modern tarih ve kanla attığı imzası

entry1 galeri0
    ?.
  1. insanoğlu, bir yandan son yüzyılda gerçekleştirdiği teknoloji atılımı ile övünürken, bir tafaftanda milat olarak kabul ettiği zamanlardan binlerce yıl önce, ilkel yöntemlerle yapıldığını vurguladığı, mimari yapıları dünyanın yedi harikası olarak saymakta ve tüm insanlık hac yeri gibi bitmek tükenmek bilmeyen bir merak ve hayranlıkla ziyaret etmektedir.
    çağımızın atılımlarına baktığımızda insanlığın geliştirdiği teknolojisiyle yaptığı en büyük atılım, G8 ülkelerinin içinde yeraldığı uzay yarışı olarak lanse edilmektedir. gelişen teknolojiyi dev adım olarak lanse edilen ay yürüyüşü, dünya yörüngesinde inşa edilen uzay istasyonları ve amaçlanan marsa insanlı uzay aracı gönderimi ve hatta güneş sisteminin herhangi bir bölgesinde kolonileşme çabaları olarak ifade ediyor bilim adamları, bu teknolojiyi geliştiren dinamolara baktığımızda, en büyük ivme unsurunun dünya savaşları olduğunu görüyoruz. insanoğlunun topyekün bir cinnet dönemi olan 1914-1945 yılları arasındaki, daha fazla insanı öldürme ve egemenliği altına alma mücadelesinin sonucu olan, silah teknolojisi arge çalışmalarının, buğünkü modern hayatımızı inşaa etmemizdeki katkısı çok fazladır. yani diyebilirizki, on milyonların katledildiği savaş arenalarında, daha çok kan dökebilme adına yapılan düşünsel faaliyet, aslında bugünümüzün mimarı olmuştur. bu teknolojik atılım doğaya rağmen ve doğal olmayan unsurlarla inşa edilmiş ve sonucunda binlerce yıllık insanlık tarihinin veremediği tahribata yolaçmıştır. tahribat o boyutlara varmıştır ki, modernleşmenin köle askeri haline gelen bilimadamları dahi gelinen noktayı, dehşetle karşılamışlardır. sonuç olarak, siyah altın ve çeliğin temelllerini oluşturduğu insanlık imparatorluğu sadece 100 yılda dünyayı yokoluşun eşiğine taşımıştır. bu bedelin karşılığında, mukafatımız, karıncanın yuvasından çıkarak, dış dünyaya bakınması boyutlarında kalabilen bir uzay atılımı, insanlığa küresel çapta yıkımınının mimarlığını yapma gafletini tatdırmak olmuştur.
    tüm bu verilerin ışığında, aklıselim düşünürlerin efsane olarak naklettiği ve bunun dışında kalan insanlğın, varmıydı, yokmuydu tartışması dışında ciddi bir enpati kurmadığı, milatöncesi medeniyetlere baktığımızda, modern çağımızın bilim dehalarının dahi hayranlıkla izlediği görkemde bir modern bilim mucizesi olan tarihi eserlerin kalıntıları ve bunları inşa ederken kullandıkları yöntemlerin izlerinin dahi bulunamaması;bulunan tekşey, taşların getirildiği taş ocaklarının yerleri; göstermektedirki, tarih öncesi adlettiğimiz, asıl tarihin yazıldığı zamanın dehaları, doğayla barışık, yüksek teknolojiyi yaşadılar. babilin asma bahçelerinde, gizada, güney amerikanın yağmur ormanlarında, orta asyada,uzak asyada mezopotamyada ve dahi yaşamını idame etmediği, okyanus ötesi adalarda inşa ettiği yapıların görkeminin yanında, ait olduğu tabiata uyumuda dikkate alınmalıdır. zannedildiği gibi insanın mahkum olduğu alt teknolojinin eserleri değil, insanın kendisini vareden düzene uyumunun şahaserleridir ve günümüzün kirli ve lanetli teknolojisinin çok çok ötesindedir. sadece bir kısmına ulaşabildiğimiz üstinsanın ayak izlerinin insanlık tarafından tekrar incelenmesi gerekmektedir. acaba gerçekten ilkel mantıkmı, doğaya özenmiştir, yoksa en ileri mantıkla, doğanın mükemmelliğimi taklit edilmiştir. kişisel kanaatim, insanın hiçbirzaman sınırlarına dahi yanaşamayacağı, doğal mucizeye, en çok yaklaşan ilkel adlettiğimiz atalarımızdı, zirveye ulaşan ve orda kalan, biz değiliz. bizim medeniyetimiz zaten düşülemeyecek kadar diptedir. tırmandığımızı zannederken, dahada dibe indik. inancım odurki, insanoğlu yeryüzünden silindiği zamanlarda, güneşin ışıklarını son karşılayan eserler, yüzyılımızın değil, milatöncesi zamanın ve insanlığın enüst şuurunun görkemli eserleri olacaktır. bu yaklaşımla insanlık tarihini ele aldığımızda, insanlık tarihinin şifrelerinin asla çözülemeyeceği sonucu çıkmaktadır.
    modern adledilen zamanların en zeki insanının, insanlığın üçüncü dünya savaşı sonrasındaki zamanlarda, taş ve sopalarla savaşacağı yönlü yaklaşımıyla ortaya koyduğu ironinin, dünyamızı ve medeniyetimizi mahvoluşa sürükleyen canavarlarca farkedilmesini dilemekten başka maalesef yapılacak çok birşey yoktur.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük