keyfidir. gelgelelim kişiyi çaylak yapar. "provokatif entryleriniz yüzünden 5 gün çaylaksınız" diye bir mesaj alabilirsiniz, gidip hem provokasyon nedir, hem de sözlük idaresi bu kelime veya kavramdan "acaba ne anlıyor" diye ufak çaplı bir araştırma yaparsanız o keyfilik karadeliği içerisinde kaybolabilirsiniz.
bir an için bırakın bu "provokasyon" kelimesini, diyelim çok resmi ve soğuk, gelin şuna önce aşina olduğumuz anlamıyla yaklaşalım, sonra tekrar frenkleştiririz: "kışkırtma", ya da "tahrik". kimin kimden ne biçimde tahrik olabileceği formülü olmayan bir dehliz. benim "kafir" olduğumu beyan etmem bir başkası için ağır tahrik olarak kabul edilebilir. ya da ben başkasının bariz olarak kirli bir yapıyı şuursuzca savunmasından (bak, nasıl yorumlanıyor meselesi, değil mi) kışkırmış bir biçimde karşıt bir söylem kaleme alabilirim. ve bu başkası benim ne demek istediğimi, ana mesajımı anlamak yerine "provoke oldum banane" diye moderasyona koşturabilir. bu gayet "sihirli" kelimeyi duyan moderasyon sizi yine bu gerekçe ile çaylak yapabilir. benim mesaj kutum moderasyonun okumadan sildiği entry'lerimi "hata olmuş canlandırdık" diye yaptığı düzeltmelerle dolu. neden? çünkü ilk etapta kulağa doğru ve normal gibi gelen bazı itirazlar aslında kuralları istismar ederek, moderasyonun iş yükünü hesaplayarak "nasıl olsa yuttururuz" stratejisi ile kalkışılan düşünce ve ifadeyi yoketme çalışmalarıdır. bunu farkeden moderasyon hadiseyi düzeltir, en azından yüzde yetmiş yüzde seksen düzeltir. benim iddiam, bu "provokasyon" meselesinin de insanları susturmak için bazı sözlük yazarlarının cevap veremeyeceklerini anladıkları an moderasyonun boşluğunu yakalama çabasıdır, başka hiçbir şey değil.
"ne olmuş üç-beş gün çaylak olduysan, ne var yani" diyenlere bir lafım yok zaten. üstelik kuralı kaidesi belli bir ihlali gerçekleştirmiş olsak yine eyvallah: mesela birisine özelden hakaret et, çaylak olursun; birisi size aynısını yaparsa o kişi de çaylak olur, bunda anlaşılmayacak bir hadise yok, ne kadar denersen dene sonuç değişmez. ama "provokasyon" nedir arkadaş? ben şimdi hoşuma gitmeyen, bana uymayan her entry'yi "provoke oldum" diye şikayet etsem aynı "özelden küfür = çaylaklık" adaletini yakalayabilecek miyim? kafamı koyarım ki hayır: çünkü "provokasyon" keyfi bir kelimedir ve birşeyin sadece moderasyona göre provokatif olması yeterli bir ölçü birimidir. bu da kaynağını elbette bir takım yasal, kültürel, vs. kanallardan alır, moderasyonu idare eden şahısların kişisel "provokasyon" anlayışlarından değil. o kadar mal değiliz, bunları kestirebiliyoruz herhalde. ancak, yine hadise bir o kadar da "basit" değil, çünkü buradaki anlamıyla "provokasyon"'un yasal bir dayanağı yok:
herhangi bir entry formata aykırı olduğu gerekçesiyle silinmemiş. ve düşünün, bu "formata aykırılık" ki, tek başına dilbilgisinden hukuğa, kutsallardan kişisellere bir milyon dikenli telden oluşuyor. bunların hiçbirisine takılmadan, yani ilgili provokasyon ithamına yol açmış herhangi bir veya birden çok entry'niz silinmiyor. yani yanlışınızın (provokatif dil, provokatif üslup vs.) nerede olduğunu tespit etme şansınız da yok. genel bir "provokasyon atmosferi" yaratmakla itham ediliyorsunuz. kısacası size "osurdunuz" denilmek isteniyor, ancak uygun bir dille. "evet, osurdunuz, biliyoruz insan biyolojisi buna yol açıyor, biliyoruz osurmaya aykırı bir yasa/kural yok, biliyoruz osurma etki/tepki dinamiğidir. gelgelelim bazıları yarattığınız bu koku ve sesten rahatsız oldu, dolayısıyla götünüze tıpa takamayacağımız, ve dahi bunu teklif dahi edemeyeceğimiz için sizi bir müddet buralarda görmek istemiyoruz." bu işin özeti budur.
yasak olmadığı halde sırf birilerinin midesi bulandı diye sansür uygulamak tüm medya organlarında gözlemlenebilen bir tasarruftur. elbette "bu her yerde görülüyor, demek ki normal" diye bir anlayışa sahip olsak meseleyi daha baştan bu kadar dert edinmezdik, yok böyle bir bahane: daha geçen sene insanları çaylak değil, silik bile yapabilen bazı entry türleri bugün gayet kamusal olarak çoğunluk tarafından kabul görmekte, en azından "tolere" edilebilmektedir, bunu sözlük kullanıcıları kadar moderasyon da kabul edecektir. ne olmuştur peki, yasalar mı gevşemiştir? hayır, çaylak veya silik olmaya yol açabilen o "bazı" entry'ler tıpkı elimizdeki "provokasyon" örneğinde olduğu gibi, yasal olarak sorunlu değil, kültürel ve genel anlayış anlamında sorunluydu. yeterli tekrardan sonra kabul edilmeye başlandı. moderasyon o gerekçeleri net olarak tanımlayabildiği için değil.
iddia ediyorum, moderasyonun kendi kafasına göre yapacağı herhangi bir "provokatif" tanımını kullanarak bile bu sözlüğün en az yarısını çaylak yapmak mümkündür. hodri meydan diyorum; eğer moderasyon "provokasyon" anlayışının keyfi değil ama birtakım somut kriterlerden beslendiğini iddia ediyorsa yapsın bakalım o tanımı da görelim ne kadar "Beton"muş, ne kadar mermer delme kapasitesindeymiş, hep birlikte aydınlanalım.
yok güzel beyefendiler ve hanımefendiler, yok: bunun yegane amacı kişilerde en etkin sansür çeşidi olan korku destekli "oto-sansür"ü hakim kılmaktır. mantıklı başka bir açıklaması yok...