haksız eleştirilere uğrayan gruptur. solistinin* diğer grup üyelerinden bir tık önde olması bu grubu kötü yapmaz. grup üyelerinin tipi ile ilgili eleştiriler de haksız. diğer müzisyenler çok mu iyi görünümlü (bkz: kurban)*. müziğe bakmak gerekir. ayrıca grup içi muhabbetleri ve uyumları çok iyi olduğu için uzun soluklu bir grup olacakları kanaatindeyim.
çok uğraştım inan unutmak için seni,
o gün sarıldığımızda söz verdiğim gibi.
son bir öpücüğü çok görmüştün bana,
"biliyorum," demiştin "ben gideceği yeri."
bu sabah çok erken kalktım,
sevdiğin tatlıdan yaptım.
yerken onu tek başıma,
sessiz sedasız ağladım.
kalktım bir çay demledim,
açtım bir film izledim.
zaman bir türlü geçmedi,
bütün evi temizledim.
sıkıldım kendimden.
aptal mıyım neyim ben?
neyim var böyle,
neden kurtulamıyorum senden?
geçmiyor günler burada senden uzakta,
yığıldı şişeler her gün mutfakta.
tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım!
durmadan yedim, e biraz kilo aldım!
affet beni sevgilim,
unutamadım seni.
hiç halim yok uyanmaya,
sevemem sensiz günleri.
depremzedelere yardım için organize edilen rock konserinde ki canlı performansına şahit olduktan ve ardından beyaz show'da bunu tekrar gördükten sonra kesinlikle doğru bir tespit: olduğunu söylemekten kendimi alıkoyacak değilim. hele o beyaz show'daki grubun uyumsuzluğu, vakalin sesinin yetersizliği yetersizliğini geçtik sık sık detone olması; herhangi sıradan stüdyo çalışması yapan ergen gruplardan hiç farkı olmadığını göstermektedir. eğer geniş kitlelere hitap etmek istiyorsanız rock müziği de seçmişseniz sürekliliği sağlamak için ses+müziği oturtmanız gerekir. ha bizim tarzımız pop olacak, alternatifiz biz diyorsanız ki entrylere baktığımda sizi savunan kitlenin de muhtemelen bu müzik türlerini dinleyenler olduğu göze çarpmakta. onlara ne yapsan yerler. neden mi? onlar için popüler olsun, kulağa hoş gelsindir mesele. canlı performansı önemsemezler. ses kalitesine, enstruman kullanma yeteneğine bakmazlar bile. muhtemelen hayatlarında hiç enstruman almamışlardır ellerine. abartısız söylüyorum mesela bizde arkadaşlarla sık sık stüdyoya girerdik. kayıtlarımızı düşünüyorumda harcamışız kendimizi. bunlardan da mı kötü olacaktık amk diyorum kendi kendime. aslında olayın tözü türkiye'de icra edilen müziğin doğrudan pazarlanmaya çalışılması probleminin olması. hadi pop müzik zaten pazarlanmaya müsait olduğu için problem değil. neden çünkü kullan at parçalardan oluşur. sezonluktur. lakin sen rock, özgün, kısacası pop dışında yapılacak alanlarda piyasaya çıkmak istiyorsan baba altyapının olması yetmediği gibi baba bir vokalin olmak zorunda. bu konuda türkiyenin şu an en istikrarlu duruşunu sergileyen grup kesinlikle redd grbudur. redd grubu hem düşünsel hem müzikal hem vokal olarak bir bütün oluşturabilmektedir. mor ve ötesi bunu yapamadığı için hüsrana uğramıştır. zaten zengin kolej çocukları oldukları için kendi düşüncelerini karşılamayan sol ideolojiye yatkın parçaları repertuarlarına sıkıştırmış güya bazı toplumsal eylemlere katılmışlardır. popülerliklerini bir "şey" leri kullanarak oluşturmak için kopuk kopuk işler yapmışlardır. altyapıları sağlam vokaller'i sağlam olmasına rağmen bu noktadan kaybettikleri kankaybı bile oldukça ağırdır. bundan mütevellit sen kim oluyorsun model denen grup? palazlanmadan uçmayı mı düşünüyordun yoksa. çakılırsın yavru kuş. ya da saçını başını model model yapar rock değil başka işler yaparsın.şüphesiz türkiye'de ciddi bir vokal sıkıntısı vardır. özellikle rock müzik alanında bağyan vokal sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadardır.
daha önce bu konuyla ilgili türkçenin rock müziğe uygun olmaması gibi bir başlık açtığımda onlarca eksi oy almıştı başlık ve entryi. beni bilinçsizlik ve müzikten anlamamakla yargıladılar. felan fıstık. bu müzikten anlamakta amma kaygan zemine oturmuş amk. her neyse buna ciddi anlamda vereceğim en iyi örnek scorpions'tur. scorpions kuruluşundan ortalığı sikertip kavuruşuna kadar ve hala yıllara meydan okuyan rifleri vokalini alt yapısını ancak ingilizce müzik icra ederek sağlayabilirdi. ve öylede yaptı. ayrıca ben o başlığı açtığımda barış manço'yu örnek verenler oldu. oysa barışmançonun ingilizce parçalarını hiç dinlememiş olanlar bile vardı. trip diye bir parçası var mesela dinlediğinizde aradaki farkı bariz göreceksiniz. türkçe söylemelerine rağmen bu söylediğimiz sanatçılar en iyilerini yapıyorlar size katılıyorum. böyle bir ortamda, rock müziği yapmak ve ciddi anlamda önemli eserler ortaya koymak öyle hadi bir grup kuralım adı model olsun. bir vokal bulalım adı model olsun demekle olmuyor. sen kimsin model? bu cenderenin içinde senin esamenin okunması bile ne kadar kofti bir grup olduğunu göstermektedir. insanları kandırıp hem duygularını hem paralarını sömüren tayfalardan biri olmak için girdiniz bu yola. kim bilir kaç yüz bin saf insanı kandırıyorsunuz. bir kere model ne lan? bu kadar bayağı bir grup ismi mi olur. baştan aşağıya falsosunuz anlayacağınız. samana karıştırılmış yemleme yönteminiz şimdilik işe yarar. ya sonra.
solistinin gruptan ayrılıp solo albüm yapmadığı sürece doğru olan gerçektir. kızın sesi güzel şimdi canlı performansla kayıt performansı arasında yok denecek kadar az fark var. fakat o grubun diğer emo görünümlü üyeleri adam gibi bir imaj yapmadıkça ergen grubu olarak kalacak gibi görünüyor maalesef. bir de tabii adam gibi klipler çekmek lazım. şarkıları yapan kişi sadece beste yapmalı sözler başka biri tarafından yazılmalı.
hayranları falan değilim ama, model denen grup yıllardır benzer tarzda müzik yapmaktadır. nokia super sound'da birinci olduktan sonra bile bir kaç sene geçmesi gerekti albüm çıkartabilmeleri için. ne kadar basit ve kolay görünse de "hadi sen şöyle söyle ben de böyle giyineyim" diyerek değil de çabalayarak bir yerlere geldikleri için takdir'i hakediyorlar. herkesin tarzı ise kendi seçimidir. ancak bir tarz oturtamamış insanlar eleştirir durur.
eleştirip duran arkadaşlar aynen giyinip detone şarkı söyleyip kaydetsinler bakalım oluyor mu? o zaman fazlası olduğunu anlarlar belki.
