dün konuştuğumuz bir ekranların sevilen yüzünden aynen aktarıyorum:
"mobbing en çok bizim meslekte var, yönetmenin oyuncuya, oyuncunun oyuncuya yaptığı, set çalışanlarına yapılan mobbing hiçbir yerde yok."
özel sektörde sıkça karşılaşılan bir durumdur. çalışan ne yaparsa yapsın hiçbir şekilde kabul görmez hatta bazı ufak tefek eksik yönleri sürekli olarak en büyük kusuru gibi gösterilir, kişi projelerin dışında bırakılır, şehir dışı iş seyahatlerine gönderilir, başkalarının hataları bu kişiye mal edilmeye çalışılır, kendisini savunması gereken bir noktada savunma mekanizması anında çökertilir ve kişi kesinlikle dinlenmez, ekip arkadaşları ile sürekli kıyaslanır ve kendisini başarısız görmesi sağlanır. Kişi sonunda bu psikolojik baskıya dayanamaz ve beklenen son, istifa eder. bu uygulama genellikle en verimli çalışana uygulanır, çünkü ilerlemesi istenmez. yöneticisi kapasitesiz, vasıfsız, yalakalık dışında bir bildiği olmayan, kabiliyetsiz, cibiliyetsiz ve hasbelkader yönetici olmuş olan birinin vay haline.
ne kadar güçlü bir yapınız olsa da bu tür psikolojik baskılara duygusal saldırılara dirençli olsanız da maruz kaldığınız yalnızlık, özgüven ve özsaygınızı altüst edebilir. erken emekliliğe yada istifaya sebep olabilir.
mobbing konusu bizde daha çok yıldırma politikası olarak bilinmektedir ve çok da ciddiye alınmamaktadır. iş kanununda yer almayan ancak 1 temmuz 2012 de yürürlüğe girecek olan yeni borçlar kanununda düzenleme alanı bulan bir kavramdır ve çok ciddi sonuçları vardır birey üzerinde. psikosomatik ve strese bağlı psikolojik rahatsızlıklara sebep olan bir uygulamadır.
mobbing, ingilizcede mob kökünden gelen aşırı şiddete yönelmiş kalabalık anlamındaki sözcüğün eylem biçimi olan mobbing birine karşı cephe oluşturma, duygusal saldırıda bulunma psikolojik terör olarak ifade edilen bir kavramdır.
mobbingin hedefi, yaratılan sistematik baskı sonucu kişi veya kişilerin iş performansını olumsuz yönde etkileyip, dayanma gücünü yok etmek suretiyle kişi veya kişilerin işten ayrılmasını sağlamaktır. yapılan araştırmalar, mobbing uygulamasının üst düzey yönetim çalışanları tarafından yapıldığını vurgulamıştır.
mobbing durumunda sadece aktif saldırganla karşılaşılmaz. baş etmesi daha zor olan pasif saldırgandır. pasif saldırgan kötü davranışlarını örtmek için samimi davranır ancak uygun ortamda taciz, rahatsız etme, kötü davranış yoluyla kasıtlı hareketler ortaya koyar.
mobbingin kişiye olduğu kadar örgüte de zarları vardır. kişisel olarak işe gitme isteksizliği, stres ile başlar ve kişinin sağlığı ciddi tehdit altına girer. örgüte olan etkileri ise şunlardır; çalışan motivasyonu düşer, performans düşer, çalışanlar ile örgüt arasında uyumsuzluk başlar, iş verimliliği düşer.
sıklıkla görülen mobbing davranışları şunlardır; yaptığınız işlerin sürekli eleştirilmesi, üstünüzün, çalışma arkadaşlarınızın kendinizi gösterme olanaklarınızı kısıtlaması, özel hayatınızın sürekli eleştirilmesi, dini ve siyasi görüşlerinizle alay edilmesi, hakkınızda asılsız söylentilerin çıkarılması, fiziksel olarak ağır işler yapmanızın istenmesi, işinizin sürekli değiştirilmesi, cinsel imalarda bulunulması, sizi küçük düşürmek için her türlü davranışınızın taklit edilmesi gibi davranışlardır.
bu konuda bilinçlenmek lazımdır ki önününe geçilebilsin. mobbinge maruz kalındığında bu etrafla paylaşılmalı ve ispat olabilecek şeyler toplanmalıdır. mesela yöneticinizin size verdiği emirleri yazılı olarak almak, mobbing uygulayıcısıyla bu konuyu konuşurken yanınızda birinin olmasını sağlamak gibi.
maalesef ülkemizde mobbing ile ilgili davalarda tazminat komik rakamlardır, caydırıcı değildir. avrupa ile kıyaslanamayacak düzeydeyizdir ancak bilinç oluşturulursa bu değişebilir tabi.
mobbing sözcüğü, saldırgan topluluk anlamına gelen mob sözcüğünden oluşmuştur.
mobbing ilkin çocukların birbirleriyle olan ve şiddet içeren davranışları inceleme amacı ile kullanılmıştır. fakat 1950-60 aralarında yapılan araştırmalarda mobbing'in yalnızca çocuklar arasında yapılmadığı görülmüştür.
bilhassa iş yaşamındaki başarılı kişilere, kendi yerlerinden olacağı korkusu yaşanan kişiler tarafınca uygulanır ki ne hikmetse bu tip insanlar, yani başarısız olanlar, iş yerlerinde her zaman patronla daha iyi ilişki içerisindedirler. bu çalışanın, işe kattığı hiçbir şey yoktur ama görürsünüz ki sizden daha iyi bir ücrete, daha rahat biçimde çalışıyor.
muhtemelen mobbing, sizden daha önce işe girmiş kişi tarafından size uygulanır. burada en çaresiz kalınacak noktalardan birisi yabancılık çekmektir. zira iş ortamındaki kişilerle muhabbetiniz, mobbing uygulayan kişiye göre daha azdır yahut daha yenidir. bu yüzden, iş ortamındaki insanlara güven vermek, bir şekilde onlarla vakit geçirmenin faydası vardır.
fakat eğer, ast-üst ilişkisi var ise ve üstünüz tarafından mobbing görüyorsanız, ne yazık ki, adaletsiz bir dünya... iş aşırıya kaçmadıkça doğru-düzgün dava bile açamazsınız. fakat uyanık olun, aşırıya kaçmasına fırsat verin ve dava açın. böyle böyle, mobbing yapan bu dünya hastası insanlar bu davranışın tekrarından kaçınacaktır.
ruh hastası, dengesiz, sorunlarını işyerindeki çalışma arkadaşlarına yansıtan küçük beyinli kızların da yapabildiği; işyerinde tacizin bilimsel ismidir.
ülkemizdeki sözde yöneticilerin bildiği tek yönetim biçimidir. aşağılık kompleksli kıfayetsizlerin ego tatminidir. sonunda bumerang etkisi ile bir taraflarında patlar ancak o zamana kadar yaşattıkları insanlık dışı durum tüm ofisi alackaranlık kuşağına dönüştürür. en ağır cezalarla cezalandırılmalıdırlar ki, hem yönetici hem de şirket, bir daha böylesi çirkinlikler yaşanmasın.*
işverenin işçisini yıldırması ve itibarsızlaştırması da bu kapsama girer.
gün itibariyle artık ülkemizde de mobbing uygulamaları mahkemeler tarafından tespit edilerek cezalandırılmaktadır. zaten türk ceza kanunu na göre mobbing uygulayan işverenlerin/üstlerin ceza mahkemelerinde yargılanmanları mümkündü. buna ek olarak artık mobbing bir tazminat sebebi. **
genellikle işe yeni alınan, tayinle yeni gelen elemanlara , özellikle bayansa pek bi şiddetli uygulanan iş hayatını çekilmez kılan davranışlar bütünüdür. 12 yıllık iş hayatım boyunca sürekli maruz kaldığım işyeri şiddetidir. mobbingi uygulayan her iki cins olabiliyorken; ezici bi yüzde ile mobbinge ugrayan cins bayandır. bayanlar bayanlara , erkekler bayanlara , daha sonra hepsi çaycıya mobbing uygular.
öyle bir saçmalıktır ki sadece bayan olmanız bile tacize uğramanız için yeterli şarttır. beraber çalıştığın , bazen baba gözüyle baktığın kelli felli torun torba sahibi göbekli hulusi kentmenleri bile ısrarla sana bakarken, yemeğe davet ederken, cinsel şaka yaparken bulabilirsin. istatistiklere göre kadınların çalışmak istememelerinde oran olarak hatırı sayılır bir yüzdesi bulunan mobbing ne yazık ki çoğu kadının bunu dillendirememesi sonucu cezasız kalmaktadır. konusu çok geniş olmasına rağmen bayanlara uygulanan mobbing en çok cinsel tacizdir. elle olmasa dahi sürekli bir cinsellik şakaları silsilesi, ısrarlı bakışlar, ipe sapa gelmez konular hakkında sohbet etme çabası , dosya veya kalem alırken eline temas etmeye çalışmalar her ne kadar zavallı çabalar olsa da , zamanla öyle bir hale gelirsiniz ki ; çalışmaktan ve hatta yaşamaktan tiksinirsiniz.
bayanların bayanlara uyguladığı mobbing genelde dedikodu kökenlidir. eğer ki ortamdaki herhangi bir kadının eziklik hissetmesine sebep oluyorsanız veyahut menfaatine dokunuyorsanız vay sizin halinize derim. işyerinizdeki bir kadının kara listesine girmektense amerikanın terör listesine girmek daha iyidir. erkek familyadan geri kalmayan bayanlar namusunuza , ailenize hatta kişiliğinize dil uzatacak kadar had sınırında dolanır.
çözüm olarak takmamak bir seçenektir ama etkili değildir. tecrübelerime dayanarak naçizane tavsiyem sonuna kadar savaşmak , aynı zamanda duruma , yerinde ve zamanında müdahale etmektir. korku mobbing uygulayanın en büyük kozudur. korku hayatımızın en büyük handikapıdır.
olm bir de stockholm sendromu var. kurbanın işkencecisine aşık olma durumu.
bu sebeple genelde mobbing, iyi maaş alıyor ve zamanında alıyorsan patrona yalakalık olarak sonuçlar da ortaya çıkarabilir. zaten ortamda yeter şartta yalaka var ise, bu diğer kurbanların ses çıkardıklarında ayıp birşey yapıyorlar gibi yargılanmalarına sebep olur.
sana mobbing yapana sen de yap. genelde ses çıkaramazlar. zaten ruh hastası değilse patronun o zaman, "ben buna tazminat vermeden çıkarayım" diye yapıyordur. yani giderin zaten vardır. ezilmene gerek yoktur. bol bol yanıt ver diğer yandan da biraz performansını arttır. eğer denk gelir de güzel bir iş yaparsan bırbır konuşuyor olmanla birlikte patronun gözünde değerin artar. yok sinirlenip kovarsa da tazminatını almış olursun.
mobbing davalarında en önemli kanıtlardan biri de, iş yerindeki başka bir çalışanın şahitliğidir. iş davalarındaki en büyük sıkıntı, burada da kendini gösterir zira kolay kolay hiçbir çalışan işveren aleyhine şahitlik yapamaz.
