akrostiş yapılarak adına şiir yazılmış kişi olan Muazzez Akkaya bu şiirden haberi olmadığını söylemiştir. evlenmiştir ve torun torbaya karışmışken Sezai Karakoç hiç evlenmemiştir.
Başlığa doğru düzgün yazılmamış olan şiirdir.
Dizelerin ilk satırları ve son satırları aynıdır, ilk harfleri okunduğunda muazzez akkaya değil muazzez akkayam olur.
Sezai Karakoç'un muazzez akkaya'nın yazlığı olan geyvede onun karşı evinde bahçıvanlık yaptığı ve onu gözetlediği de söylenir.
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek..
Zeytin ağaçlari söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
bu efsane şiir, bir aşk acısının yürek burkan sesidir.
şöyle başlar:
"mona roza siyah güller ak güller / geyve’nin gülleri ve beyaz yatak / kanadı kırık kuş merhamet ister / ah senin yüzünden kana batacak / mona roza siyah güller ak güller."
* * *
ketumluğu, vakarı, onuruna düşkünlüğü, içe kapanıklığı, aşırı kırılganlığı ve küskün bir çiçek oluşuyla tanınan sezai karakoç’un, tam 50 yıl muazzez akkaya hakkında tek bir kelime etmesi tabii ki beklenemezdi.
herhangi bir babayiğidin de muazzez akkaya konusunu sezai karakoç’a sormaya cüret etmesi de düşünülemezdi.
bundan dolayı muazzez akkaya, türk edebiyatının bir büyük gizi olarak kaldı.
giz devam ettikçe de, efsane üretmeye meyilli tipler girdi devreye.
neler neler anlatılmadı ki...
en meşhur hikáye şudur:
güya sezai karakoç, mülkiye’de okuyan muazzez akkaya’ya aşkını itiraf etmiş ama karşılık bulamamış, bunun üzerine "mona roza" şiirini yazmış, şiiri okuyan muazzez akkaya intihar etmiş.
bu rivayet, "sezai karakoç da bu nedenle hiç evlenmemeyi tercih etmiş" diye bitiyor.
* * *
dikkat! dikkat!
edebiyatımızın büyük sırrı çözüldü.
nasıl mı?
anlatayım:
bundan bir süre önce bir yazımda sezai karakoç’un "mona roza" şiirine ve muazzez akkaya’ya şöyle bir değinmiştim.
o yazının yayınlanmasının ardından new york’tan bir e-posta aldım.
şunlar yazılıydı e-postada...
"selam ahmet bey... ben new york’ta doktorluk yapıyorum. muazzez akkaya’nın kızıyım. yazınız ailecek çok hoşumuza gitti. annemin adını yazınızda geçirdiğiniz için çok teşekkürler. ayşe."
okuyunca "vay be" diye haykırdım. muazzez akkaya’nın izini bulmuştum.
hemen bir yanıt yazdım: "lütfen anneniz hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?"
yanıt şöyleydi:
"annem mülkiye’de okumuş. öğrenciliğinde çok güzel bir kadınmış. grace kelly tipinde. pingpong şampiyonu olmuş okulda. bugün anneme sezai karakoç’un aşkını ve şiirini sordum. annemin bu aşktan ve şiirden haberi olmamış. ama şunu anımsıyor: paltosunun cebinde şairi meçhul aşk şiirleri bulurmuş! babamla evlenirken babama bu şiirlerden söz etmiş, babam da şiir yazmaya kalkışmış annem için ama tabii ki çocukça şiirler olmuş bunlar. annem hazine avukatlığından emekli oldu. maliye bakanlığı’nda çalışırken babamla tanışıp aşk evliliği yapmışlar. 48 sene harika bir evlilikleri oldu. maalesef geçen hafta babamı kaybettik."
* * *
muazzez hanım’ın mülkiye’de okurken "pingpong şampiyonu" olduğunu öğrenince...
hemen aklıma sezai karakoç’un "ping-pong masası" adlı başka bir şiiri geldi.
şiiri bulup okudum...
şu dizelere dikkat kesildim:
"ha sezai ha ping-pong masası / ha ping-pong masası ha boş tüfek / bir el işareti eyvallah ve tak tak / gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi / ne kadar güzel ne kadar sıcak / tak tak tak tak tak."
gözümün önüne şöyle bir görüntü geldi:
ezik ama onurlu ergani çocuğu sezai, uzak bir köşeden muazzez’in pingpong oynamasını izlemektedir. muazzez topa şımarık bir edayla vurdukça "ha sezai ha ping-pong masası" diye içlenmektedir.
Muazzez akkaya denilen kari musvettesinin haketmedigi siirdir. Hala hic sevmedim sezaiyi diyor. Hatta siirden pay talep etmis. Dunyanin kufrunu hakeden bir kadina yazilmamaliydi bu siir. Belki bir hayale belki bir meske yazilmaliydi.
(bkz: mona roza siyah güller ak güller)
http://vocaroo.com/i/s1XdGbVVLjUw en can alici yorumudur bu. Gece gece kafa beyin birakmadi. Boyle seven erkekler varmis ya lan? Kalbiyle seven adamlarda varmis... Sezai karakoc siiridir.
üniversitede iken bir kıza aşık olan Sezai Karakoç'un duygusal bir şiiridir mona roza. Önceleri aşkını itiraf edemez Karakoç. Bir gün bütün cesaretini toplayıp açılır kıza ama reddedilir. Nihayet mezuniyet töreni gelir ve ünlü şair mona roza yı ilk orada okur. Herkes çok beğenmiştir şiiri, tabi kız da öyle. Şiir defalarca okunduktan sonra kız Karakoç'un yanına gelir ve ona aşık olduğunu söyler. Sezai Karakoç gururuna yenik düşer ve kızın aşkının kendisinin aşkına artık yetişemez olduğunu söyleyip reddeder Muazzez Akkakay'ı. Mona roza akrostiş şeklinde yazılmıştır (baş harfleri muazzez akkaya olacak şekilde) Ertesi gün Muazzez hanım intihar etmştir ve Sezai Karakoç hiç evlenmemiştir.
hikayesi anlamsız ama adamın duyduğu aşk kaçan kovalanır hesabı.
Bu şiirden sonra şiir kitabı almıştım.
Şiir akrostişdir. şiirdeki baş harfleri birleştirdiğinde 'Muazzez Akkayam' çıkar.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.