insanların akıl tutulması yaşarcasına kendisini yönlendirilmeye, ne yiyeceğine, ne giyeceğine, nasıl yaşayacağına kısacası tüm hayatına birilerinin müdahil oluşunu onaylaması durumudur.
bence moda kişinin "güzel" dediği şeye bir ay sonra "offff bu ne be" diip burun kıvırmasıdır.
insanoğlunun aptallığının en önemli kanıtlarındandır dolayısıyla.
saçma olan şeydir. insanın canı neyi istiyorsa onu giymesi gerekir. neden sarı renk moda diye ben sarı giyeyim.
bir de erkekleri pek dert etmediği şeydir. genellikle kızlar takip eder ve ona uymaya çalışır.
iliğimi kemiğimi sömüren, allah belasını versin, bir de patlayan moda parçaları var evet, onları istesekte kullanamıyoruz, kötü bir şey moda, bir fendi çantaya ulaşmak için baya şeylerden kısıyorsunuz, moda niye varsın sen, olma lan, girme kanıma..
(bkz: leopar senden tiskiniyorum)
sufle yemek için, sahilde arkadaşlarınızla bira içip sohbet etmek için, denize karşı tavla oynarken sıcacık tazecik çayı içebilmek için, waffleın en alasını yiyebilmek için uygun olan bir semt. hepsini aynı anda bulabileceğiniz yerlerden. ha bi de köpek gezdiren yaşlı amcalara 2 metrede bir rastlayabiliyorsunuz.
hatun tavlamak için ''ıyy ben takım elbise sevmem, ne o kıro gibi'' diyen erkeklerin %95'inin, yine hatun tavlamak için blazer ceket giymesine moda denir.
evet, böyle kişilik kaydıran bir şeydir.
ha bir de,
tek özelliği uzun bacak ve düzgün göt olan vasıfsız kadınların zengin kocayla evlenmiş haline de modacı denir.
sadece istanbul'da bir semt adı olarak kalması istenilen kelime. kendimi bildim bileli moda kavramına sinir olmuşumdur. insanların kılık kıyafetlerini belirli kıstaslara göre belirlemesine, sadece kendi beğenilerini yeterli bulmamalarına sinir olmuşumdur. adımız at hırsızına, çapulcuya çıkmışsa keyfimizden değil efendiler!
istanbul'un sahilindeki kayalıklarda oturup içilesi semti. ahh şimdiki aklım olsa üniversitede burda bir eve çıkar dört sene babalar gibi yaşardım istanbul'u.
istanbul'un gerçekten en güzel semti. bu tarafı sevdirir bana moda. barış manço'yu hatırlatır.
moda güzel yerdir, eski binalar; dar sokaklar.. biraz izmir'i andırır bana.
moda hep güzeldir. musiki tadında dolaşırım moda sokaklarında.
ah derim,
bir de rakı şişesinde balık olsam.
moda tıpkı chanel'in dediği gibi sadece giysilerde değildir, havadadır. insanın kendine yakışanı giymesi stildir efenim, moda sadece ugg değildir ayrıca, aynı zamanda bir trend olarak bakıldığında şu an almak istediğiniz arabadan, evinizin hayallerinizde döşediğiniz halidir, şu an ne istiyorsanız genelde o'dur.
fransızca mode kelimesinden gelir dilimize, ingilizce fashion'dır mesela, ancak anlamı benim için zamanın ruhu gibidir, zeitgeist gibidir...
ancak moda'ya sektör ya da bir alan olarak baktığınızda,
moda sadece görüp beğendiniz barbour değildir mesela, bitmek bilmeyen teoriler, yaratmak için büyük bir güçtür. değişken, kendini aşan, zaman zaman tekrarlayandır.
moda, cadde kızı değildir efenim, eda taşpınar falan da değildir, moda şiir gibidir bazen, o'nun hakkında yazmak için çok şey bilmek gerekir, çok şey giymek değil...
moda, aynı zamanda kritik etmektir, bilirsiniz anna wintour gibi bir şeytan artık sizin de dünyanızda.
moda, bir tasarım dalıdır, tıpkı diğer sanat ve tasarım dalları gibi düşünme yetisi gerektirir, sadece bir tüyü garip bir yere koymak değil.
moda aynı zamanda zanaatkarlıktır, büyük bir ustalık talep eder, tek bir hata ile her şey değişir...
moda bir sanattır, berschka değil, moda paul poiret'dir, azzedine alaia'dır, sophia kokosalaki'dir...
bazen moda teknolojiktir, ancak hussein chalayan herşeyi sizden önce düşünmüştür o yüzden kısmet başka baharadır...
moda hayranlık, inanç ve kendi içinde bir beşeri bilimdir, sadece tülin şahin'in verdiği saçmasapan öğütler değil!
15 20 sene önceki fotoğraflarınıza baktığınız zaman ne kadar iğrenç giyinmişim ne berbat saçım varmış dedirtecek olaydır. 15 sene sonrada bugün moda diye giydiklerimiz aptalca gelecek. yani tam bir aptal işidir moda.
kadıköy'den gelen haberlere göre seçim sonuçları sonunda moda sakinleri yine bilindik, bir-iki; halkın cehaleti repliğinin ardından geceyi birer kadeh şarapla tamamlayıp yarın erkenden iş yerlerine gitmek üzere sessizce dağılmışlar.