bazen ortada üzülecek hiçbir sebep yokken kendisini dinliyor, tamamen hüzne gark ediyorum kendimi. belamı arıyorum sanırım. ya da duygusallaşmak benim için yemek içmek gibi bir ihtiyaç. *
biraz ey sareban biraz da shirin derken moralimi çok güzel bozuyorum kendisiyle sağ olsun.
Batı müziği ile iran müziğini ve kültürünü harmanlayarak harika eserler ortaya koyuyor. batıda kendisinden iran’ın Bob Dylan’ı olarak bahsedilir. Son eserlerinden Gees’in içinde bir ayet geçtiği için iran Mahkemelerince hapis cezasına çarptırıldıktan sonra en son hollanda ya gitmişti. özellikle arabada gece yolculuğu yapıyorsanız Jabr-e Joghrafiyaei albümünü dinlemenizi öneririm. sağdan gidin ve çok içmeyin.
Dünyadaki en iyi Farsça müziği yapan isim, kendisi avrupada siyasi sığınmacıdır. Kutsal kitaptan müziğine alıntılar yapmıştır.müzik kalitesi olarak Wali fateh ali ve marjan Farsad ondan sonra gelir.
Yaklaşık 3 yıl önce akmar pasajı nda tesadüfen dinleyip peşine düştüğüm beni ortadoğu müziğiyle tanıştıran dahası hayata karşı tutumu değiştiren müzisyendir.
Ya çok seveceğiniz ya da nefret edeceğiniz ama asla nötr kalamayacağınız insanın protest tarafına hitap eden radikal sanatçılardandır mohsen namjoo.
Çirkin karizması olan enteresan erkeklerdendir. Eşsiz ortadoğu gırtlağını sitarının bam teli gibi kullanır. Sesinde hafız gazellerinin zerafetiyle rock ın isyanı aynı ezgilerle harmanlanır.
Ülkesinde sürgün olduğu için türkiye de verdiği iki konserinde canlı dinleme şansı bulduğum mohsen tevazusuyla sahnede devleşen sanatçılardandır.
uzun zamandır çok sevdiğim, her zaman beni çok derin düşüncelere gark eden, inanılmaz değerli bir sanatçı. mohsen namjoo. her şarkısı ayrı bir eserdir. gerçek bir eser. kız arkadaşımdan ayrıldığım ilk zamanlarda özellikle çok fazla dinliyordum şarkılarını. nobahari, ey sareban, dele zaram... ve bilirsiniz ki genelde kötü geçen, zor geçen günlerde sürekli dinlediğiniz o müzikler o zamanlara yapışır kalır. o zamanları atlattıktan sonra bile duyduğunuzda sanki o günlere geri dönüyormuşsunuz hissi verir ve bu rahatsız edicidir. bende tıpatıp bunu yaşadım ve yaşamaktayım mohsen namjooda. zaten son derece hüzünlü ve kaliteli bir yalnızlıga iten şarkıları var, bir de öte yandan o zor zamanlarım geliyor aklıma, iyice düşüyorum.
normalde huyum değildir, aştığım ve aştığım için şükrettiğim zamanlarımı tekrar hatırlamak. ama hatırlamamak için mohsen namjoo'dan vazgeçecek değilim. gerçek bir sanatçı. güzel adam.
bir tek ben bileyim, başkaları bilmesin vs yazanlar olmuş mohsen namjoo için. kendisi iranda çok ünlü bir sanatçı zaten. aynı zamanda istediği kadar bilinsin, mohsen namjoo bilmenin yetmeyeceği bir adam. anlamak lazım. gerçek anlamda hissetmek lazım. bir iki şarkısını bilip beğeniyor olmak, mohsen namjooyu anlıyor olmak anlamına gelmez.
son olarakta şunu söyleyeyim. sanki mohsen namjoo'nun karşısına çıkıp böyle samimi cümleler etsem, gülümseyip mütevazi bir şekilde yüzüme gülümsemek yerine sağol deyip geçer gibi geliyor. çok soğuk bir yüzü var. hehe. olsun.
hangi tarz dinlerseniz dinleyin kendisi bir müzik dehasıdır, yaptığı işin kalitesi iyi müziğe gönül vermiş herkesi duyduğu ilk an elbette ki bi' dürteleyecektir diye düşünmekteyim naçizane. iran edebiyatının tozlu sayfalarından bulup çıkardığı kasidelere hayat verdiğini okumuştum bi yerde. toranj'da da olduğu gibi.
goftam manam gharebe, az shahre ashnayee (şair burda, aşinalıklar şehrinde bir garip olduğunu iddia ediyor.)