aslında şu dönüp duran 'regl' muhabbetiyle uzaktan bile alakadar hiçbir konuya entry girmemeye özen gösteriyordum lakin bir istisna olsun bu.
sözlüğün herhangi bir online oyundan, facebook-twitter gibi mecralardan, haber sitelerinin veya youtube'un yorum bölümlerinden hiçbir farkı yok.
tamamen vakit öldürme aracı.
kendi adıma ölen vaktin işe yaramasını en azından azıcık bir şeyler kazandırmasını isterim.
kazandırırsa ne ala. kazandırmazsa da en kötü şartta çeker giderim.
fakat birçok yazarın belirttiği üzere cinsel içerikli, kemalist-şakirt, ateist-müslüman kapışmalı ve nick altı başlıklardan geçilmiyor.
ara sıra şikayet etsem de abartma hakkım yok. neticede burası bilgi yuvası değil. vakit öldürme platformu. şikayetim geyiğin ötesine geçmez.
illa benim istediğim bir yer olacak diye kıçımı yırtmam.
kimisi amından akan suyu konuşmaktan hoşlanır, kimi kozmik fon radyasyonundan.
yazar geçersin, güler geçersin, kızar geçersin, küfreder geçersin, acır geçersin ... ama geçersin.
kim kimi silmiş, kim kimi sikmiş, kim kime ne yazmış, kim kime ne yapmış ... zerre umurumda değil.
sözlüğe üye birinin silik yemesi ne sevindirir ne üzer, çünkü her an bırakıp gidebileceğim, her an şutlanabileceğim bir yer burası.
şimdi kalkıp manifesto yazmak çocukca açıkcası.
adam sözlüğünü açmış, kuralını koymuş.
ister bunları kabul eder içeride olursun ister etmez dışarıda durursun.
alt tarafı bir format dahilinde herhangi bir başlık altına istediğiniz şeyi yazan kişilersiniz.
alt tarafı edebi mastürbasyon yapan yazarlarsınız/yazarlarız.
sanki yaşamın sırrını vermiş bir entry sinde de oturmuş derdine düşüyor şimdiden.
12 bin başlık açmış da emek vermiş. 25 bin entry girmiş de emek vermiş. 1. nesilmiş de emek varmış.
sen tüm zamanını sözlükte geçirecek kadar soyutlamışsan kendini hayattan bize ne.
burada yazar olmakla, nick altına 300-500 entry almakla bir halt olmuyorsunuz.
silinen entryleriniz de kimsenin umurunda değil, yazarından başka.
kimse sizi takip etmiyor lan, az akıllı olun.
nick altı seviştikleriniz bile iş olsun diye yazıyor onları.
demokratik bir sözlük hedefleniyormuş.
sen git önce yaşadığın ülkeyi bir demokratikleştir.
önce bir gittiğin okullara getir demokrasiyi.
önce bir aile içi demokrasi olsun.
sanane adamın birinin açtığı sözlükten.
iş yerinde patronuna, evinde babasına, okulda hocasına, sokakta polisine, askerde komutanına, yuvasında kocasına, gezerken arkadaşına sesini çıkaramayanlar gelir sözlükte manifesto yazar.
bak bak bak.
kimsiniz lan siz.
ne sanıyorsunuz kendinizi.
yaz geç git.
zaten yazabilsen kitabını yazarsın, uludağa entry yerine.
bir avuç manyak doluşmuşuz buraya kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz lan.
neyini ciddiye aldınız bu kadar anlamadım ki.
lan bir de manifesto yazmazlar mı sonuna.
yarın benim de başıma gelebilirmiş.
kendimi sildirecek kadar embesilsem varsın yazdıklarım da silinsin zaten.
buraya yazdıklarımla var olacaksam, yok olsun o varlık zaten.
saçma sapan tabansız ve mantıksız bir manifestodur.
manifestoya bak hizaya gel: sanki moderasyon seni buraya zorla getirdi, zorla yazdırıyor, ya da bu mekanın hisse senetlerini elinde tutuyorsun. bu sözlük alemlerinde, forum ortamlarında biraz zaman geçirenler bilirler ki, moderasyonlar canının istediğini keyiflerine göre yapar, hiçbir halt da yiyemezsin. ne yapacaksın, "haksızlığa uğradım" diye dava mı açacaksın? peki sana "git başka yerde yaz" deseler ne diyeceksin? eğer kendi yazdıklarını bu kadar önemsiyorsan git blog sayfası doldur, yazdıklarının kopyasını bir yere al. sosyal bir alanda neyin saygısını, emeğe değerini falan bekliyorsun?
evet, seni de silerler, beni de silerler, başkalarını da silerler, mekan onların mekanı. biz de belki yeniden üye olarak tekrar geliriz, belki de başka yere gideriz. bunda hırs yapacak bir şey yok.
"moderasyonun yetkilerini sorgulayacak"mış. yok ya, onlar da sorgulatacaktı sana. bak, elime bak elime, iyi bak ama...
çoğu zaman genelin değer yargılarına kadar hakarette bulunabilen troll çakmalarının korunmasından vazgeçilmesi konusu eklenirse seve seve katılacağım manifestodur.
nick altlarını pisletmenin artık serbest olması entry'sinde de belirtildiği üzere, tamamen keyfi bir mekanizmaya karşı girişilen manasız bir heyecandır: nihayetinde "canım istedi yaptım" deseler ne yapabilirsiniz? ne yaptırımınız/etkiniz var? koca bir hiç... ben boyumun ölçüsünü aldım, siz de alın rahatlayın, daha ne diyeyim.
