bugün bir hollywood aktrisi bodruma bir otel açılışına gelip 500 bin dolar para alıp gidiyorsa,
bir şarkıcı bir konserden cebine servet indiriyosa,
bir oyuncu bir diziden yedi sülalesine yetecek parayı kazanıp sonra da tükenmişlik sendromuna giriyorsa,
bir futbolcu 1.5 saat top oynayıp milyonlar kazanıyor ve sonra bir hiç uğruna yağmurda, çamurda sürünerek ona para kazandırıyorsan,
ve sen madenci,
ve sen taksici,
ve sen mühendis,
ve sen öğretmen,
ve sen öğrenci,
ve sen doktor,
ve sen işçi kardeşim,
sen halk olarak bu bedavadan yaşayan insanlara boykot uygulamayıp para kazandırmaya, servetlerine biraz daha para yığmaya devam ediyorsan. sen köle olmayı hak ediyorsun demektir.
sadece 6 ay, kimse maça, diziye, konsere para vermesin. bakın o zaman köleler zincirlerini nasıl kırıyor. ama bu halk köle olmayı seviyor.
Götünün boncuk boncuk terlemesi sonucu kazandığı parayı kişisel gelişim kitaplarına g. gözlüğüne Starbucks ta kahveye veren ciddiye alınamayan ademlerdir. (biz buraya gelebilenler kulübündeniz) en belirgin sloganlarıdır.
Akşam eve gidince bize kalacak bir kaç saat için tüm günü heba etmektir.
En iyi işlerde çalışan insanlar bile sabah 9 akşam 5 çalışıyor. AKŞAM eve varması saat 6'yı buluyor. YEMEK yapsa, duş alsa, biraz evi toplasa saat 7 oluyor. Yemek yiyip televizyon izlemek için 11'e kadar vakti var. Kendine kalan o 4 saatte de imkanlar el vermediğinden çok da kendine odaklı yaşayamıyor zaten insan.
Bu yine iyi bir örnek, pek çok insan bu çalışma şartlarını bile bulamıyor.
asgari ücretle 12 saat işçi çalıştırıp mesaisini ve sigorta primini eksik ödemektir. allah var ulan allah var öbür taraf var bu nasıl zulümdür bre şerefsizler. adam sabah 7:30 da iş başı yapıyorum akşam 7:30 da iş bırakıyoruz maaş biraz dışarıya göre fazla ne yapak abi elden ne gelir geçim zor diyor.
ekonomik adaletin görülmediği her toplumda olan sistemdir ne yazık ki.
asgari ücretle çalışan bireyler maalesef ki açlıktan ölme noktasına geliyorlar ve bu şartlarda mutlu bir yaşam mümkün değildir. eşit,özgür,mutlu bir yaşamın hayalini kurmak artık hayalden öteye geçer ve saflığa varır.
hayattan soğuma sebebim.her gün 8 saatimi gderlerimi karşılamak için işyerine bağışlıyorum ve tekrarı yok bu zamanın.
bazen diyorum köye yerleşip KOSGEB belgemi kullanarak bi şeyler yapayım ama şartları olgunlaştıramıyorum.
vahşi dünya düzeni. çetin bir mücadele. kıyasıya bir yarış. amansız rekabet. ölümüne hırslar. sonuç ?? mezarda emeklilik. oda 60 ı bulursan.
aslı esasında nefsimizin kölesi durumundayız. her defasında -yeni telefon -yeni rezidanslar -yeni arabalar -v.s. kovaladıkça bu köleliğimiz asla bitmeyecek gibi gözüküyor.
eskiden kölelik: çalış. Karşılığı: barınma, yeme içme.
modern kölelik: çalış. karşılığı: barınma, yeme içme + kişisel ihtiyaçlar. Ama yanında borçlanma ve geleceğin ipoteklenmesi.
günümüzde de eskiden olduğu gibi sadece bir zümre tam manası ile özgür. geri kalanlarımız modern köleleriz. ve bu sefer sadece karın tokluğuna çalışmakla kalmıyor bunu gönüllü yapıyoruz.