Babaannemin çok merak ettiği konu: açıklama yapamadım kadıncağıza.
- kızım bunlar neden inşaat çizmesi giyiyo diye sordu. ben de moda babaanne dedim
-Ben moda olsam beni de giyer bunlar dedi.
ne deyim haklı kadın !
estetik açıdan o botlarla göze pek hitap edemeyen kızlardır. bu sene böyle bir moda oluşmuş olması şaşırtıcıdır. ha bu arada topuklu ayakkabılarda pek hoş modeller piyasadadır, o ayrı konu.
dün taksim de gördüm en az 8-10 tane. tırnakları da anlaşmalı gibi kahverengi renkli ojeli idi.
köy yerinde büyüdüğüm için çocukluğumda çok giyerdim bu kızlarımızın giydiği lastik çizmeden. soğukkuyu lastiktir bunun adı. tabi bizim giyme amacımız (çok afedersiniz) gübre kürerken pantolon paçası batmasın idi. bu hatunları görünce birden ellerinde kürekle tezek imalatına gittikleri, lağım açmak için rögardan içeri girecekleri falan canlanıyor gözümde. gülüyorum kendi hayalime.
kapitalizmin insanları nasıl siktiğinin en büyük kanıtıdır. aslında dünyada moda konusunda önde gelen 2-3 büyük şirket anlaşıp dandik maddeden tasarım üretip bunları ortalama 100-500 dolar arası piyasaya sürse ve bu moda ilan edilse kızlar bir daha hiç giyemeyecekleri sikko şeylere servet yatırsa birileri zengin olsa ve ben kahkaha atsam.
her an harç karmaya başlayabileceği izlenimi yaratan özentilerdirler. birde bunların tam amele versiyonu sarı resnklilerini giyenleri vardır. pes doğrusu. bu akılla her "sikim hıyar" diyenin peşine tuzlukla düşerseniz. sonunuz iyi değil benden söylemesi.
Yazarın dediği gibi: ''Önce seni yok sayarlar, sonra seninle alay ederler, daha sonra seninle savaşırlar ve sonra sen kazanırsın.'' modernite insanının çoğu böyledir. Önce ayağında lastik botla gezen kadınla dalga geçerler sonra moda diye piyasaya sürerler.
vallahi ben küçükken bizim peder tehdit unsuru olarak kullanırdı her ayakkabı alışında. bunu da eskitirsen derinkuyu alacağım diye. ama işte ortada moda diye saçma sapan bir şey olunca onu bile iteleyecek bir müşteri kitlesi bulmak mümkün.
kapitalizmin kurbanı olmuş kızlardır. son zamanlarda ayrıca adını ugg diye hatırladığım bir botta çıktı. bir ara her genç kızın ayağında, sanki klonlanmışçasına bu tasarım katliamı, itici ugg bot vardı. zaten moda kelimesi bile başlı başına bir saçmalıktan ibaret. normalde farklılaşma maksadıyla kendinden ödün vermeyi göze alan birey; iş modaya gelince, aynı kalıptan çıkmış görünmek için imkanlarını zorluyor. bu kanımca; kapitalizm fetişlerinin, bireyler üzerindeki ilizyonunun bir yansıması.
Giyinmeyi bildikden sonra gayet de yakisandir. Adeta ders verir "bak bunu bile kendime yakistira bilecek adar giyinmeyi biliyorum" demis gibidir. Giyinmeyi bilmeyenin uzerinde zaren kotu durur bu.