özellikle gecenin bir vaktinde, soğuğun insanın içine işlediği, hava almak için olsun dışarı çıkmaya üşenilen anlarda, aynı işi bıkmadan usanmadan yapan görevlilerdir.
bir taraftan üzülürüm; o soğukta çalıştıkları için.
diğer taraftan da hoşuma gider; camların köpüklenip yıkanma süreci.
ekmek parası uğruna yardıran görevlidir. soğuk bir havada suyun üstümüze dahi sıçraması ürperme ve daha da üşüme etkisi yaparken onlar yaz kış bu işin içindedir. allah kolaylık versin ne diyelim.
kendimi bildim bileli içimden saygı duyduğum insanlardır. biz sıcacık otobüsümüzden inip bokumuz donmuş bir vaziyette yerdeki bir parmak buzun üstünde kaymadan hızlı hızlı sıcak dinlenme tesisine kaçmaya çalışırken adam o soğukta buz gibi suyla uğraşıyor. aldığı da 3 kuruş paradır eminim.
2 metrelik cam sileceğini heavy lightsaber gibi kullanan görevlidir, muavindir hatta. her molada bir bardak çay alırım ve izlerim, çok hoşuma gider niyeyse.
her zamana acınandır. siz sigara içerken bile eliniz donar, o adam orada sırılsıklam olmuş elleriyle cam siler saatlerce. yazıktır. ama o işi de birilerinin yapması gerekir. hayat çok gariptir.
özellikle afyon'daki dinlenme tesislerinde çalışanlarına daha çok acıdığım emekçi abilerdir. izmir, antalya, bodrum gibi yerlere giden otobüslerin mola verdiği dinlenme tesislerinde görürüz onları. otobüsümüzden titreye titreye inip içeriden bir çay alıp sigara eşliğinde kendimize gelmeye çalışırken o ayazda suların içinde, bazen çıplak ayakla (bu gözler bizzat görmüştür) o otobüs nasıl yıkayabidiklerine şaşarız.
hani bir gün olur da otobüsünüz oralarda mola verirse ve o abileri görürseniz, yanlarından geçerken bir ''kolay gelsin abi'' deyin, ayakları olmasa bile yürekleri ısınır...
otobüsün içinde uyuyan yolcunun hoşurt- fış fış- kat kut- pat sesleri ile uyanmasının ardından uyku mahmurluğu ile sıçrayıp yerinden kalkan yolcuyu şok eden görevlidir.
(bkz: namusuyla para kazanmak)