzleri ikinci el elbise satılan ve akşamları bar olan mekan.eşit sayıda erkek ve kızdan oluşan gruplar girebilir içeri. bir erkek fazla ise etrafta birilerinden rica edilip beraber içeri girilir ve kız sonra çıkar gider yoluna,tabii ki sizinle kalmasıda size kalmıştır. 80 lerden çalar genelde,müşterilerinin yaş ortalaması taksim barlarına göre oldukça yüksektir. Güzel hoş mekandır. arada ünlü bazı şahsiyetleri orada görmek mümkündür. fiyatları ucuz değildir ama pahalı da değildir. sevgiliyle taksime gidilecekse ilk tercih edilecek yerlerdendir.
bu adamlarin* konserleri, özellikle kücük mekanlarda olunca, gecici sagirlik yasatabiliyor. Ben ertesi günün öglenine kadar pek bir sey duymamistim mesela kulagimdaki cinlamadan baska.
sarki surelerinin cok cok daha uzun olmasi gerektigi post rock grubu.o kadar yogun bir hissiyat var ki sarkilarinda 10 dakika o ruh haline girebilmek icin cok az geliyor.
sadece windows'ta çalışan .net uygulamalarını başka platformlarda* da çalıştırmak için frameworklerin baştan aşağı açık kaynak olarak tekrar yazıldığı proce imiş. http://www.mono-project.com/Main_Page
can acıtan şarkıların sahibi grup. garip bir büyüleri var insanı içine hapseden.
uçurumun dibine götürüp itti itecek, düştüm düşeceğim karmaşası içinde bir acıtan, bir kanatan, bir sakinleştiren, bir yoran, bir huzur veren gruptur. binlerce ruh halini bir şarkıda yaşatabilendir. saygı duyulandır.
japon post rock grubu. öfke ve nefretle bağırarak ağlamanın müziğini yapıyorlar. aşırı olan her duygu var diyebilirim. sanırım bu adamlar bu dünyadan değiller. ''hymn to immortal'' , ''bruial at sea' şarkılarında ingilizce'leri cok kötü olmasına rağmen,o kadar harika müzik yapıyorlar ki sözlere ihtiyaçları yok anlatacakları şeyi dile getirmeleri için. buckethead ile ortak yanlarının çok olduğunu düşünüyorum şu videodanda anlaşılacağı üzre.
ikiside konserlerinde pek konuşmazlar. allah ın selamını bile vermezler. konuşmadan müziklerini icra edip giderler.
çok sağlam bir post-rock grubu. ilk dinlediğimde kimdirler, nedirler bilmiyordum ama şu müziği yapan kesin yine japonlardır demiştim. nitekim bu arkadaşlar da japon çıktı. kısacası japonlar bu tarzda çok başarılı. post-rock sevenler japon gruplara gözatsın diyorum.