mona roza

entry59 galeri1 video3 ses1
    34.
  1. bir sezai karakoç şiiri.

    "...
    açma pencereni perdeleri çek
    mona roza seni görmemeliyim
    bir bakışın ölmem için yetecek
    anla Mona Roza, ben bir deliyim
    açma pencereni, perdeleri çek..."

    seni seviyorumun ilahlaştırılmış hali.
    0 ...
  2. 33.
  3. bir sezai karakoç şiiridir. islamcı gençleri aşk triplerine sokarak, ülkemize nice küçük sezailer kazandırmıştır.
    1 ...
  4. 32.
  5. 31.
  6. platonik bir aşkın varabileceği zirve noktasını resmeden şiirdir.

    evet resmeder, yazıyla.
    0 ...
  7. 30.
  8. 29.
  9. dinledikçe, okudukça kalbim sıkışıyor. muhafazakar kesime aitmiş gibi gösterilir ama bana kalırsa okumayı bilen herkesin boğazında düğümler bişeyleri. rahmetli sacit onan o güzel sesiyle vurgulaya vurgulaya okudukça ister istemez insanın gözünden bir damla yaş akıyor zaten. böyle aşklar var mı acaba diyorum, acaba gerçekten bir insanı böylesine bir şiir yazacak kadar sevebilir mi diye düşünüyorum sürekli.

    açma pencereni, perdeleri çek:
    monna rosa, seni görmemeliyim.
    bir bakışın ölmem için yetecek;
    anla monna rosa, ben oteliyim...
    açma pencereni, perdeleri çek.

    bir bakışı ölmem için yetecek bir canan da bulacak mı beni incir kuşlarının bakışında? kısacık hayatımız var zaten o hayatı da o cananı arayarak mı geçireceğiz? daha da vahimi, bulabilecek miyiz?
    1 ...
  10. 28.
  11. sezai karakoç şiiri. sezai karakoç un hisleri ne karşılıksız kalmış nede gizli kalmış.

    mona roza şiirinin hikayesi ve sırları:

    mona roza tek gül anlamına gelir. bir rivayete göre... sezai karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır.. fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz.. bir gün cesaretini toplayıp aşkını muazzez hanım´ a arzeder..fakat reddedilince çok üzülür.. okullar tatil olur.. muazzez hanım geyve´ de yazlıkta kalmaya başlar.. sezai karakoç' ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar.. her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder..ona şiirler yazar. mona roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek muazzez akkayam ismi ortaya çıkar. gel zaman git zaman.. okul biter ve mezuniyet töreni yapılır..mezuniyet törenindeyse sezai karakoç mona roza şiirini okur. muazzez akkaya ise tam karşısındadır. şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar. herkes bir daha okuması için ısrar eder. ve tam 3 kez sezai karakoç bu şiiri ard arda okur. sahneden tam ineceği sırada muazzez hanım koşarak yanına gelir ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. sezai karakoç senin aşkın artık benimkine yetişemez der ve hayır cevabını verir muazzez hanım bayılır. ertesi gün ise muazzez hanım´ ın intihar ettiği duyulur. sezai karakoç hala evlenmemiştir.

    şiirin sırları:

    birinci sir: mona şiiri
    mona roza siyah güller, ak güller /
    geyve'nin gülleri ve beyaz yatak" diye başlar.
    geyve'nin sırrı ortaya çıktı: sezai karakoç'un büyük aşkı muazzez akkaya geyveliymiş.
    ikinci sir: mona roza şiiri büyük efsanelere ve tevatürlere de konu oldu. onlardan biri de muazzez akkaya'nın intihar ettiği şeklindeydi. bu rivayet doğru değil. çünkü muazzez hanım'ın şu anda new york'ta büyük kızı dr. ayşegül giray ile birlikte yaşadığını biliyoruz.
    üçüncü sir: sezai karakoç'un mona roza şiirini tamamen platonik duygular içinde yazdığı, muazzez akkaya ile hiç tanışmadığı sanılıyordu. karakoç'un muazzez hanım'a açılıp açılmadığını hálá bilmiyoruz ama iki ismin birbiriyle tanıştıkları kesinleşti.
    dördüncü sir: muazzez akkaya'nın durgun ve melankolik bir kadın olduğu sanılırdı. hayalleri yıkma pahasına kızının tanıklığıyla söyleyelim: karşımızda neşeli, esprili, hayat dolu bir kadın var.
    beşinci sir: muazzez akkaya'nın mülkiye yıllarında uluslararası yarışmalara katılan bir ping pong şampiyonu olduğu bilgisi, sezai karakoç'un ünlü "ping pong masası" şiirini anlamlandırmamıza yardımcı oldu.
    altinci sir: mona roza şiirinde
    "artık inan bana muhacir kızı /
    dinle ve kabul et itirafımı" şeklinde iki dize var.
    muazzez akkaya'nın, geyve'ye sonradan yerleşmiş bir muhacir ailesinin kızı olduğunu bilmem belirtmeye gerek var mı?

    en önemlisi de şiirin kıt'alarının baş harfleri: muazzez akkayam!

    tamamen alıntı.
    1 ...
  12. 27.
  13. 'Bir gün gözlerimin ta içine bak,
    anlarsın ölüler niçin yaşarmış.'

    mısralarıyla bambaşka diyarlara, bir çift gözde başlayıp derin bir nefesle biten yolculuğa çıkartan, insanı alıp götüren eser.
    3 ...
  14. 26.
  15. 'ellerin, ellerin ve parmakların
    bir nar çiçeğini eziyor gibi'

    el hayattır, dokunuştur, seziştir, yaşanmışların kendisidir. eller şahittir.
    gözlerinden değil ellerinden belli olur kadın.

    'bir bar çiçeğini eziyor gibi' bu nasıl bir benzetmedir, aşktır.

    bu dizeler ile lambada titreyen alev üşüyor dizesi bir aşkın kağıda, kelimeye dökülmüş en güzel halidir. her şairi kıskançlıktan yazmayı bıraktıracak hatta intihar ettirecek kadar... kelimelerde, aşkta bu dünyaya ait değil.
    4 ...
  16. 25.
  17. Monna Rosa, Sezai Karakoç'un yazmış olduğu ve hikayesiyle dikkati çeken bir şiirdir. Şiire isim olmuş Monna Rosa ise "siyah gül" manasına gelmekte olup, ümitsiz aşkı ve imkansızlığı çağrıştıyor. Bu şiiri Sacit Onan'ın yorumuyla dinlemenizi tavsiye ederim.
    0 ...
  18. 24.
  19. en can alısı yorumunu sacit onan'dan dinleyebileceğiniz şiirdir:

    2 ...
  20. 23.
  21. her kıtasının ilk harfi sırayla okunduğunda kime yazıldığını gösteren şiirdir. (bkz: muazzez akkaya)

    monna rosa, siyah güller, ak güller;
    gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
    kanadı kırık kuş merhamet ister;
    ah, senin yüzünden kana batacak,
    monna rosa, siyah güller, ak güller!

    ulur aya karşı kirli çakallar,
    bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
    monna rosa, bugün bende bir hal var,
    yağmur iğri iğri düşer toprağa,
    ulur aya karşı kirli çakallar.

    açma pencereni, perdeleri çek:
    monna rosa, seni görmemeliyim.
    bir bakışın ölmem için yetecek;
    anla monna rosa, ben oteliyim...
    açma pencereni, perdeleri çek.

    zeytin ağacının karanlığıdır
    elindeki elma ile başlayan...
    bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
    sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
    zeytin ağacının karanlığıdır.

    zambaklar en ıssız yerlerde açar,
    ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    işıksız ruhumu sallar da durur,
    zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    ellerin, ellerin ve parmakların
    bir nar çiçeğini eziyor gibi...
    ellerinden belli olur bir kadın.
    denizin dibinde geziyor gibi
    ellerin, ellerin ve parmakların.

    zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
    saat on ikidir, söndü lambalar.
    uyu da turnalar gelsin rüyana,
    bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
    zaman çabuk çabuk geçiyor monna.

    akşamları gelir incir kuşları,
    konarlar bahçemin incirlerine;
    kiminin rengi ak, kiminin sarı.
    ah, beni vursalar bir kuş yerine!
    akşamları gelir incir kuşları...

    ki ben, monna rosa, bulurum seni
    incir kuşlannın bakışlarında.
    hayatla doldurur bu boş yelkeni
    o masum bakışlar... su kenarında
    ki ben, monna rosa, bulurum seni.

    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
    henüz dinlemedin benden türküler.
    benim aşkım uymaz öyle her saza,
    en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.

    artık inan bana muhacir kızı,
    dinle ve kabul et itirafımı.
    bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    alev alev sardı her tarafımı,
    artık inan bana muhacir kızı.

    yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
    meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    bir gün gözlerimin ta içine bak:
    anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
    yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

    altın bilezikler, o korkulu ten,
    cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
    bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
    bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
    altın bilezikler, o korkulu ten!
    3 ...
  22. 22.
  23. 21.
  24. dünya'nın en büyük, en güzel akrostiş şiiridir şüphesiz.
    0 ...
  25. 20.
  26. ne zaman ak gül,siyah gül dense akla gelen sezai karakoç şiiridir. şair, büyük aşkına bir ömür boyu sadık kalmış ve bu sebepten ömrü boyunca kimseyle evlenmemiştir.
    1 ...
  27. 19.
  28. hayat sahnesinde monna roza değil hep sezai karakoç vardır!
    sonuçta hepimiz bu sırrın yarısını bilirdik ve o sırrın diğer yarısını aklımızda, kalbimizde tamamlardık. monna roza’yı gördük, duyduk ve sırrın tamamına vakıf olduk. aklımızda ve kalbimizde tamamladığımız o büyülü gizi yok oldu!
    http://www.on5yirmi5.com/...-karakocundur.i76078.html
    1 ...
  29. 18.
  30. bi bok bilmeyen yazardır, hoşgelmemiş boş gelmiş, eminim ki hayatında bildiği tek şiir mona roza'dır.
    1 ...
  31. 17.
  32. 16.
  33. şiirin kendisi üzerine yazıldığını bildiğimiz muazzez akkaya isimli ninecik ile bir röportaj yapılmış. nineceğiz güya aile yapısına halel getirmemek adına öyle yanıtlar vermiş ki, aklınız durur. sen o yaşa gelmişsin; ahın gitmiş, vahın da ardından yol almış; sana birşey kalmamış, ne bu havalar...
    ben ona yakınlık duymadım, diyor bir yerinde röportajın. karakoç da zaten sana değil kafasında yarattığı mona roza'ya yazmıştı onu, derdim ben olsam. g.t gibi bırakırdım ortada onu öyle.
    çok sinirlendim ama.
    neyse.
    1 ...
  34. 15.
  35. 14.
  36. sezai karakoç un mono roza sı sonunda şiirin yazılmasına sebep olan olayla ilgili olarak konuşmuş...

    http://www.haber7.com/hab...akocu-anlatti.php?sayfa=4

    bana göre yıllar sonra bile bu hanım tam doğruyu söylemiyor.
    bu kadar zaman sonra bu alaycı ve umursamaz tavırlar bence fazla...
    1 ...
  37. 13.
  38. üstad sezai karakoç'un muhteşem yapıtıdır. Üstadın şiirlerinin lezzetine varılması için tavsiye edilir.
    0 ...
  39. 12.
  40. kemalist yazar, atatürk bugün görseydi şamarlardı kesin.
    0 ...
  41. 11.
  42. ekşisözlük yazarı, oradan kısa süreli ayrı kalmış, muhtemelen çaylak olmuş, soluğu burda almış.
    şimdi anneannesinin sözlüğüne geri gidiyormuş..
    selamlar ve yine bekleriz..
    0 ...
  43. 10.
© 2025 uludağ sözlük