Yıldır-kaçır kişisi demektir. Eğer bu kişi bir dişi ise ortamı acilen terk etmekte fayda vardır. Zira yıldır-kaçır yeteneği olan bir kadındaki gizli silahları asla tahmin edemezsiniz.
genellikle iş yerlerinde karşımıza çıkan bu tipler, ruhsal sorunları olan çalışanlarına dünyayı dar etmeye yemin etmişlerdir. asıl amaç yıldırmaktır. yılsında gitsin, yılsında intihar etsin, yılsın hayatından, bunalsın, dayanamasın...
Peck'in ifadesiyle, kötüler kendilerini her tür suçlamanın üstünde gördükleri için, onları suçlayan herhangi birine saldırmaları gerektiği inancındadırlar. Kusursuz benlik imgelerini korumak için, başkalarını feda ederler. Kötü kişilikli mobbingciler için, kendilerinin dışındaki herkes, kendiliğinden değersizdir.
Mobbingci tehdit altında ben merkezcidir. Mobbingci şişirilmiş bir benlik algısına sahip ise, hoşuna gitmeyen herhangi bir tutum ve davranış karşısında aşırı tepki gösterebilir. Bireyin şişirilmiş benlik algısı onun tepki katsayısını ortaya koyar.
Mobbingciyi şiddete veya ezici davranışlara iten dürtü, tehdit altındaki ben merkezcilikten kaynaklanabilir. Özellikle, şişirilmiş ya da hastalıklı öz değer, bununla çatışan bir dış değerlendirmeyle karşılaştığı zaman, benlik anlayışını değerden düşürücü tutum karşısında dışa vurulan tepki, benlik algısının katsayısı oranında yüksek olur.
Mobbingci genellikle çalışkandır. Mobbingci, hem işe yaramaz, hem de örgütsel gerilimin kaynağı olmak gibi iki olumsuz tutum ve davranışın bir arada olamayacağını bildiği için, genellikle çalışkandır; ancak yaptığı her işi abartır, başkalarının işini ise küçümser. Sürekli işlerinin çokluğundan ve zorluğundan bahseder. Psikolojik şiddet uygulayabilmek için kendilerinin olmaması durumunda bu çok zor ve önemli! işleri yapacak kimsenin olmayacağını düşünür.
Mobbingci esnek değildir. Mobbingciler kafalarındaki düşmanca tutumların verdiği gerilimle hem kurbanı, hem de kendisini sürekli baskı altında tutar. Kişiliklerine gösterilecek ufacık bir önem karşısında kolaylıkla duygusal dağınıklık gösterirler. Mobbingciler genellikle kararsız ve savruk kişilerdir. Zayıf kişilikleri onların kararlı ve istikrarlı olmalarını engeller. Mobbingciler aynı zamanda belirgin yalancı ruh hali gösterirler.
Mobbingci zorunlu olarak yalancıdır, hafızası seçmecidir, her şeyi inkar eder, sapkın tertipçi ve kötü niyetlidir, kulak vermez, yetişkinler arası bir tartışmayı sürdüremez, vicdansızdır, pişmanlık duymaz, güce eğilimlidir, şükran duymaz, yıkıcıdır, esnek davranamaz ve bencildir, duyarsızdır, gayri ciddidir, güvensizdir ve olgunlaşmamıştır, çoğu kez mantık ölçülerinin ve her tür ahlaki düzlemin dışındadır.
Mobbing uygulayanların kişilik özellikleri aşağıdaki gibi gruplandırılabilir
Mobbingci antipatik kişiliklidir. Mobbingciler genellikle kendi itibarlarını yükseltmek ve ihtirasları uğruna, kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan çekinmezler. Aşırı denetleyici, korkak ve sinirli bir yapıya sahiptirler. Daima güçlü olma isteği içindedirler. Korku ve güvensizliklerini bir başkasına çamur atarak yenmeye çalışırlar. Kendi hasta kişiliklerini saklamak amacıyla diğerlerinin manevi gelişimini önleyecek şekilde güç kullanma eğilimindedirler. Bu nedenle hep günah keçisi arayışı içindedirler.
Mobbingci ayrıcalıklı ve vazgeçilmez olduğuna inanır. Mobbingciler, örgüt hiyerarşisinde kendilerini güç uygulama ayrıcalığına sahip olduklarını düşünürler. Gerilimden beslenirler ve stresli bir örgütsel iklim, en arzu ettikleri doğal çevreyi sağlar. Bunlar, yönetici olamadıkları gibi liderlik vasıfları da yoktur. Örgütte idareci olmak veya idarecilik pozisyonlarını korumak için çırpınıp dururlar.Mobbingci narsist kişiliğe sahiptir. Narsist kişiler, klinik olarak sosyal özürlü olan ve korktuğu kişileri kontrol altında tutmak için, elindeki gücü kullanmaya kendini yetkili gören bir rahatsızlık biçimidir. Narsist kişilik, gerçekten ziyade gösterişli bir hayal ortamında yaşayan, kendini sürekli diğer insanlardan üstün gören· ve bunun kabul edilmesini arzulayan kimselerde görülen zihinsel bozukluk halidir.
insanlar genellikle başkasını, o kişinin kim olduğu ve neyi temsil ettiği için değil, kendilerinin neyi temsil ettiğine bakarak rahatsız ederler. Haset, kıskançlık, büyük hedefler ve meydan okumalar, psikolojik şiddetin temel nedenidir. Mobbing yapan iş arkadaşları, birine daha iyi çalıştığı, daha çok sevildiği için içerleyebilir. Diğerinin yeteneklerinden korkarlar; yüksek performansını, kendilerine meydan okuma gibi algılayıp içerleyebilirler.
Performansları kendilerinden daha iyi ve daha üretken birisininkiyle kıyaslanacağı için, yetenekli olana karşı psikolojik şiddet uygulamayı tek çıkar yol olarak görürler. Bu nedenle, basamakları kendi adımlarıyla çıkmak yerine, yukarıdakini kendi seviyelerine düşürmeye çalışırlar.
Erişkinliğin erken dönemlerinde başlayan, üstünlük hisleri, beğenilme ihtiyacı ve kendini başkasının yerine koyamayıp, insanlara uygun yaklaşımlarda bulunamama ile seyreden narsist rahatsızlık, mobbingci tarafından tüm örgütsel iklimi bozan bir kişilik sorunudur.
Narsistler kendilerinin başkalarından çok daha önemli oldukları duygusu içindedirler. Gösterdikleri başarıları, becerileri abartıp, olağanüstü olarak görüp, çok değerli ve yüksek bir şahsiyet! olarak bilinmeyi beklerler. Kendilerini büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel bir varlık olarak görürler.
Narsistler, kendilerini özel, benzeri olmayan ve kendilerini ancak çok zeki ve üstün nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünürler; sadece bu kişilerle ilişki kurup, dostlarını bu kişilerden seçmeye çalışırlar. Her narsist, çevresindekiler tarafından beğenilmeyi bekler; bunu hak ettikleri ve şahsına özel muamele gösterilmesi gerektiği inancındadırlar.
Diğer insanlarla ilişkilerinde bencilce, çıkar ilişkisi içinde hareket ederler. Başkalarının zaaflarından yararlanıp, hedeflerine ulaşmayı gözetirler. Kendilerini diğer insanların yerine koyup, onların hislerini, düşüncelerini ve duygularını anlama ihtiyacı duymazlar. Genellikle başkalarının başarılarını, değerlerini ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. Diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.
Narsist bireyin temel özelliği, sınırsız başarı, zenginlik ve güç elde etme tutkusudur. Aşırı bir şekilde muhtaç olduğu özgüven duygusunu bulabilmek ve koruyabilmek için sürekli taktir edilmeyi ve kendine hayranlık duyulmasını ister. John Wise'in dediği gibi kendini sevme ve kendini koruma insanoğlunda hakim olan karakterlerdir; ancak mobbingcinin kendine karşı hayranlığı abartılı (narsist) bir hayranlıktır. Narsis kişiler her zaman özel işlem görme beklentisi ile kendilerini hukuk ve ahlak ilkelerinin üzerinde görürler. Hiyerarşik kademelerde hızla yükselmek için her tür ahlakdışı yöntemi kullanırlar. Bekledikleri hayranlığı ve taktiri kendilerine göstermeyenlere karşı acımasızdırlar.
Başkaları onu hafife alır, eleştirir veya yenilgiye uğratırsa; aşırı bir öfke, öç alma duygusu ve kızgınlık duyarlar. Bu kişilerin evine, bedenine saldırılırsa bu kadar öfke duymazlar. Yenilgi anında veya sonrası sübjektif değerlendirmeler ve yargı kusurları ile hareket ederler. Yücelik ve yanılmazlık saplantıları onlarda narsist yaralanmaya sebep olur.
Mobbingci, paranoid baskıcı ruh hali gösterir. Mobbingciler başkalarının niyetlerinden aşırı derecede kuşkulanma, hatta sürekli insanların kendi aleyhinde komplo hazırlığı içinde oldukları yönünde kuşku duyarlar. Paranoid baskıcı ruh halinde olan mobbingciler, kendilerine kurulduğunu sandıkları komplolarla başa çıkmak için, kafalarında sürekli karşı komplo kurma uğraşısı içindedirler.
Paranoid baskıcı ruh halinde olanlar her şeyden ve herkesten şüphelenirler. Şikayetleri daha çok çevrelerindeki kişilerden kötülük beklemek ve kendini güven içinde hissedememe yönündedir. Bu kişilerin en belirgin özellikleri, aşırı bencillik duygusu şeklinde kendini belli eden davranış bozukluklarıdır.
Mobbingci, baskıcı ruh hali içindedir. Mobbingcilerde obsesif-kompulsif davranışlara çok sık rastlanır. Obsesyon ve kompulsiyon terimleri, hem patolojik davranışları, hem de kişilik bozukluklarını ifade eder. Obsesif-kompulsif bozuklukta obsesyon zorunlu düşünceleri, kompulsiyon ise, zorunlu davranışları tanımlar. Bu hastalarda abartılı düzen, intizam, cimrilik gibi kişilik özellikleri ile birlikte kaygı, gerginlik ve dikkati toplamada güçlük çekme, aşırı korku belirtileri, unutkanlık, dengesizlik, sinir bozukluğu, ruhsal çöküntü, yorgunluk ve uzun süren gerginlik gibi belirtiler vardır.
Obsesif ruh halinde olan mobbingciler, denetimleri altında bulunmayan ve sürekli kendini tekrar eden olumsuz, hoş olmayan düşünceler içindedirler. Bu bir tür nevroz halidir. Bu tür nevroza sahip kimseler, belirli davranışları tekrar etmekten kendilerini alıkoyamazlar. Kafalarına taktıkları konularda ısrarlı ve tekrarlayıcı düşünce içindedirler. Herhangi bir konu bilince takılarak korku ve bunalım yaratır. Bu kişiler bilinçlerine takılan düşüncelerden kurtulmaya çalışsalar da, bunu başaramazlar.
Mobbingci düşmanlık yapmaktan kendini alamaz. Mobbingci örgüt hiyerarşisinin neresinde bulunursa bulunsun, başarıya azmetmiş bireylere karşı yıldırma politikası gütmeyi, önemli bir görev olarak görür. Ben merkezci ve egoist insanlar oldukları için, örgütsel etik değerleri hiçe sayar ve örgütsel çıkarları göz ardı ederler. Onlara göre örgüt ve çalışanlar onlar için vardır. Onların çıkarıyla örgütün çıkarı aynı anlama gelir. Onların çıkarından bağımsız bir örgütsel çıkar düşünülemez!.
Mobbingci kurumsal kimliğe sahip olduğuna inanır. Psiko-terör yanlıları kendilerini gerçek kişi değil, gerçek üstü veya olağanüstü insanlar olarak görürler. Onlar her hangi bir kişi değil, kurumdurlar!. Gerçek kişi değil, tüzel kişiliğe sahiptirler.
Mobbingcinin şahsına yönelmiş bir direnç, kurum çıkarlarına yönelmiş bir tehdittir. Onun saldırı yeteneğini zayıflatan her karşı duruş, örgütün hedef ve stratejilerine yönelmiş bir tehdit olarak görülmelidir!. Mobbingciler kendi çıkarlarını örgütsel çıkarlara denk saydıkları için, kendilerini rahatsız eden her davranışa karşı acil önlem alınmalıdır; çünkü bu bireysel değil, örgütsel bir sorundur!.
Mobbingci, sadist kişiliğe sahiptir. Sadist ruhlu mobbingciler, yaptıkları eziyetten haz duyarlar. Mobbingcilerin geneli sadist kişiliklidir. Özel ve toplumsal çevrelerinde dışlandıkları için, kurumsal kimliklerini (bunların kurumsal kimliklerinin dışında başka kimlikleri olmadığı için, kurumsal kimliklerini kaybedince derin bir yalnızlığa sürüklenirler) kullanarak, astlarına ve bazen eşit statüdeki insanlara karşı çok saygısız, kaba ve saldırgan davranırlar.
Kurbanın zor durumda kalmasından sadistçe zevk alırlar ve geçici bir ferahlama duyarlar. Yıldırma davranışına başvurarak, girdikleri krizden kurtulurlar. Ne yazık ki tüm müptelalar gibi, mobbingcileri de hastalıklarından kurtaracak, esenliğe kavuşturacak altın vuruş henüz geliştirilmemiştir.
Mobbingci, kendi normlarını örgüt politikası haline getirmeye çalışır. Yıldırmayı ve silikleştirmeyi bir politika olarak benimseyen psiko-terör yanlıları, başkalarını baskı altına almak gibi temel bir amaçları olduğu için, inisiyatiften değil, itaatten, özerk davranışlardan değil, disiplinden, motivasyondan değil, korkudan yanadırlar. Sürekli kuralları hatırlatır ve yeni yeni kurallar koyarlar. Kendi kurallarını örgütsel norm olarak görürler; bu nedenle, kendi normlarına uymayanları itaatsizlikle, disiplinsizlikle ve isyankârlıkla suçlarlar. Mobbingci, önyargılı ve duygusaldır. Psiko-terör uygulayanların davranışlarının rasyonel temeli ve izahı yoktur. Mağdurun şiddete maruz kalması; dinsel, sosyal veya etnik bir nedene dayanabileceği gibi, gösterdiği yüksek bir performans, elde ettiği bir fırsat, beklenmeyen bir terfi veya ödül, mobbingcileri harekete geçirmeye yeter. Hatta psiko-kabadayının saldırısı için bunlar gibi önemli bir neden gerekmeyebilir. Onun sevmediği birine benzemek! bile kurbana saldırı için bir neden olabilir.
Mobbingci kötü kişiliklidir. Psikiyatrist M. Scott Peck, kötü kişilik teorisinde, kötü insanların kendi hasta kişiliklerinin bütünlüğünü korumak ve sürdürmek için, başkalarının ruhsal gelişimini, güç kullanarak yok etmek istediklerini öne sürmektedir.
Freud'a göre insanoğlunun doğuştan getirdiği iki temel eğilimi vardır; bunlar: Cinsellik ve saldırganlıktır. Bu iki temel eğilimlerin güçlü olması, insanoğlunun bir toplum içinde uyumlu yaşamasını zorlaştırır. Mobbingciler, doğuştan getirdikleri bu iki dürtüden saldırganlık dürtüsünün etkisini fazla hissederler.
Mobbingciler, düşmanlık duyguları yüksek insanlardır. Kinle doyar, düşmanla beslenirler. Düşmanlarının olmaması durumunda başka bir düşman bulmada zorlanmazlar. Kontrollü gerilim stratejisi uyguladıkları için, düşmanlarının güçlü olmasını istemezler. O nedenle güçlü düşmanlarını zayıflatmak ve yok etmek için ellerinden geleni yaparlar; ancak düşmansız da duramazlar.
Mobbingciler genellikle duygusal kabızlık içindedirler; ancak bu onların depresyon ve manik taşkınlık gibi aşırı psikolojik reaksiyonlar göstermelerini engellemez. Mobbingci genellikle zihinsel takıntı içindedir. iç çatışmaları nedeniyle sinir ve kas tepkileri durur ve duygusal tıkanma yaşar. Bu durum onun, hukuk, etik, onur, şeref ve vicdan ölçülerinin dışına kolaylıkla çıkmasına neden olur.
Mobbingci yalancı bir ruh haline sahip ve düşman yaratma ihtiyacı içindedir. Bunlar yalanla beslendikleri için her zaman; beyaz, gri ve kara propagandaya başvurma gereği duyarlar. Hedef seçtiği insanlarda eğer bir kusur, hata veya suç varsa, bunları abartma, bunların olmaması durumunda ise, varmış gibi göstermek için yalana başvurmaları kaçınılmaz olur.
Thomas Hobbes'e göre insanın doğasında onu kavgaya sürükleyen üç faktör vardır. Bunlar; rekabet, güvensizlik ve şöhrettir. Mobbingci bu üç faktöre karşı aşırı ihtiyaç duyar. Bu nedenle mobbingci genellikle mantık ölçülerinden uzak, heyecanlandırıcı, kışkırtıcı bir dil kullanır; çatışmadan ve acı vermeden hoşlanır; şiddetin devamı için elinden geleni yapar ve bunda kendini görevli sayar.
Psikolojik şiddet uygulayanlar genel olarak; ilgi açlığı çeken, zayıf kişilikleri nedeniyle övgüye aşırı ihtiyaç duyan silik karakterli insanlardır. Suçlayıcı ve yargılayıcıdırlar; bu nedenle sürekli olumsuz senaryolar kurarlar. Bu senaryonun oyuncusunu bulmakta zorluk çekmezler. Senaryolar, gerilim ve şiddetle doludur. Oyuncunun yanında kendisini koruyacak ve yerine göre kendi yerine oynayacak figüranlara ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle rol yapmaları doğal halleridir.
Psikolojik şiddet uygulayanlar (mobbingciler), kendilerini fazla tanımazlar; kendileriyle birlikte hareket eden(ler)in güçlerine göre kendilerini güçlü hissedebildikleri gibi, bunların olmaması durumunda kendilerini aşırı zayıf ve savunmasız hissederler. Bu ikili tutumları onların kendileriyle ve mağdurla ilgili her tür tutum ve davranışı abartmalarına neden olur.
Mobbingcilerin eylemleri, hayata ve farklılıklara değer vermemelerinden, sahtekarlık ve numaracılıklarından, şişirilmiş benlik algısı yani kendini büyütme gereksiniminden kaynaklanır. Mobbingcinin kişiliği, aşırı kontrolcü, korkak, nevrotik ve iktidar açlığı gibi niteliklerle tanımlanabilir. Hareketlerinin çoğu, güvensizlik ve korkudan doğan kıskançlık nefret· ve saldırganlık şeklindedir.
Leymann'a göre, mobbingciler, kendi eksikliklerinin telafisi için, psikolojik şiddet (mobbing)e başvururlar. Kendi adları ve konumları adına duydukları korku ve güvensizlik, onları başka birini küçültücü davranmaya iter. Bu açıdan mobbing eylemi şüphesiz bir kompleksli kişilik sorunudur.
Psikolojik şiddet uygulayanların psikolojilerine ilişkin ampirik araştırmalar pek yapılmamıştır ancak, kendilerini olduğundan üstün göstermek isteyen bu kişilerin, iki yüzlü, astlarına zulmedebilmek için, üstlerine karşı aşırı yaranmacı,· onursuz ve sahtekar tavırlı insanlardır.
Mobbingci Kişiliğin Özellikleri
Mobbingcilerin güçlerinin kaynağı ne bilgileri, ne karizmaları, ne de becerileridir; güçlerinin bir tek kaynağı vardır, o da üstlerine gösterdikleri sahtekarca ve abartılı saygıdır. Aslında bunlar insana saygı göstermediklerinden dolayı, üstlerine de saygı göstermezler; ancak çevreleriyle barışık, uygulamalarında haklı olmadıkları için, abartılı bir saygıyı kendilerini güven içinde görme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullanırlar.
Mobbing uygulayanlar, genellikle bunu bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Hedefin siz veya başkası olması onun için önemli değildir. Siz olmazsanız mutlaka bir başkasını bulmakta gecikmeyecektir. Nedenin önemli veya önemsiz olmasının da onun için bir anlamı yoktur. Mobbingci kendi hasta psikolojisi, yaralı egosunu tatmin etmek için, küçük nedenlerden büyük kavgalar çıkarmaya her zaman hazırdır.
Mobbingcinin karakterinde yanlışları üzerinde düşünmek yoktur. Kendileri dışında herkesi suçlarlar. Kendi konumlarını destekleyenlere karşı aşırı yaranmacı ve övücü davranırlar. Kendileri için iyi olan, herkes için iyi, kendileri için kötü olan ise, herkes için kötüdür şeklinde sapkın bir inançları vardır. insanların önerilerine ve yapıcı eleştirilerine asla tahammül göstermezler.
Mobbingci kendiliğinden harekete geçmediğinden, daha çok başkasının yönlendirmesiyle hedefe kilitlendiği için davranışları itibariyle ahenksizdir. Bu ahenksizlik onu dıştan denetimli kişi olmaya iter. Dıştan denetimli kişi, kendi istek, ihtiyaç algılama ve yorumlarından çok, kendisini denetleyenlerin istek, ihtiyaç, algılama ve yorumlarına göre davranır.
Mobbingci toplumsal ve örgütsel değerlere bağlı olmadığı için, bu nedenle ahlaki olgunluğa da sahip değildir. Dolayısıyla ahlak ilkelerine göre doğru ve yanlış davranışlar konusunda akla uygun kararlar verebilecek gelişmişlik düzeyi göstermez. Ahlaki zafiyeti mobbingciyi kendisinden zayıflara karşı aşırı zalim, kendisinden güçlülerin istek ve emirlerine karşı aşırı uysallık göstermeye iter.
Mobbingci duygusal açıdan hem yalnız hem de tıkanmıştır. Mobbingci çevresiyle barışık olmadığı gibi, kendisiyle de barışık değildir. Bu nedenle, sürekli önüne geçemediği iç çatışmalar yaşar. Bu durum onda sinir ve kas tepkilerinin durması veya düşünce zincirinin kopması şeklinde ortaya çıkan duygusal tıkanmaya neden olur.
Mobbingciler de mağdurları gibi yoğun stres altındadırlar. Çevrelerine güven vermedikleri için, kendileri de güven hissi içinde değillerdir. Astlarına karşı baskıcı, zalim, üstlerine karşı cesaretsiz, korkak ve riyakardırlar. Onlara karşı oldukça nazik ve diplomatik davranırlar. Zayıf karakterli ve karmaşık bir kişilik yapısına sahiptirler.
Çok çalışıyormuş ve örgüt için vazgeçilmezmiş pozlarına rağmen, aslında mobbingcilerin en sevmediği şey, örgütte diğer insanların başarısıdır. Örgütteki diğer çalışanların daha yetenekli olması onları korkutur. Yüksek başarıya sahip bir astın varlığına içerleyebilirler ve bu durum mobbing sürecini başlatabilir.
Diğer insanların kişiliklerine ve haklarına önem vermeyen mobbingciler, kendi önlerine çıkabilecek, kralın çıplak olduğunu söyleyebilecek olandan başlayarak psikolojik şiddeti yayar ve bunu bir örgüt politikası haline getirmeye çalışırlar.
Psikolojik Eğilimler Bakımından Mobbingci Kişilik
Zorbaca davranışı alışkanlık haline getirmiş mobbingcinin kendine özgü kişilik özelikleri vardır; bu özelliklerden temel psikolojik eğilimler üzerinde aşağıda kısaca durulmuştur. Genel olarak mobbingcinin kişilik özellikleri şunlardır: