kapitalist yaşantının getirdiği kölelik sistemi ile birleşince dünyayı çekilmez bir yer haline getirir. insana gezmeyi tozmayı unutturur arkadaşlarından akrabalarından uzaklaşmaya neden olur ve en önemliside yaşamayı unutturur insana.
Araştırmalara göre, bunalım, depresyon, fobi gibi psikolojik problemlerin yegane nedenidir. Eskiden bir arada yaşayan kalabalık aileler içerisinde bir bebeğin başına 4 ebeveyn düşerken şu an ortalama 1 ilgili ebeveyn ve ya bakıcı;kreşlerde ise 10 çocuğa 2 eğitmen düşüyor. Bebeğin sosyal açıdan yeterince uyarılmaması toplumdan kopuk yetişmesine neden olurken sosyal bir varlık olan insanın kendi doğasına ters düşmesiyle bunalıma sürüklendiği görülüyor.
işin yalnızlık kısmı tartışılır. bir seçilmiş yalnızlık bir de yalnızlığa itilmek vardır.
yabancılaşma kısmı ise tamamen doğrudur.yabancılaşmadan ziyade umursamazlık demek daha doğru olur.insanlar artık önünde can çeken bir yaralıya yardım etmekten çok,onun videosunu çekip ünlü olmak peşinde.bu uçuk bir örnek değil.her ne kadar klişe olsa da gelişen teknoloji ve sosyal medya insanların hislerini öldürüyor.
yalnızlık bir tercih ya da kişisel bir sorun nedeniyle yaşanan adaptasyon sorunudur.
yabancılaşma ise bambaşka bir mevzu.
modern dünya basit ve ilkel insanı karmaşık bir canlı haline getirdi. sorunlarımız arttı, davranış biçimlerimiz değişti, bencilliğin ne demek olduğunu, güçlü olmanın, güçlü kalmanın önemini kavradık.
ilkel insanlarda güç kas gücü ve zekadan ibaretken modern dünyada güçlü insan zayıflıklarını en iyi gizleyebilen insan oldu, kas gücü önemini yitirdi, zekanın kullanım alanları değişti.
-e zayıflıklarını saklamak da biraz kendinden ödün vermek, her yerde kendin olamamak demek. bunun sonu da dış dünyaya, topluma ve kendine yabancılaşmak.
kompleksli canlılarız işte. bir salsak rahatlayacağız aslında ama...
Hasret kaldik eskiye , eskilere ... Evin anahtarini bakkala birakip misafirlige gitmelere , sokaklarda akşama kadar saklambaç oynamalara , annelerimizin elimize salçali ekmek tutusturmasina , mahalle abilerimizle futbol maci yapmalara ( hayatimda en zevk aldiğim şeylerden bir tanesiydi ) akşam ezani olunca evlere dağilmalari , kısaca herseye hasret kaldik . Komsuluklar , akrabalar , eşler , dostlar hep iç içeydi . Ekonomik durumlar şuan ki gibi değildi . Herkes kendi yağında kavruluyordu ama samimiyet vardi , güven vardi , sevgi vardi . Teknoloji simdiki gibi gelismemisti millet simdiki gibi bilgili değildi ama sevginin , emeğin , yardim etmenin ne demek olduğunu biliyordu . Karşılıksız yapiliyordu . Şimdiki imkanlar daha cok evet ama eskiye dair hicbirsey yok . Yoldan geçene selam vermeye bile çekiniyoruz . Küçük cocuklari sevip başını okşayamiyoruz . Kimsenin birbirine güveni kalmadi . Kardes kardesi satiyor , vuruyor , öldürüyor . Popüler kültürün kölesi olmus gidiyoruz . Medyanin cazibesine kapilip gidiyoruz . Günümüz dizi ve filmlerden bahsetmiyorum bile siz az cok biliyorsunuz . Sizi bilmem de arkadaşlar ben bu çağdan nefret ettim . Etimle kemiğimle ...
Modern hayat ve gelişen teknoloji iletişimi hiç olmadığı kadar hızlandırdı,
Öyle ki hiç tanımadığınız insanlarla anlık olarak iletişim kurabiliyor,
fikirlerinizi karşılıklı olarak ifade edebiliyor ve tartışabiliyorsunuz;
Tıpkı sözlükteki gibi.
Günümüz şartlarına baktığımızda otuz yıl öncesinin kalabalık aile ilişkilerini düşünüp hayıflanmak anlamsız olsa da;
Mevcut durumun belki de gerçek anlamda sosyalleşmenin önüne geçtiği,
tam anlamıyla yalnızlaştırmasa da yerini her anını binlerle paylaşan ve çevresini suni kalabalıklarla dolduran,
Sonuç olarak yabancılaşan insan modeline bıraktığı da bir gerçektir.