mblaq'in 3. mini albümünün ve bu albümün hit şarkısının adıdır. her ne kadar korece telaffuzda mona lisa, ''mona rica''ya dönüşse de klibi ve dans koreografisiyle çok güzel ve eğlenceli bir şarkıdır.
gün geçmiyor ki mona lisa tablosu ile alakalı gelişmelere bir yenisi daha eklenmesin; *:
bu tabloyu azıcık sola çevirince; azıcık ama, mona lisa ablanın ardında pıçak beliriyormuş. o da ''kaşı gözü ayrı oynayan hatunun anasını sikerim'' deme şekliymiş leonardo da vinci'nin.
bununla da bitmedi; bu tabloya 5 saniye bakıp gözlerinizi yumarsanız * hiçbir şey göremiyormuşsunuz. böyle siyahlıklar falan.
ve son olarak,
mona lisa'nın alnının çatında bir harita gizliymiş. bunu da amuda kalkarak sol gözünüzü sağ elinizle kapatınca görebiliyormuşsunuz. bu harita kaşıkçı elmasını gösterir gibi yapıyormuş ama aslında dikili taşın haritasıymış.
öyle çok büyük bir tablo değildir bu arada. küçücük birşeydir aslı. (tabi bir tablo için küçücük) takriben uzunluğu diz hizasını 1 karış geçer genişliği anca dize ulaşır.
vakti zamanında, da vinci bu tabloyu yanından hiç ayırmazmış bundan sebep çok ünlüymüş bu tablo diye de ben bişey duydum. bildiğin tiyatro maskı muamelesi yapılır bu kadına. bahsedilen ilginçlikleri (bir tarafı gülüyormuş bir tarafı ağlıyormuş, nereye çevirsen sana bakıyormuş, k.çı başı ayrı oynuyormuş falan) tablonun orjinalini görmediğimden teyid edemiyorum pek tabi. resmin fotolarında denedim olmadı, evirdim çevirdim bakmadı bana valla.
resimdeki kadının yüzünün altın orana sahip olması da kadının özelliği değil, bir çok ressam tablosunda altın oranı kullanıyormuş zaten.
da vinci nin şakacı biri olduğu ile ilgili bir kanıya sahip olduğum için, aslında bir numarası olmayan bir tablo olabileceği ile ilgili bir komplo teorim var, hayırlı uğurlu olsun.
louvre müzesine girer girmez her yerde gözünüze çarpan "mona lisa'ya buradan gidilir." tabelalarını takip edersiniz, italyan rönesans eserlerinin bulunduğu koridora girersiniz orada sağdan 2. ya da 3. odadadır. cam bir çerçevenin arkasından asla gizemini çözemediğiniz o tuhaf gülümsemesiyle karşılar sizi. soğuktur mona lisa, ama tuhaf bir havası vardır bakışları sizi içine çeker. etrafı her daim turistlerle çevrilidir ve koca müzede başka hiç bir tablonun sahip olmadığı bir ayrıcalığa sahiptir tabloya 1 metreden fazla yaklaşamazsınız ve her daim başında bir koruma bulunur, kurşun geçirmez camlarla korunur.
tam karşısında duran müzenin en büyük- resmen bir duvar büyüklüğündeki- isa'nın son yemeği tablosunu o küçücük haliyle ezer geçer, müzeden siler adeta. o da öyle bir tablo işte, onu da o haliyle kabul edip sevmek lazım.