mona roza

entry59 galeri1 video3 ses1
    1.
  1. 2.
  2. (#11093328)

    güzel bir itiraf. tebriklerimizi iletiyoruz kendisine.
    1 ...
  3. 3.
  4. güzel nicktir kanımca yazarın kendi kişiliği ayrı bir güzel.
    2 ...
  5. 4.
  6. sezai karakoç'un muazzez akkaya için yazmış olduğu şiirden esinlenerek almış olduğum nickimdir kendileri. şiir şu şekilde cereyan etmektedir;
    Mona Roza, siyah güller, ak güller
    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Ah, senin yüzünden suya batacak
    Mona Rozâ siyah güller, ak güller

    Ulur aya karşı kirli çakallar
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    Mona Roza bu gün bende bir hal var
    Yağmur iğri iğri düşer toprağa
    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Açma pencereni, perdeleri çek
    Mona Roza seni görmemeliyim
    Bir bakışın ölmem için yetecek
    Anla Mona Roza ben bir deliyim
    Açma pencereni perdeleri çek

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
    Bende çıkar güneş aydınlığa
    Bir ''Nişan yüzüğü'' bir kapı sesi
    Seni hatırlatır her zaman bana
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    Işıksız ruhumu sallar da durur
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ellerin, ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli olur bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi
    Ellerin, ellerin ve parmakların

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyâna
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Akşamları gelir incir kuşları
    Konarlar bahçenin incirlerine
    Kiminin rengi ak; kiminin sarı
    Âh, beni vursalar bir kuş yerine
    Akşamları gelir incir kuşları

    Ki ben Mona Roza, bulurum seni
    incir kuşlarının bakışlarında
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni
    O mâsum bakışlar su kenarında
    Ki ben Mona Roza bulurum seni
    9 ...
  7. 5.
  8. 15-20 yıl kadar önce, basılı hiç bir yayında olmayan ama ilginçtir; bir daktiloda dikte edilmiş ve fotokopisi elden ele dolaşan efsane şiirdir. şiire meraklı her gencin mutlaka bir kaç mısrasını bildiği, fenomen bir şiirdir.
    2 ...
  9. 6.
  10. akrostiş yazarak beni çok mutlu eden hoş yazardır .
    1 ...
  11. 7.
  12. varolması sözlük için cok şey ifade eden aşmış entryleriyle üzerimize kış güneşi gibi doğan mükemmel yazar.
    1 ...
  13. 8.
  14. sevimli tatlı kişilik.
    tek satırlık yorumlarıyla sözlüğe renk katmakta.
    sen hiç aramızdan ayrılma mona roza.
    saygılarımla;
    3 ...
  15. 9.
  16. 10.
  17. 11.
  18. ekşisözlük yazarı, oradan kısa süreli ayrı kalmış, muhtemelen çaylak olmuş, soluğu burda almış.
    şimdi anneannesinin sözlüğüne geri gidiyormuş..
    selamlar ve yine bekleriz..
    0 ...
  19. 12.
  20. kemalist yazar, atatürk bugün görseydi şamarlardı kesin.
    0 ...
  21. 13.
  22. üstad sezai karakoç'un muhteşem yapıtıdır. Üstadın şiirlerinin lezzetine varılması için tavsiye edilir.
    0 ...
  23. 14.
  24. sezai karakoç un mono roza sı sonunda şiirin yazılmasına sebep olan olayla ilgili olarak konuşmuş...

    http://www.haber7.com/hab...akocu-anlatti.php?sayfa=4

    bana göre yıllar sonra bile bu hanım tam doğruyu söylemiyor.
    bu kadar zaman sonra bu alaycı ve umursamaz tavırlar bence fazla...
    1 ...
  25. 15.
  26. 16.
  27. şiirin kendisi üzerine yazıldığını bildiğimiz muazzez akkaya isimli ninecik ile bir röportaj yapılmış. nineceğiz güya aile yapısına halel getirmemek adına öyle yanıtlar vermiş ki, aklınız durur. sen o yaşa gelmişsin; ahın gitmiş, vahın da ardından yol almış; sana birşey kalmamış, ne bu havalar...
    ben ona yakınlık duymadım, diyor bir yerinde röportajın. karakoç da zaten sana değil kafasında yarattığı mona roza'ya yazmıştı onu, derdim ben olsam. g.t gibi bırakırdım ortada onu öyle.
    çok sinirlendim ama.
    neyse.
    1 ...
  28. 17.
  29. 18.
  30. bi bok bilmeyen yazardır, hoşgelmemiş boş gelmiş, eminim ki hayatında bildiği tek şiir mona roza'dır.
    1 ...
  31. 19.
  32. hayat sahnesinde monna roza değil hep sezai karakoç vardır!
    sonuçta hepimiz bu sırrın yarısını bilirdik ve o sırrın diğer yarısını aklımızda, kalbimizde tamamlardık. monna roza’yı gördük, duyduk ve sırrın tamamına vakıf olduk. aklımızda ve kalbimizde tamamladığımız o büyülü gizi yok oldu!
    http://www.on5yirmi5.com/...-karakocundur.i76078.html
    1 ...
  33. 20.
  34. ne zaman ak gül,siyah gül dense akla gelen sezai karakoç şiiridir. şair, büyük aşkına bir ömür boyu sadık kalmış ve bu sebepten ömrü boyunca kimseyle evlenmemiştir.
    1 ...
  35. 21.
  36. dünya'nın en büyük, en güzel akrostiş şiiridir şüphesiz.
    0 ...
  37. 22.
  38. 23.
  39. her kıtasının ilk harfi sırayla okunduğunda kime yazıldığını gösteren şiirdir. (bkz: muazzez akkaya)

    monna rosa, siyah güller, ak güller;
    gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
    kanadı kırık kuş merhamet ister;
    ah, senin yüzünden kana batacak,
    monna rosa, siyah güller, ak güller!

    ulur aya karşı kirli çakallar,
    bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
    monna rosa, bugün bende bir hal var,
    yağmur iğri iğri düşer toprağa,
    ulur aya karşı kirli çakallar.

    açma pencereni, perdeleri çek:
    monna rosa, seni görmemeliyim.
    bir bakışın ölmem için yetecek;
    anla monna rosa, ben oteliyim...
    açma pencereni, perdeleri çek.

    zeytin ağacının karanlığıdır
    elindeki elma ile başlayan...
    bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
    sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
    zeytin ağacının karanlığıdır.

    zambaklar en ıssız yerlerde açar,
    ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    işıksız ruhumu sallar da durur,
    zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    ellerin, ellerin ve parmakların
    bir nar çiçeğini eziyor gibi...
    ellerinden belli olur bir kadın.
    denizin dibinde geziyor gibi
    ellerin, ellerin ve parmakların.

    zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
    saat on ikidir, söndü lambalar.
    uyu da turnalar gelsin rüyana,
    bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
    zaman çabuk çabuk geçiyor monna.

    akşamları gelir incir kuşları,
    konarlar bahçemin incirlerine;
    kiminin rengi ak, kiminin sarı.
    ah, beni vursalar bir kuş yerine!
    akşamları gelir incir kuşları...

    ki ben, monna rosa, bulurum seni
    incir kuşlannın bakışlarında.
    hayatla doldurur bu boş yelkeni
    o masum bakışlar... su kenarında
    ki ben, monna rosa, bulurum seni.

    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
    henüz dinlemedin benden türküler.
    benim aşkım uymaz öyle her saza,
    en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.

    artık inan bana muhacir kızı,
    dinle ve kabul et itirafımı.
    bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    alev alev sardı her tarafımı,
    artık inan bana muhacir kızı.

    yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
    meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    bir gün gözlerimin ta içine bak:
    anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
    yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

    altın bilezikler, o korkulu ten,
    cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
    bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
    bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
    altın bilezikler, o korkulu ten!
    3 ...
  40. 24.
  41. en can alısı yorumunu sacit onan'dan dinleyebileceğiniz şiirdir:

    2 ...
  42. 25.
  43. Monna Rosa, Sezai Karakoç'un yazmış olduğu ve hikayesiyle dikkati çeken bir şiirdir. Şiire isim olmuş Monna Rosa ise "siyah gül" manasına gelmekte olup, ümitsiz aşkı ve imkansızlığı çağrıştıyor. Bu şiiri Sacit Onan'ın yorumuyla dinlemenizi tavsiye ederim.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük