çeşit çeşit diller ve lehçeler konuşan, çeşitli din ve mezheplere mensup insanları türk olduklarına ve hepsinin bir kurdun peşine takılıp aynı yerden geldiklerine ikna etmek kolay iş değildir; millî mitoloji işi birazcık kolaylaştırır. Anlaşılır bir şey.
biraz siyasi olsa da mitolojiyle ilgili roni margulies in güzel bir yazısı aşağıdaki bağlantıda
Yıllarca cermen, mısır ve yunanlılar dan ibaret diye büyütüldük. Ne kayra yi ne ülgen ı ne umay ana yı bildik.
Börü nün gölgesinden hiç haberimiz olmadı zaten.
kolektif bilinç diye bir gerçek var. birbirinden yalıtılmış toplumlar bile aynı paganist inanç gösteriyor. hepsi hemen hemen aynı hikayenin farklı anlatılışı.
tabi biz mitoloji diyoruz ama insanlar bu hikayeleri okuyup kakara kikiri yapmamış bunlara bildiğin inanmış. bugün nasıl dine ve hikayelerine inanılıyorsa.
ayrıca dinlerin, mitlerin, efsanelerin, masalların çıkış yeri toplumsal bilinçaltıdır. bu konuda çok mantıklı argümanlar var.
Merak uyandıran konudur. Mitoloji hakkında merak ettiğim çok şey var, ancak bu merakımı giderecek kitaplar bulamadım. Konuya entry giren son kişilere mesaj atmaya başlamıştım ki "mesaj gönderilemedi:
sürekli yeni kişilere mesaj atar oldun, biraz dinlen bence.." şeklinde bir uyarı ile durduruldum. Kitap önerileriniz varsa paylaşır mısınız? Şimdiden teşekkürler.
Milletlerin masallaşmış tarih öncesi efsanelerinin tümüdür. Mitoloji hikayeleri daima insanüstü, hatta tabiatüstü olayları anlatır.
Bu hikayeler bir şahsın değil, bütün toplumun eseridir. Çeşitli milletlerin mitolojileri başka başkadır. Bununla beraber bazı milletlerin mitolojileri arasında ortak olaylara rastlanır. Eski Yunan mitolojisi, şahıslar bakımından en zengin, olaylar bakımından en girift mitolojidir, tanrılar insan biçiminde tasarlanmıştır.
Geçen olaylar da gerçeğe bağlı olaylardır. Eski Romalılar da hemen aynen Yunan mitolojisini benimsemişler, ancak kahraman adlarını değiştirmişlerdir. Türk mitolojisi ise islam'dan önceki devirlerde var olan totem dininin sonucu olarak doğmuştur. Türk mitolojisinde kurt ve kartalın önemli yeri vardır.
Gök-Türkler gökte «gök tanrıları», yerde de «toprak tanrıları» olduğunu kabul ederdi. En eski mitolojiler Eski Mısır, Asur ve Babil mitolojileridir. Mısır mitolojisinde tanrılar insan, hayvan karışımıdır ve tanrı sayısı pek fazladır Firavunlara da tanrı gözüyle bakılır. iran mitolojisi de Zerdüşt’ün kitabına bağlıdır.
uthos ve logos kelimelerinden oluşur. eski yunanca'da muthos ağız ile söylenen söz, logos ise bilmek, bilim anlamındadır. dolayısı ile, ağızdan ağıza aktarılan bu hikayeler, ayinler, geleneklerin bilimidir.
mitoloji, oluşturulmaz, doğar. insanın merakının ürünü olan, aklındaki "dünya nasıl oluşmuştur", "bizi kim yarattı" gibi soruları açıklamaya çalışır. bir milletin, bir toplumun tarihi ne kadar eski, kapladığı alan ne kadar geniş, yaşadığı coğrafya ne kadar zengin olursa, mitolojisi de o kadar zengin olur. keza; mitoloji insanın çevresindeki tüm bu etkenleri açıklamaya çalışır.
çok değişik, çok farklı coğrafyalarda yaşamış toplumların mitolojileri bile, bazı noktalarda benzerlik gösterir. bu, insan doğasının coğrafyaya, zamana ve diğer etkenlere göre değişiklik göstermediğini, her daim aynı olduğunu ve kaldığını doğrular niteliktedir.
eski çağın dinleridir. ayrıca çok tanrıcılığa bakışta bir ufak noktaya değinmek istiyorum. çok tanrıcılık her ne kadar çok tanrı gibi gözükse de tapınma itibariyle o kadar çok değildir.
mesele yunandan gidersek, tanrımla uğraşanlar gidip poseidona tapmaz, gider demetere tapar. denizcilikle uğraşan gidip hades e tapmaz poseidona tapar.
yani bu ufak örnekten analyacağınız şey: çok tanrıcı olmak her tanrıya tapmak değildir, kültürel olarak yunan ve roma tüm tanrıları kabul eder ama halkı her tanrıya tapmaz.
böyle bir konuyu sadece "saçmalık, götten uydurma" cümleleriyle hasır altı edip, küçümseyen insanları olabildiğince uzağımızda tutmamız gereklidir.
çünkü; bundan dört - beş bin yıl öncesine kadar uzanan eski insanların, toplumların, kültürlerin, yaşama şekillerinin, inanışların bir şekilde içerisine serpildiği, böylesine büyük bir bilgi madenini yok saymak başlı başlına ahmaklıktır.
bugün bilinçsiz bir şekilde, hiç okumadan, araştırmadan sadece atalarınızdan gördüğünüz için inandığınız dinleriniz dahi (yahudilik, hıristiyanlık, islamiyet) temelini bu mitlerden almaktadır.
dinler birden ortaya çıkmamıştır çünkü. uzun bir zaman sürecinde ortaya çıkan bilgilerin üst üste yığılmasıyla oluşmuşlardır. ve bu bilgilerin en üst katmanı da - en azından bizim bildiğimiz, ulaşabildiğimiz yazınsal kaynak olarak - mitolojiler tarafından oluşturulmaktadır.
bu durum dinlerin safsata olduğunu mu gösterir? tabiki göstermez.
Günümüzde kullandığımız birçok kelimenin kökü mitolojiden gelmekte. Mitolojik hikayelerden esinlenerek bilhassa psikolojik sendromlar mitolojideki karakterlerle ya da olaylarla isimlendirilmekte.
Mitolojiye başlangıç için (yunan mitolojisi) güzel bir kitap tavsiyesi olan varsa lütfen mesaj kutumu yeşillendirin. valla çok makbule geçer tecrübeli ve ilgili birinin fikirleri.
sadece yunanlar'da olmayan hede. adamlar güzel satıyor kültürlerini helal cidden. Bizde de mitoloji deyince sadece yunan mitolojisi geliyor akla. üstüne üstlük koskoca mitolojiyi sadece yunan mitolojisine göre yargılıyorlar. gerçi onu da becerememiş arkadaş.
mısır mitolojisi var,
türk mitolojisi var,
japon mitolojisi var,
hindu var,
çin var,
viking var
var oğlu var. nasıl içlerinden birisini seçip ona göre yargılayabiliyorsunuz hayret.
bu efsaneler saçma gibi görünse de bakmayı bilen adam için altın madenidir. mö 4000'lere kadar giden bir yolun kapısıdır. içinde 7 bin yılın inançları, her türlü kültürel ögeleri, folklorik unsurları, yaşayış biçimi, avlanış biçimi, yeme-içme biçimi, dünya görüşü, dostlar-düşmanlar, korkulan ve sevilen varlıklar vs. vs. var.
nasıl önemsiz diyebiliyorsunuz lan? hayal gücü ile uydurulmuş şey deyip geçilir mi amk?
Kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı hikayeler topluluğu, ortaya çıktığı dönemin yaşamını, dönemin insanlarının arzu ve isteklerini ( Tanrı tasvirleriyle ) ifade eden, ismi nerede geçerse geçsin insanın aklına eski Yunan'ı, Homeros' u düşündüren söylence bilimidir.
"dumanlı kafaların tarihi" ama cidden eğlenceli hele hele mezopotamya, sümer, babil resmen yardırıyor. ufak bi kuple:
"Tanrilarin davranislarina tahammül edemiyorum ! Gece ve gündüz hiç durmadan yaygara yapiyolar ve hiç uyuyamiyorum. Umutsuzca huzura ve sessizlige ihtiyacim var. Eger benim ricalarimi dinlemezlerse, gürültülerini yapabilecegim tek sekilde, yani onlari yok ederek durdurmak zorunda kalacagim". (bkz: apsu) *
günümüzde tamamen profan bir anlayışla bakılan ve görmezden gelinen tarihi metinler şeklinde bir benzetme yapılabilir. mutlak bir tanımın yapılması pek kolay değildir. yapılan tanımlar efsane ve mit kavramının açılımından öteye gidemiyor ve içi boşaltılıyor. fakat anlatılan bu metinler belirli dönemdeki insanların sosyal ve siyasi olaylarını da düzenleyen bir nevi yasa konumundaydılar.
ayrıca mitler insandaki ruhani potansiyelin dışa vurumu olarak da görülebilir.günümüz insanı kendini tarihiyle tanımlamaktaysa eski toplumlarda kendilerini belirli mitsel olayların sonucu olarak görüp geçmiş ve gelecek bağlantısı kurardı.mitoloji insan aklının belki de farkında olmadan potansiyelinin farkında olabilmesini sağladı,belki de psikolojinin ilk gerçeküstü metinleriydi. doğadaki insan var olan nesnenin bir geçmişinin ve bir şeyin yansımasının olduğunun farkına vardı belki de. bundan dolayı ve mitoloji üzerinden de giderek psikolojide derinlik kazandı. bence insanın bilincini ve bilinçdışını bir arada kullandığı mitolojik metinler insan psikolojisini anlamak için büyük bir nimet olarak görüldü ve yararlanıldı.
eski uygarlıkların inanç sistemi. lakin bu inançlar göksel değil politik bir özellik arz eder. yani bu sistemdeki tanrılar, politikacıların bilinçaltını temsil eder.