thomas hobbes, leviathan da şöyle der; "Zorla üzerinde egemenlik sağlanmış olan bir ülkenin yönetim biçimini işgal eden ülke ister demokrasi olarak belirlesin, ister aristokrasi, yine de oradaki yönetim biçimi monarşidir. "
egemenliğin tek sahibi bir şahıstır. egemenlik aslen ve hayat boyunca bir tek şahsa, hükümdara aittir. onun iradesi egemenliğin tek kaynağıdır.
monarşiler hükümdarın tahta geçiş şekline göre seçimli ve ırsi olmak üzere ikiye ayrılır. seçimli monarşilerde hükümdar saltanat hakkını seçimle kazanır. cumhuriyetten farkı ise seçilmiş hükümdar tahta seçimle gelmiş olduğu halde kendisini seçenlerin temsilcisi değildir. ırsi monarşilerde ise, hükümdar, hükümdarlık makamına bir hanedana mensup olmak veya veraset sırasında birinci olmak ve belirli özelliklere sahip olmak suretiyle otomatik olarak geçer.
monarşiler, saltanat haklarının sınırlarına gre mutlak ve meşruti monarşi olarak ikiye ayrılır. mutlak monarşi, hükümdarın saltanat hakkının kanuni bir sınırlandırmaya tabii tutulmadığı monarşidir. hükümdar devletin tek, asli ve birinci derecede organıdır. bütün yetkiler onda toplanır ve onu sınırlandıracak bir organ yoktur. meşruti monarşi ise hükümdarın saltanat haklarının kanuni bir sınırlandırmaya tabii tutulduğu monarşidir. hükümdar devletin tek ve asli organı olmayıp ondan başka anayasa ile belirlenmiş asli ve birinci derece organları vardır.
ne tür bir yönetim olursa olsun lidere taassup noktasında bağlılık gösteriliyorsa orada monarşi hakimdir. bir de kraldan çok kralcı tipler vardır. kral "artık özgürlük zamanı" dese bile, "olur mu sayın majesteleri ne güzel si..yordunz bi...yönetiyordunuz bizi" derler. körü körüne ideolojik bağlılık pekiştirme sıfatlı şu tanımı peşinen hak eder: göpgötlek.
siyasi güç ve kuvvetin kimseye karşı sorumlu olmayan tekbir kişinin yani hükümdarın elinde olduğu rejimdir.yönetme yetkisi genelde belli bir aileye verildiği gibi belli bir grubun elinde de olabilir.monerşistler farlı yapılar göstermişlerdir.bunlar:mutlak monarşi,aristokratik monarşi,meşruti monarşi'dir.