lens ya da gözlük kullanarak düzelen ya da daha beter bozulan bir rahatsızlık değildir. olan şey gözlerinizin mevcut protezle (lens-gözlük) görmeye alışmasıdır.
siz aslında gözlüksüz ya da lenssiz hep aynı bozuk dünyayı görürsünüz. sadece göz kaslarınız rahat ettiği için gevşer.
Yaklasik 30 saniye once gozluklerimi bir cember gibi kafama kaydirmamla birlikte karsilastigim aci gercek.
Tam anlamiyla Burnumun ucunu goremiyorum.
Fizyolojik olarak bu kadar mukemmel isleyen bir vucudun duyu organlarindan birinin bu kadar bozulabilmis olmasi beni cok uzuyor. Kullanici hatasi da var elbet ama seride de bir sorun olabilir.
Karanlıkta şiddeti artan meret. Geçen akşam annesine doğru koşmakta olan olan köpeğin biraz daha yaklaşınca aslında küçük çocuk olduğunu farkettiğimde kendimden utandım.
Zordur. Çoğu zaman garibanlıktır. Sosyal hayatınızı ve sıkça hayata bakışınızı bile etkiler. Hatta (bkz: umut sarıkaya)'nın bununla ilgili bir yazısı (bkz: yalnız ve güzel) vardır ki "hay ağzın bal yesin" diyesi gelir insanın.
Miyopluğa alışan insan bir zaman sonra ne lens ne gözlük takmak ister.
Çoğu zaman gerçek dünyanın halini görmemek gerektiğinin daha güzel olduğuna inanır.
Karşınızdan gelen insanın rahatsız edici bakışı, uzaktaki birini saçma tavırları, insanların kötülüklerinin yüzlerine işleyişini görmemek miyopları daha mutlu kılar.
Bir süre sonra birkaç dolmuş kaçırmak, uzaktaki tabelayı okumak için birkaç adım fazla yürümek miyop insanına koymaz.
Getirileri götürülerinden fazla olan göz kusurudur.
uzaktan yakışıklı gelen erkeğin yakınlaştıkça çirkinleşmesi durumuna alışmaktır. gözünde sadece silüetler şeklindedir insanlar. biri ile buluşacaksanız aceba o mu değil mi sorusu ile kafayı bozmaktır. yolda karşılaşılan kişiye görülemediği için selam vermemek selam vermediği içinse trip yemektir miyopluk.
bugün 2.25 derece miyop olduğumu öğrendim ehliyet vesilesi ile.
gözlüğü aldım. ben ayrıntıları göremediğimden kendimi güzel sanardım. hayata küstüm vallahi takmam bu gözlüğü.
ayrıca gözlerden doğal olarak gelen retrica efecti gibidir efem. ayrıntılar sivilceler felan görünmez. herkesi kusursuz sanarsınız.
En çok denize girince eksikliginizi hissedersiniz. Insanlar sevgilileriyle şakalasirken siz denizden çıkarken havlularinizin olduğu yeri bile zor bulursunuz. Lens falan da sıkıntıdir yüksek numaralarda. Lazer operasyonu içinse herkes farklı bişey söyler.
sürekli numaran artabilir. illaki gözlük takar ,gözlük koleksiyonu yaparsın. rengarenk çerçeveli gözlüklerin vardır. yağmurlu yada soğuk havada otobüse binmek istemeye bilirsin zira sıcak havayla buluşan gözlük camlarının buharı seni rahatsız eder. yıllarca gözlük kullandıktan sonra bıkkınlık gelir lense heves edersin.hatta harçlıklarını lense ayırabilirsin gözlükten oldukça masraflı. bi gün para kazanıp lazer operasyonu yaptırmayı hayal edersin ama bi yandan da risklerinden korkarsın. yinede gözlüklü olmanın ayrı bi havası var miyopcuk sağolsun.
Gözlerin uzagı gorememesıdır. Lakin yüksek derecelıler sürekli gözlük takmak zorunda olduğu için sürekli uzagı görebilir (gözlük ıle). Fakat bide benim gibi derecesi 0.25 0.75 arası olanlar vardır ki ıskencedır. Gözlük taksan olmaz, takmasan olmaz, bir an gözler harika görür, az bir yorulursun kör gibi burnunun ucunu gormezsın başa bela bir durumdur.
Gözlüğü takmak işkence gelir ama gözlüksüz de hiç çekilmez. Size selam verenleri katil sanmanıza bile sebep olabilir. En iç acıtan olayı inatla herkesin "bunu da mı göremiyon? Yuh!"demesidir. O an gözler dolar burnun sızlar .
otobüs durağında tekseniz eğer otobüsü kaçırmaktır. o otobüs gelecek de duracak da siz de numarasını okuyup bineceksiniz... arkadaşlarla pes atarken televizyonun dibine girmektir, böylelikle 3d keyfini her yerde yaşamaktır. sabaha kadar sayılabilcek kötü özelliği vardır lakin şu an aklıma gelen iyi özelliği de ışıkların bokehleşmesidir. sağlıkle göz şehrin ışıklarını nokta nokta görürken siz parıl parıl parlarken görürsünüz adeta bir los angeles adeta bir vegas.